Shen Dai tabağındaki yemeği çabucak bitirdi ve banyo yaptırmak için gidip Qiu Qiu’yu aldı.
Qiu Qiu banyo yaparken hep çok heyecanlanıyordu. Minik kurbağa şeklindeki küvette o kadar su sıçratmıştı ki, Shen Dai’nin beyaz gömleği sırılsıklam olmuştu.
Qiu Qiu banyo yaparken kapı hafifçe itilerek açıldı. Shen Dai bakıcının geldiğini sandı ama arkasını döndüğünde Qu Moyu’nun elinde bir bebek havlusuyla içeri girdiğini gördü.
“Yerler ıslanmış, dikkat et de sakın kayma,” dedi Qu Moyu ve banyo havlusunu askıya koydu, “Paspas nerede?”
“Kapının arkasında.”
Qu Moyu paspası aldı ve Shen Dai’nin ayaklarının dibini iyice sildi. O anda yalnızca yerlerin değil, Shen Dai’nin de ıslanmış olduğunu fark etti. Yazlık gömleği ıslandığı için göğsüne yapışmıştı ve hafif kasları, bembeyaz teni gözler önüne serilmişti. Göğsünde kiraz gibi bir çıkıntı vardı ve onu görünce insan, tek lokmada yiyip bitirmek istiyordu.
Qu Moyu’nun kalbi küt küt atıyordu. O kiraz gibi tatlı şeyi ağzının içine alıp emdiğinde Shen Dai’nin zevkten kıvrılan bedenini dün gibi hatırlıyordu.
Paspası bir kenara koydu ve Shen Dai’nin arkasına yürüdü, ses tonu yumuşacıktı, “Banyo yapmak o kadar da eğlenceli değil ki, neden bu kadar enerjik?”
“Suyla oynamayı çok seviyor,” dedi Shen Dai. Qiu Qiu’nun minik göğsünü ovalarken ara sıra gıdıklanmasına sebep olduğundan Qiu Qiu kıkırdıyordu.
Qu Moyu, kurbağa şeklindeki küveti Shen Dai’nin arkasından iki eliyle sessizce destekledi.
Hem Qu Moyu’nun vücut sıcaklığı hem de alfa feromonları çok yakın olduğundan Shen Dai içgüdüsel olarak vücudunu düzeltmeye çalıştı ve sırtı aniden Qu Moyu’nun göğsüne çarptı. Sert göğüs kasları ile esnek kürek kemikleri arasındaki bu çarpışma sanki hafif bir elektrik akımı üretmiş gibiydi. Shen Dai’nin nefesi kesildi ve vücudu hemen tekrar öne eğildi, “Ne yapıyorsun?”
“Sana yardım ediyorum,” dedi Qu Moyu, hafifçe eğildi, bilerek kendisini Shen Dai’nin sırtına bastırdı ve kulağına fısıldadı, “Qiu Qiu’ya beraber banyo yaptıralım.” Ardından Qiu Qiu’nun karnını okşadı ve Qiu Qiu neşeyle bacaklarını çırpmaya başladı.
Shen Dai ne vücudunu düzeltebiliyor ne de kaçabiliyordu. Qu Moyu’nun vücudu neredeyse tamamen kendi vücuduna yapışmıştı. Kafa derisi uyuşurken usulca mücadele etmeye çalıştı, “Bırak beni.”
Qu Moyu kolunun birini Shen Dai’nin narin beline doladı, “Dikkat et, zemin çok kaygan.” Başını eğdi, Shen Dai’nin açılan yakasına doğru bakarken kar beyazı tenini ve üstündeki göz kamaştırıcı kırmızılığı gördü. Boğazı kurumuştu ve karnında çok garip hisler beliriyordu.
Shen Dai küvete düşmek üzereydi, bu yüzden elleriyle duvardan destek almak zorunda kaldı, “Qu Moyu!”
