İçeriğe geç
Home » Alpha Predator 1. Bölüm

Alpha Predator 1. Bölüm

Hayatta sahiden de beklenmedik rastlantılar vardı. Örneğin, Shen Dai bir gün bu eve davet edileceğini asla hayal etmemişti. Ne de olsa bir zamanlar bir çöp parçasıymış gibi kapının önüne koyulmuştu.

Çocukluğundaki izlenimine göre burası muhteşem bir “saray”dı. Öyle büyük öyle göz alıcıydı ki, yaşam alanlarının ortasında devasa bir kavisli merdiven bile vardı. İlk kez o zaman evin içine bir merdiven koyulabileceğini görmüştü. Bir zamanlar bu evde yaşıyordu. Başını kaldırdığında devasa kristal avizenin başına düşeceğinden endişelendiği bile olmuştu. Ve başını eğdiğinde ise, parlak parkeleri kirleteceğinden çekinirdi.

Yirmi yıl sonra buraya yeniden dönmüştü. Arazinin en sakin bölgesinde yer almasına karşın hala şaşırtıcı bir değere sahipti. Lakin her ne kadar fiyatı yüksek olsa da bu villanın tasarımının modası geçmişti. Bu sebeple de dış duvarı yenilenmiş ve son yıllarda moda olan Fransız tarzı taşlarla bezenmişti. Bahçedeki çiçekler ve bitkiler bu güzel görünüme eşlik etmesi için özenle yetiştiriliyorlardı. Ama kurumuş balık göleti, taş basamaklar ve avludaki çiçek tarhları, rüzgar ve yağmurdan ötürü alacalı bir iz taşıyordu. İlk bakışta villa pahalı ve şık görünse de, detaylı baktığında bu özellikleri tam anlamıyla yansıtamıyordu.

İnternette dolaşan dedikodular hiç de asılsız değildi ve iç karartıcı hisse senedi fiyatları insanları aldatamazdı; You ailesi gerçekten de iflasın eşiğine gelmiş olabilirdi.

Buraya iki kez gelmişti ve ikisinde de gönülsüzdü. Bugünkü gelişi ise korumanın “nazikçe” arabaya davet edişi sayesinde gerçekleşmişti.

O zamanlardayken, öz babasıyla ilgili anıları bulanıktı ama kesinlikle şimdiki kadar yaşlı değildi. Bu adam eskiden büyük bir ticari şirketin varisiydi ve A seviyesinde feromonları olan bir alfaydı. Prestijli bir okuldan mezun olmuş, ardından da kendisiyle uyumlu biriyle evlenmişti. O yıllarda varlıklı bir hayat sürerken göz açıp kapayıncaya kadar sermaye piyasası tarafından terk edilmişti.

Hayal kırıklıkları eriyerek ruhuna karışmış ve gizlenemeyecek şekilde yüzdeki kırışıklıklara sebep olmuştu.

Shen Dai, You Xinghai’nin önünde durdu ve onun ne düşündüğünü ölçüp biçmeye başladı.

You Xinghai’nin yüzünde somurtkan bir ifade vardı. Shen Dai’nin ona olan bakışları bir alfa olmasına rağmen onu rahatsız etmişti. Ancak kendisini çoktan buna hazırlamıştı. Shen Dai’nin onu suçlayacağını, yaşadığı güçlüklerden yakınacağını ya da en azından bariz nefretini dile getireceğini düşünmüştü. Fakat karşısındaki adam fazlasıyla sakin görünüyordu.

Bu kararı vermeye zorlanmasından kısa bir süre sonra, onun tüm bilgileri ofis masasının üzerinde göründü; Shen Dai, 27 yaşında, omega erkek, bekar, HKBTÜ’de Malzeme Mühendisliği bölümünde Yüksek Lisans yaptı. Xingzhou Grubu’nun Nadir Toprak Araştırma Enstitüsü’nde çalışıyor, aile üyeleri omega babası ve büyükannesi.

Bir zamanlar çekingen ve ürkek bir çocuk olan kişi yirmi yıl sonra sakin bir yetişkine dönüşmüştü. Çocukluğunu düşününce, You Xinghai kendisini biraz suçlu hissetmeden edememişti.

