Pei Shaoze iyi izlenim puanları için 0 puanın en düşük puan olduğunu zannediyordu. Sonuç olarak uyandıktan sonraki 30 dakika içinde puanı -10’a düşmüştü. Cheng Xia’yı işaretleme” görevini tamamlamadığı için 50 puanı da düşülmüştü.
Dün geceki sakin kararı, olay örgüsünün tamamen ters gitmesine neden olmuştu. Bu bir strateji oyunuysa, o zaman çok zor bir başlangıç seçmişti. Sistem görevlerini yerine getirmezse her şey daha da zor bir hal alacaktı.
Yine de Pei Shaoze’nin acelesi yoktu. Cheng Xia’nın kıyafetlerini yerden aldı. Yatağa doğru yürüdü ve usulca söze girdi, “Dün gece olanları kimseye anlatma. Sonuçta bu konu itibarına zarar verebilir. Anlaşıldı mı?”
Cheng Xia kendine geldi ve hafifçe başını salladı, “Evet.”
Pei Shaoze, Cheng Xia’ya kıyafetlerini verdi, “Üstünü giyin, seni evine götüreceğim.”
Cheng Xia kıyafetleri aldı ama Başkan Pei’nin önünde giymekten utanıyordu. Şu anda tamamen çırılçıplaktı ve bu çok utanç vericiydi.
Genç adamın kulaklarının kızardığını gören Pei Shaoze arkasını döndü ve Cheng Xia’yı yatak odasında yalnız bıraktı, “Sana yarım saat veriyorum. Duşa girebilirsin. Banyoda kullanabileceğin yeni eşyalar var. Yarım saat sonra seni götüreceğim.”
Cheng Xia dün gece çok terlemişti. Dahası bütün gün ateşi de oldukça yüksekti. Terliydi ve saçları yapış yapıştı. Duş almak için can atıyordu. Pei Shaoze’nin gittiğini gören Cheng Xia, hemen bornozunu giydi ve arkasından bakmak için dikkatlice yatak odası kapısına koştu. Başkan Pei’nin sahiden de aşağı indiğini görünce rahatlamış bir şekilde hızlı bir duş almak için banyoya yöneldi.
Pei Shaoze ikinci kattaki giyinme odasına gelmişti.
Bu villa, orijinal Pei Shaoze’ye on sekizinci yaş gününde annesi tarafından hediye edilmişti. Batı banliyölerinde Binhe Gölü’nün yanında yer alan ve lüks bir şekilde dekore edilmiş üç katlı bir evdi. İkinci katın tamamı giyinme odasına dönüştürülmüştü. Orijinal Pei Shaoze giyimine kuşamına oldukça önem veren biriydi. Orijinal Pei Shaoze ile şimdikinin zevkleri birbirinden çok farklıydı. Dolapta asılı bir sürü rengarenk kıyafet vardı ve ayakkabılar da son zamanlarda moda olan ayakkabılardı.
Pei Shaoze kaşlarını çattı ve kıyafet dolaplarının altını üstüne getirdikten sonra üzerini değiştirebileceği hoş bir gri süveter ve siyah pantolon buldu. Ayrıca kendi zevkine uyan bir çift deri ayakkabı da bulabilmişti.
Aynaya baktığında, bu yüz kendisininkiyle tıpatıp aynıydı. Belki de kitaptaki dünya yaratılırken onun gerçek görünümü kopyalanmıştı? Bu sayede kitabın içindeki dünyaya adapte olmasını daha da kolaylaştırmıştı. Aksi takdirde aynada tamamen yabancı birini görünce muhtemelen oyunu bitirmesi çok daha güç olacaktı.
Pei Shaoze kıyafetlerini değiştirdi ve ardından pencereleri açtı. Elbette her şey romandaki gibiydi. Cheng Xia’nın işaretlendiği gün yoğun kar yağışı vardı. Dolaptan bir palto bulup giydi. Sonra Cheng Xia’nın kıyafetlerinin ince olduğunu anımsadı ve yanına kalın bir palto daha aldı.