Qu Moyu, Shen Dai’nin duvara yaslanan elini tuttu ve beş parmağını onun parmaklarına kenetledi. Ardından Shen Dai’nin feromon bezlerine nazikçe bir öpücük kondurdu ve, “Ah Dai, seni çok özledim,” diyerek fısıldadı.
Shen Dai derin bir nefes aldı, “Bırak beni, Qiu Qiu’nun küveti devrilecek.”
Qu Moyu ağzını açtı, Shen Dai’nin ensesindeki feromon etiketini ısırarak çıkarıp attı ve omegasının eşsiz kokusunu ciğerlerine çekti.
“Bırak dedim!” dedi Shen Dai öfkeyle.
Qu Moyu feromon bezlerindeki yara izini tekrar öptü, “Özür dilerim.” Bu yara izini her gördüğünde, omegasını bu işaretten kurtulmaya zorlamak gibi aptalca bir hareket yaptığı için pişmanlık duyuyordu. Ama karma diye bir şey vardı ve omegası artık onun işaretini istemiyordu. O kadar çok pişmanlık duyuyordu ki, kendisini öldürmek istiyordu.
Shen Dai donakalmıştı.
Qu Moyu bedenindeki vahşi canavarı dizginlemeye çalıştı ve Shen Dai’nin elini bıraktı.
Shen Dai hemen Qu Moyu’yu itti ve dişlerini sıktı, “Çık dışarı.”
“Aslında bugün sana bir şey söylemek için gelmiştim,” dedi Qu Moyu, banyo havlusunu aldı ve Shen Dai’ye verdi, “You Baiyue, Chuanghai’ye yardım etmemi istedi. Ofiste yalnızca iş konuştuk.”
“Bana açıklama yapmak zorunda değilsin,” dedi Shen Dai, kıyafetlerini düzeltti ve Qiu Qiu’nun vücudunu kurulamak için banyo havlusunu aldı.
“Açıklamam gerek, çünkü daha önce… Ondan hoşlandığımı söylemiştim ama aslında tam olarak öyle değildi. Sana olan hislerimin yanında değersiz.”
Shen Dai, Qiu Qiu’yu kuruladıktan sonra onu bir banyo havlusuna sardı ve banyodan çıkardı. Qu Moyu da yatak odasına kadar onları takip etmişti.
Shen Dai, Qiu Qiu’yu yatağa koydu ve tekrar onu güzelce kurulamaya başladı. Qu Moyu ise Qiu Qiu’nun kıyafetlerini alarak konuşmaya devam etti, “Gelecekte herhangi bir kişisel bağlantımız olmayacak. Aslında hiç olmamıştı zaten. Onunla görüşmeyi kabul etmediğim için şirkete gelmişti.”
Shen Dai, Qiu Qiu’nun kıyafetlerini aldı ve birkaç saniyelik sessizliğin ardından karşılık verdi, “Qiu Qiu’nun doğum günü yaklaşıyor.”
Qu Moyu’nun ifadesi anında değişti; gözlerinde bir suçluluk vardı.
Shen Dai, You Baiyue’den hoşlandığını söylediğinde Qu Moyu’nun ilgisiz ses tonunu hala hatırlayabiliyordu ama onu asıl üzen bu değildi; Qu Moyu onun duygularını biliyor olmasına rağmen You Baiyue’nin ona aldığı kravatı kendisine bağlatmıştı. Bu çok bariz bir küçümsemeydi ve Qu Moyu o anda çok eğlenmiş olmalıydı.
Shen Dai, Qiu Qiu’yu giydirdi. Qu Moyu konuşmaya başladığı anda saç kurutma makinesini açtı ve onun sesini bastırdı.
Qu Moyu sessizce kenarda durmuş, Shen Dai’nin Qiu Qiu’nun saçlarını kurutmasını seyrediyordu.
Fakat sonuç olarak Qiu Qiu’nun pek fazla saçı yoktu ve bir iki dakika içinde kurumuştu. Shen Dai sonunda Qu Moyu’ya bakmak için döndü, “Geç oldu, geri dönsen iyi olur.”