Shen Dai etrafına bakındı, bir sandalye buldu ve oturdu. Ardından cep telefonunu çıkararak iş ile ilgili gelen mesajların birkaçına cevap verdi.

You Xinghai kaşlarını çattı ve boğazını temizledi.

Shen Dai başını kaldırdı ve ne alçakgönüllülükle ne de kibirli bir şekilde, “Başkan You, sizin için ne yapabilirim?” diye sordu.

“…Kocaman adam olmuşsun,” dedi You Xinghai. Bu hayatta inişli çıkışlı pek çok şey yaşamıştı ama şu anda ortamdaki tuhaflığı yumuşatmak adına büyük uğraşlar veriyordu.

Shen Dai gülmemek için kendisini zor tutuyordu, “Başkan You, benden bir şey istiyorsanız söylemeniz yeterli.”

Aslında bu tür sahneler kötü bir babanın başka çocuğu olmadığı için evden kaçan oğlunu yıllar sonra aradığı bir dramada yaşanırdı. Ancak, You ailesinde durum böyle değildi. You ailesinin genç efendisine bir şey olduğunda haberlere düşmemesi imkansızdı.

You Xinghai’nin ifadesi garipti, “Gerekirse yalvarırım ama seninle bir anlaşma yapmak istiyorum.”

“Lütfen söyleyin,” dedi Shen Dai, arabaya binmesinin nedeni meraklanmış olmasıydı. Kanunla yönetilen bir ülkedeydi ve en nihayetinde bir film çekiminde de değildi; avazı çıktığı kadar bağırdığında kimse onu kaçırmaya cesaret edemezdi. Oraya sadece You Xinghai’nin ondan ne istediğini bilmek istediği için gelmişti. Belki biraz da olsa intikam almanın heyecanını yaşayabilirdi.

You Xinghai önündeki dosyaya hafifçe vurdu, “Yedi milyon yuan borcun var. Bu az bir miktar değil.”

“Evet, Başkan ödememe yardım etmek mi istiyor?” diyerek alaycı bir şekilde güldü Shen Dai.

“Ödemene yardım edebilirim.”

Shen Dai’nin gözbebekleri şiddetle titredi, “Nasıl yani?”

“Oğlum çok önemli biriyle nişanlanmıştı ancak artık evlenemez. You ailesine geri dönerek onun yerine evlenmeni istiyorum.”

Bu cümle fazlasıyla bir dramanın konusu gibiydi ve absürtlüğün bile çok ötesindeydi. Shen Dai’nin tepki vermesi birkaç saniye sürmüştü, “Cidden mi?”

“Seninle şakalaşacağımı mı düşünüyorsun?”

“Neden oğlun evlenemiyor?”

You Xinghai’nin ifadesi bir anda bulanıklaştı. Güçlükle de olsa yanıtladı, “Başkası tarafından işaretlendi.”

Shen Dai sessizliğe büründü. Hemen kafa yormaya başladı; tanımadığı biriyle evlenmek kulağa çok boktan geliyordu ama büyük bir borç sahibi olmaktan daha kötü olabilir miydi ki? Hem kendi hayatı hem de büyükannesinin yaşlılık yılları bu borç yüzünden heba olmuştu. Madem bir bedel karşılığında bu bataklıktan çıkabilecekti, neden bu kumarı oynamasındı ki?

Shen Dai derin bir nefes aldı, “Evlilik için gerekli şartlar nedir?”

“Şartların ne olacağı gelecekteki kocana bağlı. O ne isterse yapman gerekiyor.”

Shen Dai’nin ince kirpikleri hızla titredi. Pek de tereddüt ediyormuş gibi görünmüyordu, yavaşça başını kaldırdı ve You Xinghai’ye baktı, “On milyon istiyorum.”

You Xinghai gözlerini kıstı; şaşırmamıştı ama yine de hoşnut görünmüyordu.

You Xinghai’nin söylediği doğruysa, bu ücreti kesinlikle kabul edecekti. Bahsi geçen evlilik şirketin kaderini belirleyecek kadar mühim olmalıydı. Hatta öyle ki, tek çocuğu olan değerli omega oğlunu bile anlaşmaya dahil etmişti. Ancak, You Baiyue başka bir alfa tarafından işaretlenmişti. Bu hem You ailesi hem de karşı taraf açısından büyük bir utançtı. Alfa-omega arasındaki işaretlenme kaldırılabilirdi ama mevcut tıp dünyası ensedeki feromon bezlerinin üzerindeki ısırık izlerini silemiyordu. Hangi varlıklı aile böyle bir aşağılanmayı kabul edebilirdi ki? Bu evliliğin iptal edilmesi gerekiyordu.