Yarım saat sonra Pei Shaoze yatak odasına döndü ve Cheng Xia’nın yıkanmış ve düzgünce giyinmiş olduğunu gördü.
Genç adam hafifçe kaşlarını çatmıştı ve biraz endişeli görünüyordu. Pei Shaoze daha yakından baktığında yatakta oturmuş WeChat’teki bir sohbet kutusuna baktığını gördü. Ona mesaj gönderen kişi…menajer Zhao Wenxiu’ydu.
[Cheng Xia neredesin? Dün gece yıllık toplantı bittikten sonra seni uzun süre aradım ama bulamadım. Bugün de telefonunu aradım ama açmadın. Ne oldu? Bu mesajı görür görmez beni ara lütfen.]
Zhao Wenxiu sanki hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi davranıyordu. Cheng Xia belli ki nasıl cevap vereceğini bilmiyordu. Ayak sesleri duyan Cheng Xia, Pei Shaoze’nin gözleriyle karşılaştıktan sonra yukarı baktı ve panik içinde telefonunu hemen yerine koydu. Beklenmedik bir şekilde Pei Shaoze aniden, “Zhao Wenxiu’nun mesajına nasıl cevap vermeyi düşünüyorsun?” diye sordu.
Cheng Xia’nın kalbi titredi. Bu alfa sanki tüm düşüncelerini okuyormuş gibi görünüyordu. Derin bir nefes aldı, “Menajerim bana nerede olduğumu soruyor. Cevap vermeli miyim bilmiyorum…”
Pei Shaoze alçak sesle yanıtladı, “Ailenin evinde olduğunu söylemen yeterli. Dün geceyle ilgili o bir şey söylemediği sürece sen de konuyu hiç açma.”
Cheng Xia nasıl cevap vereceğini bilmiyordu. Bunu duyduğu anda, Başkan Pei’nin talimatlarını yerine getirdi ve mesaja karşılık verdi: [Zhao Ge, üzgünüm. Telefonum sessizde kalmış. Ailemin evindeyim, yarın seninle iletişime geçeceğim.]
ÇN: 哥 Ge- ağabey
Zhao Wenxiu’nun kafası biraz karışmıştı. Neden şu anda ailesinin evindeydi ki? Onu Başkan Pei’nin yatağına göndermemiş miydi? Başkan Pei, Cheng Xia’yı işaretledikten sonra onu eve göndermiş olabilir miydi? Her şeyi bildiğine dair kanıt bırakacağı için doğrudan sorması hiç iyi olmazdı.
Zhao Wenxiu, Cheng Xia’yı önemsiyormuş gibi yaparak nazik bir tonla bir sesli mesaj gönderdi, “Sen iyi olduğun sürece sorun yok. Birkaç gün evde dinlenip final sınavlarına hazırlanabilirsin. Ben yeni bir iş olursa sana haber vereceğim.”
Ona basit bir “evet” ile yanıt veren Cheng Xia’nın ruh hali karmakarışıktı.
Cheng Xia’nın konuşmasını bitirdiğini gören Pei Shaoze, arabanın anahtarını aldı ve onu villanın zemin katındaki garaja götürdü. Tam arabaya binmek üzereydi ki telefonu çaldı. Arayan kişi Qianshu’ydu.
Pei Shaoze telefona soğuk bir sesle cevap verdi, “Ne var?”
Lin Qianshu şaşırmıştı. Pei Shaoze’nin ona karşı tavrı hiç bu kadar soğuk olmamıştı. Bir müddet sessizlikten sonra yumuşak bir şekilde yanıtladı, “Shaoze, Lu Xuan ve ben birkaç günlüğüne yurt dışına gidiyoruz. Bu akşam herkesi yemeğe davet etmek istiyorum. Sen de gelebilir misin?”