Qu Moyu gözlerini indirdi ve alçak bir sesle karşılık verdi, “Cumartesi günü benimle eve gelebilir misin? Annem Qiu Qiu’yu özlediğini ve ailecek yemek yemek istediğini söyledi.”
Shen Dai hemen bunun kesinlikle Bayan Qu’nun değil Qu Shen’in isteği olduğunu tahmin etti. Çünkü Bayan Qu, Qiu Qiu’yu görmek istediğinde eve gelebiliyordu.
“Qiu Qiu aşı olacak. Cumartesi günü önce hastaneye, sonra da eve gideriz,” dedi Qu Moyu, dikkatlice başını kaldırdı ve Shen Dai’ye baktı, “Olur mu?”
Shen Dai, eğer şimdi kabul etmezse Qu Shen’in Bayan Qu’dan gelip aynı talebi yapmasını isteyeceğini biliyordu. Öyle olursa Bayan Qu’yu utandırmış olacaktı. Bu yüzden başını sallayarak onayladığını belirtti.
Qu Moyu rahat bir nefes verdi, “Öyleyse ben artık gideyim.” Daha sonra gelip eğilerek önce Qiu Qiu’yu, ardından da Shen Dai’yi öptü, “İyi geceler sevgilim.”
Shen Dai sersemlemişti ve Qu Moyu çoktan gitmişti; böylece bir süre sonra güçsüz hissederek yatağa oturdu ve Qu Moyu’yla uğraşmanın çocuk yetiştirmekten çok daha zor olduğunu düşündü.
―
Cuma günü işten sonra, Shen Dai büyükannesini görmeye gitmek üzereyken aniden Cheng Ruoze’den bir telefon aldı. Hastaneye onunla gideceğini söylüyordu.
Shen Dai enstitüden çıkar çıkmaz meydandaki çeşmede buluştular.
Buluştuklarında Shen Dai gergin bir şekilde, “Başhekim sana bir şey mi söyledi?” diye sordu.
Büyükannesinin doktorunu Qu Moyu bulmuştu. Cheng Ruoze’ye her şeyi söylediği gibi Shen Qin’e de söylüyordu. Ancak, Shen Qin’in aklı fikri parada olduğundan diğer şeyleri pek önemsemiyordu. Cheng Ruoze büyük ihtimalle büyükannesinin durumunu herkesten daha iyi biliyordu.
Onun gergin ifadesini gören Cheng Ruoze onu hemen teselli etti, “Az önce başhekimi aradım ama korkma. Büyükannenin durumu iyi, hatta bugün daha iyiymiş.”
Shen Dai rahat bir nefes verdi, “O zaman sorun ne?”
“Başhekim büyükannenin özel bir hastaneye nakil edilmesini önerdi. Bay Shen… de büyükannenin Qu ailesine ait bir hastaneye nakil edilmesini istiyor.”
Shen Dai kaşlarını çattı, “Nedenmiş o?”
“Başhekimin kastettiği şu ki, büyükannen artık koruyucu bir tedavi alıyor ve orada kalmasının bir anlamı yok. Tıbbi kaynakları çok kısıtlı ve yaşlılara iyi şekilde bakılmıyor. Özellikle acılarını hafifletmek için daha iyi bir yerde kalması şart.”
Cheng Ruoze üstü kapalı bir şekilde söylese de Shen Dai bu sözlerin arkasındaki anlamı gayet iyi kavramıştı. Büyükannesinin artık pek fazla vakti kalmamıştı. Onun için en iyi “tedavi” son günlerinde mümkün olduğunca az acı çekmesini sağlayabilmekti.
Shen Dai üzgün bir şekilde, “Tamam,” dedi.
“Mühendis Shen, üzülme,” dedi Cheng Ruoze, onu nasıl teselli edeceğini bilmiyordu, “Bugün formaliteleri gözden geçirelim ve büyükanneni almaya gidelim. Nakil olacağı hastanede her şey hazır. Kesinlikle onunla güzelce ilgileneceğiz.”
