İçeriğe geç
Home » Alpha Predator 105. Bölüm

Alpha Predator 105. Bölüm

Qu Shen bu kez gülümsemeden Shen Dai’ye baktı, “Endişelenme, Qu ailesi sana kötü davranmayacak. Moyu’nun eşi olarak sahip olman gereken her şeye sahip olacaksın.” Shen Dai onun Qiu Qiu’nun feromon seviyesini bildiği için böyle davrandığının pekala farkındaydı. Lakin hem babası hem de oğlu onun bilmediğini sanıyorlardı. Bu yüzden yılanı ürkütmek yerine öfkesini dizginlemeye çalıştı, “Başkan Qu, Qiu Qiu henüz sütten kesilmedi. Moyu ve benim işleri yoluna koymamız için zamana ihtiyacımız var. Umarım bizim ve çocuğumuz ile ilgili olan meseleleri bize bırakırsınız.”

“Evlenip evlenmemek elbette size kalmış. Ama çocuk yalnızca size ait değil. Qiu Qiu, Qu ailesinin alfa torunu ve aynı zamanda da varisi. Qu ailesinin malikanesinde yaşamak pek çok insanın hayalini kurmaya dahi cesaret edemeyeceği bir şeydir. Çok iyi bir hayat sürecek,” dedi Qu Shen ve Shen Dai’ye derin bir şekilde baktı, “Qiu Qiu’nun iyiliğini düşünmelisin.”

“Qiu Qiu henüz çok küçük, ben buna hazır değilim.”

Qu Shen gözlerini hafifçe kıstı ve Qu Moyu’ya döndü. Gözleriyle, Qu Moyu’nun ona bir açıklama yapmasını beklediğini işaret ediyordu.

Qu Moyu, Shen Dai’nin Qiu Qiu’nun velayeti konusunda çok hassas olduğunu biliyordu, “Baba şu anda bunun için endişelenmene gerek yok. Bırak kendi meselelerimizi kendimiz halledelim.”

“Bu sefer ne yapacaksın? Geçen sefer ‘Zhou ailesi meselesini kendim halledeceğim’ dediğinde gidip nişanı atmıştın. Senin yüzünden bizimle tüm bağlarını kopardılar,” dedi Qu Shen alay ederek, “Ölsen de kalsan da, onunla evleneceğini söylememiş miydin? Şimdi evlenmenizi kabul ediyorum işte. Neden acele edip evlenmiyorsunuz?”

Qu Moyu’nun ifadesi karanlıktı. Shen Dai’ye gizlice bir bakış attı, “Bize biraz zaman ver.”

“Güya oğlum S-seviyesi bir alfa. Hala omeganın bir şeylere karar vermesini mi bekliyorsun? Şu haline bak, son derece gülünç değil misin?” dedi Qu Shen.

Bayan Qu fısıldadı, “Bırak kendileri geri dönünce aralarında konuşsunlar. Onları bu şekilde zorlama. Bu şekilde daha fazla konuşursan çocuğu korkutacaksın.”

Qu Shen burnundan hızlıca bir soluk verdi ve Qu Moyu’ya baktı, “Bir karara vardığınızda bana bildirin.” Daha sonra kalktı ve üst kata çıktı.

Geride kalan üçü aynı anda sessizliğe gömüldü. Bir tek Qiu Qiu usulca parmaklarını emiyordu.

Bayan Qu yavaşça iç çekti, “Şimdilik eve dönseniz daha iyi olur.”

Shen Dai başını salladıktan sonra Qiu Qiu’yu Qu Moyu’nun kucağından aldı ve ardından oradan ayrılmak üzere arkasına döndü.

“Ah Dai,” dedi Qu Moyu ve hızlıca birkaç adım atarak ona yetişti, “Yavaşla. Önündeki eşik biraz yüksek.”

Bu sözleri duyan Shen Dai adımlarını yavaşlattı. Dikkatlice yürürken Qu Moyu’ya baktı; gözleri derin ve kasvetliydi, “Senin Qu ailenin eşiği sonuçta, tabii yüksek olur.”