[Sistem ipucu: Ana görev ― Lin Qianshu ile görüşün. Evet/Hayır]
Pei Shaoze içinden, “Onunla görüşmezsem kaç puan silinecek?” diye sordu.
[Sistem ipucu: 5 puan düşülecektir.]
Pei Shaoze, “Bu akşam bir işim var, gelemem. Size iyi eğlenceler,” dedi.
Ardından telefonu kapattı.
Lin Qianshu: “……”
İlk kez Pei Shaoze onun bir davetini geri çevirmişti.
Lin Qianshu’nun kafası biraz karışmıştı. Yanlışlıkla telefonu kapattığını düşündüğünden bir an tereddüt ettikten sonra ona mesaj gönderdi: [Shaoze, hasta falan mısın? Tianxuan Entertainment’ın dün gece yıllık toplantısını yaptığını duydum. Çok fazla içtiğinden mide rahatsızlığı mı yaşıyorsun? Neredesin? Sana çorba yapayım mı?]
Pei Shaoze ifadesiz bir tavırla telefonundaki mesaja baktı.
Lin Qianshu’nun sahiden de kendince taktikleri vardı. Pei Shaoze’nin orijinal romanda onun dünyanın en nazik omegası olduğunu zannetmesine şaşmamalıydı. Lakin derinlemesine düşünen herkes işin aslını anlayabilirdi. Lin Qianshu, Lu Xuan ile nişanlıydı ama yine de başka bir alfa arkadaşına değer veriyordu ve bu belirsiz ilişkiyi sürdürmek için ona çorba yapmayı bile teklif ediyordu…
İnternetteki insanların “yeşil çay” dediği şey bu değil miydi?
ÇN: Yeşil çay tatlı ve masum gibi davranan ama aslında hiç dürüst olmayan, içten pazarlıklı kişiler için kullanılan bir argo kelime.
Pei Shaoze uzun yıllardır eğlence sektörünün içindeydi. Böyle insanları çok görmüştü. Lin Qianshu’nun planı onun için çocuk oyuncağıydı ve o giderken Pei Shaoze çoktan dönüyordu.
Pei Shaoze cevap verdi: [Hiç zahmet etme. Evde değilim zaten.]
Lin Qianshu: “….”
[Lin Qianshu’nun sizin hakkınızdaki iyi izlenimi: -1]
[Görevi yapmayı reddettiniz. Oyuncu puanı: -5]
Sistem 1022’in sesi zihninde yankılandı, “Puan düşürme yolunda ilerleyecek misiniz?”
Pei Shaoze yanıtladı, “50 puan düşmesiyle 55 puan düşürülmesi arasında pek bir fark yok. Şu an onunla görüşmek istemiyorum. Başka planlarım var.”
Sistem merakla, “Ne planlarınız var?” diye sordu.
Pei Shaoze cevap vermedi.
Cheng Xia, Başkan Pei’nin çok soğuk bir ifadeyle arabanın yanında durduğunu gördü ve yumuşak bir şekilde söze girdi, “Başkan Pei, muhtemelen çok meşgulsünüzdür. Ben taksiyle geri dönebilirim. Size hiç zahmet vermeyeyim.”
Pei Shaoze hemen kendine çekidüzen verdi ve arabanın kapısını açtı, “Burada taksi bulmak kolay değil. Ben bırakacağım seni.”
Cheng Xia: “….”
Cheng Xia, Pei Shaoze’nin derin bakışlarını gördü ve itaatkar bir şekilde yolcu koltuğuna oturup emniyet kemerini takmak zorunda kaldı.
Pei Shaoze garajdan çıktığında yerde kalın bir kar tabakası vardı. Saat epey geçti ve sokak lambalarının sıcacık aydınlatması altında yoğun kar gökten lapa lapa yağıyordu. Neredeyse tüm dünya karla kaplıydı. Bu, kışın başından beri ilk kardı. Cheng Xia’nın gözleri heyecanla parladı ve pencerenin dışındaki karlı manzarayı seyretmek için başını kaldırdı.