Shen Dai başını salladı, “Emeklerin için teşekkürler Asistan Cheng.”
―
Büyükannesinin başka bir hastaneye nakil olmasına en çok sevinen kişi Shen Qin olmuştu. Eşyalarını toplarken doktor, hemşire ve Cheng Ruoze’yle sohbet ediyordu. Sözleri Qu Moyu’nun Shen Dai’ye karşı ne kadar iyi olduğu ve ailesiyle ne kadar iyi ilgilendiği hakkındaydı. Damadını övüyor ve oğlunun zengin bir alfa bularak ona minik bir alfa oğul doğurduğunu anlatıp duruyordu.
Shen Dai daha fazla dinleyemedi ve çabuk olması için onu uyardı.
Büyükannesi başarıyla Qu Moyu’nun hastanesine nakil edildiğinde saat dokuzu geçiyordu.
Shen Dai o kadar bitkindi ki, koridorda oturmuş su içiyordu ve büyükannesinin ne kadar zayıf olduğunu düşünüyordu. Kalbi sanki tıkanmış gibiydi. Sevdiği birinin ölümünü eli kolu bağlı bir şekilde izlemek kör bir bıçakla etinin kesilmeye çalışılması gibiydi; başta çok acıtıyordu ama en nihayetinde insan bir süre sonra hissizleşiyordu.
Cheng Ruoze elinde bir kola ile gelip Shen Dai’nin yanına oturdu, “Haydi, büyükannenin başarılı bir şekilde nakil edilmesini kutlayalım.”
Shen Dai acı acı gülümsedi ve elindeki su şişesini onun kolasıyla tokuşturdu, “Asistan Cheng, büyükannem için çok şey yaptın. Gerçekten minnettarım.”
“Aiyaa, bana teşekkür etme. Başkan Qu bana çok yüksek bir maaş veriyor. Bu maaşı hak etmek için daha çok çalışmalıyım.”
“Saat çok geç oldu, sen geri dön istersen.”
“Biraz dinlendikten sonra gideceğim. Peki ya sen? Seni bırakayım mı?”
“Yok, ben……..” dedi Shen Dai ve yarın tekrar geleceğini hatırladı, “Tamam. Yarın Qiu Qiu’yu aşı için getirmem gerekiyor, bu yüzden ben de eve gideceğim.”
“Ah demek Qiu Qiu da aşı olmak için buraya gelecek.”
“Mm, üçüncü Hepatit B aşısını olacak.”
“Daha önce Langchen’deydi sanırım, Qiu Qiu’nun dosyası transfer edildi mi? Yarın ben de geleyim mi…..”
“Yok yok ben hallederim,” dedi Shen Dai aceleyle, “Alt tarafı bir aşı. Zaten tüm dosyaları yanımda ve yarın doktoruna verebilirim. Sana bir de bunun için zahmet vermeyeyim.”
“Sorun değil, Mühendis Shen ne zaman isterse gelirim,” dedi Cheng Ruoze, “Yarın bir geleyim ben yine de. Yarın seninle ilgilenecek biri olacak, bu yüzden böyle şeyleri şahsen yapmana gerek olmayacak.”
Shen Dai’nin “Başkan Qu” da gelecek demesine gerek kalmadan Cheng Ruoze işleri halletmek için çoktan ayağa kalkmıştı. Bu da Shen Dai’nin onun titiz tavrına ve düşünceli oluşuna hayran kalmasına neden oluyordu.
ÇN: Qu Moyu’ya üzülmekten ciğerim komple tükendi bitti…. Shen Dai’yle beraber bebişi banyo yaptırıp giydirdikten sonra ayaklarını totosuna vura vura evine dönmek zorunda kalıyor yazık
Bu arada, tatlış tatlış bölümlerden devam ederiz zannederken nasıl da angst deryasına yeniden dalıyoruz ama sdkfhdsf Büyükannesine karşı nötr durumdayım ama ölürse üzülürüm ya
Şu adamda aşırı Qu Moyu vibe yok mu?