“Ah Dai, kızma,” dedi Qu Moyu ve derin bir nefes aldı, “Velayet meselesine kafanı takma. Kimse bebeğini senden çalmaya çalışmıyor. Qiu Qiu senin bebeğin, ve benim de. Biz bir aileyiz.”

Shen Dai dişlerini sıktı, “Peki ya seninle bir aile olmak istemiyorsam? Ya Qiu Qiu’nun Qu ailesinin bir ferdi olmasını istemiyorsam?”

Qu Moyu’nun beti benzi attı.

“Ama bir seçim yapma hakkım yok, değil mi?” dedi Shen Dai titreyen bir sesle, “Senin önünde hiçbir zaman seçim yapma hakkım yoktu.” Sırf omega olduğu için hayatı boyunca bir alfaya boyun eğmek mi zorundaydı?! Genler, evrim ve dünya bunu böyle belirlemişti. Madem başka seçeneği yoktu, neden Tanrı ona düşünme yetisi vermişti ki?!

“……Neden beni seçmiyorsun?” dedi Qu Moyu, gözleri tarif edilemez bir hüzünle doluydu. Omegasının ona gösterdiği kayıtsızlığı ve yaşattığı hayal kırıklığını tekrar tekrar yaşıyordu. Geçmişte, bu şekilde muamele görmeyi hayal bile edemezdi. Bir insanın kendini bu kadar pervasızca incitmesine izin vereceğini hiç düşünmemişti. Hep birinin onu ele geçirmesinden korkmuştu, ama yine de Shen Dai’ye karşı koyamıyordu. Kendisinin bile farkında olmadığı mütevazı bir tonla yalvardı, “Senden vazgeçemem, biliyorsun. Eğer beni bir kez daha seçersen, tüm varlığımla sana gözüm gibi bakacağım. Ve seni bir daha asla hayal kırıklığına uğratmayacağım.”

Shen Dai, Qu Moyu’ya baktı; görüşü gitgide bulanıklaşıyordu. Kendi kendine düşündü de, eğer gerçeği bilmiyor olsaydı, Qu Moyu’nun samimi davranışlarıyla sarsılır mıydı? Qiu Qiu’nun ve büyükannesinin iyiliği için bilmiyormuş gibi yapabilirdi. Bu evcilik oyununda Qu Moyu’yla işbirliği yapabilirdi. Ama Qu ailesinin statü takıntılarıyla nasıl baş edebilirdi ki? Qu ailesi S-seviyesi alfa varislerinin başka bir soyada sahip olmasına nasıl tahammül edebilirdi ki?

Bir bataklığa gömüldüğünü hissediyordu. Kurtulması için mücadele etmesi gerekiyordu ama mücadele ettiğinde daha derine batıyordu.

Pazartesi sabahı, Shen Dai işe giderken Qu Shen’in şoförü tarafından durduruldu. Yakındaki bir çayevine girdi ve Qu Shen’in tek başına oturduğu sessiz bir odaya alındı. Shen Dai görünüşte sakindi, ama her an bir canavarın üstüne atlayacağı ve paramparça olacağının farkındaydı. Qu Shen, S-seviyesi bir alfa değildi ancak iş dünyasının iniş çıkışlarını ve güç mücadelelerini yıllarca deneyimlemişti. Xingzhou’nun kurucusu olarak Qu Moyu’dan daha ihtişamlı bir statüye sahipti ve bu onu daha da korkutucu kılıyordu.

Shen Dai cebindeki telefonu sıkıca tuttu. Oradan hemen kaçmak, hatta saçma bir fikir olsa da Qu Moyu’yu aramak istiyordu. Qu ailesi güçlü bir aileydi ve bu ailenin neler yapabileceğinin en iyi örneği Qu Moyu’ydu. Ondan yardım istemesi imkansızdı. Fakat o anda Qu Moyu’dan o gece gelen bir mesaj zihninde belirdi: Babamla ben konuşacağım. Seni asla bir şeylere zorlamayacağım ve haksızlığa uğramana izin vermeyeceğim. İnan bana.

Qu Shen’in onu yutacak bir canavar gibi yaklaştığını gördü ama kimden yardım isteyeceğini bilmiyordu.

