Bir saat sonra Shen Dai’nin karşısındaki koltukta oturan kişi Avukat Chen’den You Xinghai’ye dönüştü. You Xinghai’nin şoförü odaya girer girmez, her yeri taramak için bir metal dedektörü kullandı. Shen Dai boş bir ifadeyle cebinden cep telefonunu çıkardı ve You Xinghai’nin görmesi için ekranı açtı.
“Ses kaydı almamdan mı korkuyorsun?” dedi Shen Dai soğukça. Oraya gelmeden önce çoktan kafasında bir plan kurmuş ve tüm bunlarla yüzleşmeye zihinsel olarak kendisini hazırlamıştı. O anda ifadesi You Xinghai’den daha kayıtsızdı, “Yani yaptığın şeyin utanç verici olduğunu biliyorsun.”
You Xinghai’nin yüzü kederliydi ve hayatın iniş çıkışlarıyla doluydu. Şakaklarına aklar düşmüştü en son görüşmelerinin üzerinden iki yıl geçse de tam on yıl birden yaşlanmış gibiydi. Ailenin çöküşü ve yüklü borçlar bu asil aile oğlunu moralman çökertmişti. Shen Dai, onu böyle görünce kendisinin bile rahatladığını düşündü. Shen Qin’in böbürlenmekten kendini alamamasına şaşmamalıydı ancak ne yazık ki Shen Qin hep en yakınındaki insanlara zarar veriyordu.
“Ne olur ne olmaz diye,” dedi You Xinghai ve Shen Dai’ye dikkatlice baktı, sanki onunla yeniden tanışıyormuş gibiydi, “Ses kaydı alsan bile ne yapabilirsin ki? Benimle ne konuşmak istemiştin?”
“Söyleyeceklerimi duymak istiyor olmalısın,” dedi Shen Dai, “Ya sen kayıt alıyorsan?”
You Xinghai alaycı bir şekilde gülümsedi. Shen Dai’ye cep telefonunu gösterdi ve şoföre işaret etti. Şoför hemen anlayarak dedektörle You Xinghai’nin üstünü taradı ve ardından sessizce dışarı çıktı.
You Xinghai sanki uzun süre alkole yatırılmış gibi görünen bir çift buğulu gözlerle Shen Dai’ye baktı, “Benim oğlum olmaya layıksın. Bu kadar yetenekli olduğunu bilmiyordum.”
“Bana iltifat mı ediyorsun yoksa beni yeriyor musun?” dedi Shen Dai ve You Xinghai’nin karşısındaki kanepeye oturdu.
“Tabii ki sana iltifat ediyorum. Aslında Xiao Yue’nin You ailesini kurtarmasını bekliyordum fakat o çok şımarık bir çocuk. Her şeyi istedi ve sonunda hiçbir şey elde edemedi,” dedi You Xinghai alay ederek, “Sen ondan daha kararlısın. Qu ailesi için S-seviyesi bir alfa bile doğurdun.”
“Çünkü babam beni iyi yetiştirdi,” dedi Shen Dai, mide bulantısına dayandı ve gülümsemeye çalıştı, “Seninle başaralı olamadı. Bu yüzden tekrar başarısız olamazdık.”
Konu Shen Qin’den açılınca You Xinghai’nin ifadesi öfkeden dolayı karanlık bir hal almıştı.
“Merak ediyorum da, hiç pişmanlık duymadın mı?” dedi Shen Dai ve gözlerini kırpmadan You Xinghai’ye baktı, “Ektiğini biçiyorsun. Şimdi sen her şeyini kaybetmişken, babam oldukça mutlu.”
You Xinghai gözlerini kıstı, “Ben de senin adına seviniyorum. Ne de olsa benim kanımdansın ve ben de senin zaferinden payımı alacağım. Epey mantıklı.”
Shen Dai alay etti, “Maalesef yanlış ata oynuyorsun.”
“Gerçekten de öyle. Qu ailesinin hem babası hem de oğlu benden kaçıyordu ama bugün Qu Moyu’dan bir telefon aldım. Benimle görüşmek istiyor.”
“Sana gerçeği söyleyeceğim. Sen Qu Shen’e gidip Qiu Qiu’nun feromon seviyesini söyledikten sonra, velayeti vermem için bana zorla imza attırdılar.”
You Xinghai ona gözlerini dikti, “Ne?!”
“Qu Moyu’nun Zhou ailesiyle olan nişanı sırf benimle evlenmek ve Qiu Qiu’yu eve getirmek için bozduğunu mu sanıyorsun?” dedi Shen Dai öfkeyle, “Qiu Qiu’nun feromon seviyesini öğrenmeden öğrence Qu ailesi onu istememişti bile. Bize biraz para vererek göndermek istediler. Zhou Xiaochu bunu kabul edemedi ve nişanı attı. Ama kabul etseydi de, Qiu Qiu S-seviyesi alfa olmasına rağmen Qu ailesi beni kabul etmediler. Çocuğumun hatırına bana karşı nazik davranıyormuş gibi görünüyorlardı. Sen onlara haciz meselesin söylediğin için artık bana nazik davranma rolü bile yapmıyorlar.”
You Xinghai, Shen Dai’ye şüpheyle baktı.
Aslında nihai hedefe ulaşmak için adım adım gitme fırsatım vardı, ama şimdi sen onu mahvettin,” dedi Shen Dai sertçe, “Artık velayet bende değil ve Qu ailesi beni her an kapının önüne koyabilir!”