Pei Shaoze arabanın klimasını açtı ve alçak sesle, “Nerede oturuyorsun?” diye sordu.
Cheng Xia aceleyle GPS’i açtı. Anne ve babasının evi 15 km, okul ise 10 km uzaklıktaydı. Arabayla pek de uzak sayılmazdı. Fakat Başkan Pei çok pahalı bir lüks araba kullanıyordu. Eve bu arabayla giderse ailesine açıklama yapamazdı ama okula giderse de arkadaşlarının tuhaf bakışlarını üzerine çekecekti…
Cheng Xia bir müddet sonra karşılık verdi, “Başkan Pei, lütfen beni Qingtang Caddesi’ne yakın bir yerde bırakın. Şimdi navigasyonu açacağım.”
Qingtang Caddesi, Cheng Xia’nın ebeveynlerinin ikametgahıydı. Pei Shaoze başka bir şey sormadı ve otoyola çıktı. Arabanın içi oldukça sessizdi. Utançtan kaçınmak için Cheng Xia, pencereden dışarı bakmaya devam ediyordu. Pei Shaoze de konuşmamıştı.
Yarım saat sonra araba Qingtang Caddesi’ne ulaştı. Pei Shaoze arabayı kenara çekti ve durdu. Cheng Xia gözle görülür şekilde rahat bir nefes verdikten sonra kibarca, “Teşekkürler Başkan Pei,” dedi.
Emniyet kemerini çözdü ve tam arabadan inmek üzereydi ki, Pei Shaoze arka koltuktan bir palto aldı ve ona verdi, “Dışarıda kar yağıyor ve hava buz gibi. Bu paltoyu giy.”
Cheng Xia şaşırdı ve tereddütle Pei Shaoze’ye baktı.
Pei Shaoze paltoyu omuzlarının üzerine giydirdi, “Düzgünce giy. Dün gece güçlü bir inhibitör aldın ve bugün de ateşin çok yüksekti. Şu anda bağışıklığın çok düşük. Üşütürsen bu vücudun için hiç iyi olmaz.”
Söylediklerine karşı çıkılamazdı. Cheng Xia paltoyu alıp giymek zorunda kalmıştı. Arabanın kapısını açtı ve kar taneleri ile karışık soğuk rüzgâr yüzüne doğru esti. Cheng Xia soğuktan dolayı birkaç kez hapşırdı.
Pei Shaoze’nin feromonlarının kokusu hâlâ siyah paltonun üzerindeydi. Cheng Xia, bir alfa kokusuyla sarıp sarmalanmıştı ve bir anlığına afallayıp kalmıştı. Ancak paltoyu giydikten sonra vücudundan yavaş yavaş yükselen sıcaklık Cheng Xia’nın kalbini de sıcacık yapmıştı.
Başkan Pei çok düşünceli biriydi. Bu palto sahiden de zor bir anında ilaç gibi gelmişti.
[Cheng Xia’nın sizin hakkınızdaki iyi izlenimi: +5.]
Cheng Xia paltoyu sıkıca etrafına sardı ve arabadaki Pei Shaoze’ye seslendi, “Her şey için çok teşekkürler Başkan Pei.”
“Önemli değil. Benim şimdi başka işlerim var. Şirket meselesini düşünme. Eve dön ve benden haber bekle.”
Cheng Xia ciddiyetle başını salladı, “Tamam, hoşça kalın Başkan Pei.”
Pei Shaoze arabayla oradan uzaklaştı.
Cheng Xia, siyah arabanın sokağın sonunda kaybolmasını izledi ve merakla düşüncelere daldı. Dün gece vücudunun kontrolünü kaybetmiş ve Başkan Pei’yi öpmeye çalışmıştı. Başkan Pei sahiden de onu suçlamak yerine, üşüteceği endişesiyle onu eve bırakmış ve hatta ona bir palto mu vermişti?