Gelgelelim Qu Shen oldukça nazik ve mutlu görünüyordu, “Xiao Shen, otur lütfen.”

Shen Dai gergin bir şekilde oturdu. Qu Shen, ona bir fincan çay koydu, “Bu çayı dene. Her zaman arabamda dört-beş çeşit çay taşırım. Bu portakallı yeşil çay gençlerin damak zevkine çok uygun.”

Shen Dai, önündeki küçük çay fincanını yavaşça eline aldı.

“Benden korkuyor musun?” dedi Qu Shen gülümseyerek, “Eskiden senin patronundum ama gelecekte bir aile olacağız. Aramızdaki ilişkinin değişimine alışman gerek.”

Shen Dai dışadönük bir insan değildi. Bununla birlikte, uzun yıllardan beri iş hayatının içindeydi. Karşısındaki kişi ona samimi bir şekilde yakın mı davranıyor, yoksa amaçlarına ulaşmak için mi nazik davranmaya çalışıyor, bunu anlayabiliyordu. Ayrıca, Qu Shen’in insanları manipüle etmekte usta olduğunun da farkındaydı. Yani bu yüz yüze görüşmenin sebebi…nezaket değil Qu Shen’in gizli amaçlarıydı.

Shen Dai çaydan bir yudum aldı, “Teşekkürler, Başkan Qu.”

“O gün yarıda kesilen konu hakkında bugün seninle sohbet etmek istedim,” dedi Qu Shen ve Shen Dai’nin gözlerinin içine baktı, “Moyu sana giderek daha çok bağlanıyor. Aranızda bazı duygular varsa meseleler daha çok hallolacak demektir. Dolayısıyla, endişeli olduğum için beni suçlama. Bunu senin iyiliğin için yapıyorum, hatta daha çok Qiu Qiu’nun iyiliği için.”

Shen Dai de Qu Shen’e baktı ve her kelimenin üstüne bastı, “S-seviyesi olmasaydı, Qiu Qiu’nun iyiliğini düşünür müydünüz?”

Qu Shen gülümsedi, “S-seviyesi olmasa bile Qu ailesinin bir parçası. Feromon seviyesi ne olursa olsun yaşamsal ihtiyaçları karşılanacak. Aslında sıradan bir alfa olmasını dilerdim, böylece daha kolay bir hayata sahip olabilirdi. Ama kader onun için bu yolu çizdi ve gayrimeşru çocuk olduğunun üstünü örtebilmek için daha çok çabalamak zorunda. Onun hayatındaki bu lekeyi kendisinden başka kimse silemez.”

Shen Dai’nin eli masanın altından sıkıca kenetlendi, “Gözünüzde biz insan mıyız yoksa yalnızca kullanılacak araçlar mı?”

“Böyle bir soru sormakta,” dedi Qu Shen kayıtsızca, “Haklısın.”

Qu Shen’in sözleri açıkça derin bir anlama sahipti ve şunu demek istiyordu ― “Evet, değerini belirleyen cinsiyetin ve feromon seviyen.”

Shen Dai göğsünde nefes almasını zorlaştıran bir baskı hissediyordu.

“Xiao Shen, seni işinden alıkoymak istemiyorum. Çok özverili olduğunu biliyorum. O yüzden hemen sadede geleceğim,” dedi Qu Shen ve çayından bir yudum aldı, “Qiu Qiu’nun feromon seviyesini o gün öğrenmiştim, şimdi bildiğime göre…..”

“Nasıl öğrendiniz?” diyerek onun sözünü kesti Shen Dai. Aslında Qu ailesinin bunu uzun zamandır biliyor olduğunu sanıyordu. Yani Qu Shen geçen cumartesiye kadar bilmiyor muydu? Geriye dönüp baktığında Qu Shen’in davranışlarındaki tutarsızlıkla bu gayet makuldü.

“You Xinghai söyledi,” dedi Qu Shen buz gibi gözlerle, “Onun nereden bildiğini ben de bilmiyorum. Ama bu zaten önemli değil. Şu anda mühim olan şey, S-seviyesi alfa torunumun Qu ailesinin soyadını almadan kimliksiz yaşamasına izin vermeyecek olmam.”