Shen Dai, You Baiyue’nin sosyal medyada sürekli sergilediği narin ve güzel yüzünü anımsadı. Oldukça akıllı görünüyordu, nasıl böyle bir hata yapmıştı ki? Bir omeganın genç yaşta yapabileceği en saçma hatalardan biri evlenmeden önce işaretlenmekti. Ama ya You Baiyue bu evliliğe karşı çıkmak için bunu kasten yaptıysa? Ya karşı taraf çok çirkin, yaşlıysa ya da tuhaf şiddet eğilimleri varsa? Tüm bunlar oldukça mümkün görünüyordu.

Bu şovu kurtarmak için sahneye çıkarılmıştı. You ailesinin hisse senetleri yarıya düşse bile on milyon veremeyecekleri kadar büyük bir meblağ değildi.

Beklediği üzere You Xinghai basitçe “Pekala,” diyerek kabul etmişti.

Shen Dai daha fazla talep etmediği için pişman olmuştu. Hala biraz cesaret ve içgörüden yoksundu. Evlilik meselesinin doğruluğundan şüphe duyuyor olsa da, yine de doğru olmasını umuyordu. Borcunu ödeyebilmek şu anda en çok istediği şeydi.

Shen Dai ayağa kalktı, “Anlaştık o zaman. Ne gerekiyorsa siz halledersiniz artık. Benim işe dönmem gerekiyor.”

You Xinghai ona şaşkınlıkla baktı, “Başka sorun yok mu?”

“Hayır. Parayı verdiğiniz sürece gerisi önemli değil.”

“…Müstakbel alfa eşinin kim olduğunu sormayacak mısın?”

Shen Dai başını eğdi ve telefonuna baktı. Sadece kısa bir süre geçmişti ama telefonuna mesaj yağmıştı. Arkasına dönmeden, “Kim olduğu önemli değil,” dedi.

Bu genç yaşına rağmen omuzlarında çok büyük bir borç vardı. Geleceği belirsizdi, artık bu hayatta aşka ve evliliğe dair olan tüm hayallerini yitirmişti. Bu nedenle, karşı taraf You Baiyue’nin direneceği kadar kötü olsa bile, evini geri alabilmek ve büyükannesinin son yıllarını rahat geçirebilmesi için kendisini satmaya razıydı.

Sahiden de kim olduğunun hiçbir önemi yoktu.

Oradan ayrıldıktan sonra Shen Dai doğruca araştırma enstitüsüne gitti. Zaman konusunda özgür olmasına rağmen haber vermeden işten ayrılması hiç de doğru bir davranış değildi.

Üniversiteden mezun olduktan hemen sonra Yetenek Planı programı aracılığıyla Xingzhou Grubu’na girmişti. Akıl hocası, Nadir Toprak Araştırma Enstitüsü’nün projelerinden birinin sorumlusu olduğu için, lisansüstü derslerinin tamamı temel olarak laboratuvarda tamamlanmıştı. Kendi yaşıtlarına nazaran maaşı epey dolgun olsa da yedi milyon yenlik borca karşı tamamen umutsuz durumdaydı.

Daha önce ciddi ciddi oturup ne yapabileceğini düşünmüştü. Hayatını tersine çevirmek istiyorsa, gökten para yağması ya da patent alabilmesi gerekiyordu. Ne işyerinde ne de bilimsel araştırmalarda üstün olan ve birinci sınıf bir dahi beyne sahip olmayan bir cinsiyet olarak, yaklaşık on yıl gibi bir süre çalışacağını en baştan aklına koymuştu. Ama daha zahmetsiz olan birinci seçeneğin gerçekleşmesine hiç ihtimal vermemişti. Çocukluğundan beri “eğitimin kaderi değiştirdiğine” inanmış olması ne kadar da ironikti.

“Shixiong.”