Onun ne düşündüğünü hiç anlayamıyordu.
Cheng Xia, Tianxuan ile sözleşme imzalayalı uzun zaman olmamıştı ve genç patronu hakkında fazla bir şey bilmiyordu. İnsanların Pei Shaoze’nin çocukluğundan beri ailesi tarafından şımartıldığına dair dedikodu yaptığını duymuştu. Şirketi devraldıktan sonra hiçbir şeyi umursamamış ve bütün gününü zengin akranlarıyla içki içerek geçirmişti. Şirketin tüm yükü aslında Başkan Yardımcısı Cui’nin üzerindeydi. Pei Shaoze sadece sözde patrondu ve şirkete yalnızca birkaç kez gelmişti.
Cheng Xia her zaman kendisinin ve Pei Shaoze’nin iki farklı dünyada olduklarını ve yollarının asla kesişmeyeceğini düşünmüştü. Bu nedenle dedikodulara pek aldırış etmemişti. Beklenmedik bir şekilde, ilk karşılaştıklarında ikisine tuzak kurulmuştu. Cheng Xia’nın feromonları kontrolden çıkmıştı ve kendisini Başkan Pei’nin yatağında bulmuştu.
Söylentilere göre Pei Shaoze gibi biri ayağına kadar gelen bir omegayı kullanmaktan çekinmezdi. Yine de Başkan Pei dün gece ona hiç dokunmamıştı ve sakince bir inhibitör vermişti.
Yoksa feromonları kötü koktuğu için mi Başkan Pei onunla ilgilenmemişti? Ya da söylentilerin aksine Başkan Pei daha farklı biri olabilir miydi? Cheng Xia kavşakta boş bir ifadeyle öylece duruyordu.
Araba sürerken Pei Shaoze’nin zihninde bazı rakamlar belirmeye başladı.
[Cheng Xia’nın sizin hakkınızdaki iyi izlenimi: +3.]
[Cheng Xia’nın sizin hakkınızdaki iyi izlenimi: -1.]
[Cheng Xia’nın sizin hakkınızdaki iyi izlenimi: +3.]
Pei Shaoze: “….”
Cheng Xia düşüncelere dalıp gitmişti. Pei Shaoze onun ne düşündüğünü bilmiyordu ama puanlar sürekli değişip duruyordu. Birkaç dakika sonra, ilk başta -10 iyi izlenim puanları 10’da sabitlenmişti.
Negatif bir sayı pozitif mi olmuştu? Görünüşe göre Cheng Xia’nın düşünceleri iyi bir şekilde sonuçlanmıştı.
Pei Shaoze’nin dudaklarının kenarları hafifçe yukarı kalktı. Birden Cheng Xia’nın orijinal romandakinden daha da sevimli olduğunu hissetti. Cheng Xia’nın onun hakkındaki şu anki izlenimini umursamıyordu. Pek çok şeyi net bir şekilde açıklamamıştı, bu yüzden Cheng Xia’nın düşüncelerinin değişmesine şaşmamalıydı.
Cheng Xia’yı eğitmek, büyük bir balığı yakalamak için uzun bir olta çekmek gibiydi. Bir veya iki puan kaybetmesinin hiç önemi yoktu. Cheng Xia, onun iyi niyetini gerçekten anladığında puanları büyük miktarda artacaktı.
İşte o zaman gerçek planlarını da uygulamaya koyacaktı.
Pei Shaoze, Lin Qianshu tarafından düzenlenen yemeğe gitmedi. Bunun yerine kavşaktan döndü ve Pei Malikanesi’ne doğru yöneldi.
ÇN: Off Lin Qianshu’nun daha da zortladığı bölümleri iple çekiyorum (≧▽≦) Kitap beklediğimden daha güzel şekilde ilerliyor ama haberiniz olsun Years of Intoxication’a da yeni bölüm yükledim. Bir tarafım hala orada olmasına rağmen hemen buna geçtim ♡