Shen Dai ciddiyetle, “Qiu Qiu’nun bir kimliği var, o benim oğlum,” dedi.

Qu Shen gülümseyerek karşılık verdi, “Elbette o senin ve Moyu’nun oğlu. Lakin soyadı Qu olmalı. Göz önünde olarak Qu ailesinin torunu olarak sahip olması gereken tüm avantajlara sahip olması lazım. Çocuğunun en iyi yaşam şartlarına sahip olmasını istemez misin?”

“İnsanların en iyiye sahip olmak zorunda olduklarını düşünmüyorum. Ayrıyeten ‘en iyi’ tanımı herkes için farklıdır.”

“Böyle şeyler hakkında konuşmak çok sıkıcı. Xiao Shen, sen benim damadımsın ve Qiu Qiu gibi iyi bir çocuk doğurdun. Daha önce hayal bile edemeyeceğin bir hayat yaşayacağına ve daha önce asla elde edemeyeceğin her şeye sahip olacağına seni temin ederim. Umarım ki işbirliği yaparsın. İlk olarak Qiu Qiu’nun velayetini Qu ailesine ver. Bırak Qiu Qiu kendisi için en doğru yerde olsun. Böylece evlenme zamanınız geldiğinde de evlenirsiniz.”

Shen Dai gizlice arka azı dişlerini sıktı. Qu Shen’in sadece Qiu Qiu’nun velayetini almaya çalıştığını ve Qu Moyu’nun sıradan bir omegayla evlenmesine müsaade etmeyeceğinin farkındaydı. Kaldı ki evlenmelerine izin verseydi de, kendisi bunu istemiyordu!

“Xiao Shen, bana inanmıyor musun?” dedi Qu Shen, biraz çaresiz hissediyordu, “İkiniz arasındaki ilişkiyi artık herkes biliyor. Moyu seni çok seviyor ve sen Qiu Qiu’nun babasısın. Senin önünde engel oluşturmam için ne gibi bir sebebim olabilir ki?”

Shen Dai’nin vücudu gergindi ve dişleri hafifçe titriyordu, “O bu çocuğu istemedi. Qiu Qiu yalnızca benim bebeğim.”

“Geçmiş geçmişte kalmıştır.”

Shen Dai derin bir nefes aldı ve cesaretini topladı, “Onunla evlenmek istemiyorum ve Qiu Qiu’nun velayetini de kimseye vermeyeceğim.”

Qu Shen gözlerini kıstı, “Senin ve Moyu arasındaki çatışmayı bir kenara bırakalım, Qiu Qiu’ya gelelim. S-seviyesi bir alfanın sıradan bir ailede tek bir ebeveyn tarafından yetiştirildiğinde ne olacağını hiç düşündün mü?”

“Onunla ilgilenebilecek kabiliyete sahibim!”

“Öyle mi?” dedi Qu Shen küçümseyerek, “S-seviyesi bir alfanın özgüveninin ne kadar yüksek olduğunu hayal bile edemezsin. Sıradan insanlar koyunsa, onlar aslandır. Çevrelerindeki tüm insanlardan doğuştan gelen bir üstünlüğe sahiptirler. Ama para ya da arkalarında güçlü bir aile yoksa dişleri çıkmadan önce varlıklı koyunlara başlarını dahi kaldırıp bakamazlar. Tek başına savaşması ve o koyunlara boyun eğmesi gerekecek. Gururu defalarca kez ayaklar altına alınacak. Yeteneklerini sergileyemediğini ve bir pranga tarafından sürekli geriye çekildiğini hissedecek. Böyle birkaç S-seviyesi alfa var. Genellikle iki farklı sonla karşılaşıyorlar. Ya başarısızlığa dayanamayıp yok oluyorlar, ya da kendi kemiklerini yeniden inşa ederek acımasız ve kibirli bir alfa yırtıcıya dönüşüyorlar.”


ÇN: Shen Qin hemen koşup You Xinghai’ye yetiştirdi kesin. Böyle şirret bir karakter olamaz ya

5 1 vote
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest


0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

You cannot copy content of this page

Light
Dark
0
Would love your thoughts, please comment.x