ÇN: Aynı işyerinde daha kıdemli olan birine Shixiong diye sesleniliyor. Antik çin danmeilerinden sonra garip geldi ama neyse kdfgdgd

“Shixiong, günaydın.”

“Günaydın.”

Araştırma enstitüsüne girer girmez Shidi’leri ve Shimei’leri onu birbiri ardına karşıladı.

ÇN: Kendinden daha küçük ve kıdemsiz çalışanlar-erkeklere Shidi, kadınlara Shimei deniliyor.

“Günaydınmış. Biraz ortalığı toplayınca doğrudan öğle yemeğine çık sen en iyisi,” dedi biri arkasından alaycı bir tonla, “Shen Dai, geç kalman epey nadirdir.”

Bu kişi onun üniversiteden sınıf arkadaşı ve kadın bir beta olan Cheng Zimei’ydi. İkisi uzun yıllardır arkadaştı ve akademik alanda birlikte ter dökmüşlerdi.

“Son dakikada yapmam gereken bir şey çıktı, hoca bugün burada mı?” dedi Shen Dai, laboratuvar önlüğünü giydi ve kendine bir bardak su doldurdu.

“Hayır, Wansheng Madeni tarafından az önce gönderilen malzeme yığınına bakmak ister misin?”

Shen Dai saatine baktı, “Öğleden sonra bakarım, önce yemek yiyelim.”

Nadir Toprak Araştırma Enstitüsü’nün kendi kantini vardı ancak, şirketin genel merkezindeki büyük kantine gitmişlerdi. Her iki taraftaki yiyecekler birlikte satın alınırdı ve iki taraftakilerin de tadı lezzetliydi, ancak doğal olarak daha büyük kantinde daha fazla seçenek vardı. Bu yüzden sık sık yemek yemek için diğer kantine giderlerdi.

İkili yemeklerini yerken sohbet ediyorlardı.

O anda, girişte küçük bir kargaşa sesi duyuldu. Shen Dai arkasına baktı ve takım elbiseli, deri ayakkabılı bir grubun aceleyle yürüdüğünü gördü. Öğle yemeği molası genellikle insanların rahat rahat yemek yedikleri bir zamandı, bu yüzden yemek yemek için oraya gelmiş gibi görünmüyorlardı. Sanki bir teftiş yapmaya gelmişler gibi bir havaları vardı.

Kafeterya çok büyüktü ve Shen Dai yüzlerini zar zor görebiliyordu. Ama yine de bir bakışta uzun ve güzel bir silueti anında seçebilmişti.

“Veliaht Prens neden personel kafeteryasına geldi ki?” dedi Cheng Zimei ve yemek çubuklarını ağzına doğru tutarken bakmak için başını çevirdi.

Shen Dai de etrafı bir grup insanla çevrili uzun boylu adamı sessizce izliyordu. Kafeteryadan çıkıp özel ofise girene dek kalabalığın ortasındaki o adamın yüzünü görebilmek için epey çabalamıştı. Bu kadar uzaktan feromonlarının kokusunu alamıyordu ama Shen Dai yine de biraz huzursuz hissediyordu.

Cheng Zimei kendi kendine yanıt verdi, “Belki meşguldür ve bir müşteriyi yemeğe getirmiştir.”

Shen Dai’nin güçlü gözlem becerileri vardı. Bu kalabalık gruba ilgi gösteren kişilerin çoğunluğunun omegalar olduğunu fark etmişti. Ancak ne yapabilirlerdi ki? Omegalar içgüdülerine yenik düşen varlıklardı ve Shen Dai de pek farklı sayılmazdı. S sınıfı bir alfa hızlı bir şekilde geçtiğinde bile rüzgarıyla feromonlarını havada bırakırdı ve insanlar hayallere dalmaktan kendilerini alamazlardı.

Dahası, Xingzhou Grubu’nun ilk varisi olan Qu Moyu, sanki bedeninin her noktasından ışıltı yayıyormuş gibi görünen S sınıfı bir alfaydı.


ÇN: Bu benim en sevdiğim novel tarzı. Hem ABO evreninde geçiyor hem de anlaşmalı evlilik sonrası aşk temalı. Umarım sizin de hoşunuza gider (≧▽≦)

5 2 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

You cannot copy content of this page

0
Would love your thoughts, please comment.x