“İmkansız. Qu Moyu’nun sana karşı hisleri olduğunu biliyorum. Son iki gündür borç meselesini çözmek için çabalıyor,” dedi You Xinghai yüksek sesle, “Sonuçta sen Qiu Qiu’nun omega babasısın. Seni yalnız bırakmayacaktır.”
“Hisler,” dedi Shen Dai alaycı bir tonla, “O zamanlar sen de babama karşı bazı ‘hisler’ besliyordun. Ama onunla evlendin mi? Onu kendine layık görmedin.”
You Xinghai söyleyecek kelime bulamıyordu.
“Qu Moyu bu meseleyi çözmenin maliyetinin çok yüksek olduğunu öğrendiğinde beni umursamayacak bile. Sence ben yüzlerce milyon eder miyim? O gün benim adıma herhangi bir mal varlığım olmadığını, borcumun olup olmamasının bir önemi olmadığını söyledi. Sadece ona güvenmemi söyledi,” dedi Shen Dai usulca, “O zaman geldiğinde hiçbir şey alamayacaksın.”
You Xinghai’nin yüzü giderek daha da kasvetli hale geldi, “Bana gelmekteki amacın ne?”
“Hem sana hem de kendime yardım etmek,” dedi Shen Dai soğukça, “Hayatımın geri kalanında sürekli Qu ailesinin eline bakmak istemiyorum. Qu Moyu bir gün beni istemezse, o zaman Qiu Qiu’nun babası bile olamayacağım. Öyle olursa elimde ne kalacak?”
You Xinghai başını salladı, “Evet, haklısın.”
“Başka çarem yok. Senin yıkılışını görmek istesem de artık çıkarlarımız aynı,” dedi Shen Dai, yüzündeki tiksintiyi gizlemiyordu, “Qu ailesinden para almak istiyorsan, anahtarın ben değilim, Qiu Qiu.”
“Devam et.”
“Elimde sadece bir kart kaldı, ama o kart as. Qiu Qiu’nun velayeti bende olmasa da üç yaşına gelmeden onu kimse benden alamaz. Qiu Qiu hep yanımda olacak.”
You Xinghai’nin gözleri parladı, “Yani…”
“Artık hiçbir yere gidemem ve elimde hiç para yok. Hâlâ Qu Moyu’nun evinde yaşıyorum. Bana saklanmam için bir yer bulmalısın. Qiu Qiu’yla beraber oraya yerleşirim ver ardından da yurt dışına kaçmamıza yardım edersin. O zaman Qu ailesiyle pazarlık etmek için bir kozun olur,” dedi Shen Dai fısıldayarak, “Daha sonra aldığımız parayı bölüşürüz.”
You Xinghai’nin çenesi gerildi ve düşünceli bir şekilde başını eğdi.
“You Xinghai, bu bizim son şansımız. Bana inanmıyorsan izle ve gör. Qu Moyu bana davada yardım etmeye gönüllü olsa da dava birkaç yıl sürecek. Kazansan bile, Qu ailesi borcumu ödemezse beş kuruş dahi alamazsın. Onların umursadığı tek şey çocuğum.”
You Xinghai ciddiyetle, “Haklısın,” dedi.
Shen Dai’nin gözlerinde soğuk bir ışık parladı.
“Güzel bir plan yapacağım.”
“Tamam, senden haber bekliyor olacağım. Ama çok fazla sürmesin,” dedi Shen Dai ve ardından kaşlarını çatarak You Xinghai’ye baktı. Gözlerinden nefret fışkırıyordu. Yüreğinde hem geçmişe dair hem de şimdi beslediği çok fazla nefret vardı. Duyduğu tüm öfke elleriyle hayatını mahveden karşısındaki adama doğru akıyordu. You Xinghai onu para için kullanmaya çalışırken Shen Dai ise onu hapse tıktırmanın planlarını yapıyordu.
―
Öğleden sonra Shen Dai, büyükannesini görmek için hastaneye gitti. Shen Qin hala ne olduğunu bilmiyordu ve hava atmak için You Xinghai’ye koştuğunu söylememişti. Ama çok iyi bir ruh halinde olduğu ayan beyan ortadaydı. Shen Dai’ye karşı tutumu da oldukça yalakaydı ve sürekli Qiu Qiu’yu ne zaman getireceğini sorup duruyordu. Muhtemelen sahip olacağı zenginliklerin hayaliyle yanıp tutuşuyordu.
Shen Dai ona karşı sakin davranıyordu. Son günlerinde büyükannesiyle ilgilenmesi için Shen Qin’e ihtiyacı vardı. Bir gün büyükannesi bu dünyadan göçüp gittiğinde, ona yasal olarak ödemesi gereken para dışında Shen Qin’le bir daha hiçbir işi olmayacaktı.
Büyükannesinin durumu gitgide daha da kötüleşiyordu ve daha az uyanık kalabiliyordu. Qu Shen’in bahsettiği deneysel ilaca kadar bekleyip bekleyemeyeceğini merak ediyordu. Aslında, bu tür bir tedavinin pek bir önemi olmadığının ve yalnızca ölümünü erteleyeceğinin farkındaydı. Büyüklerinin bu dünyadan ayrılışıyla karşı karşıya olan herkesle aynı hisleri paylaşıyordu ― Hem büyükannesinin daha uzun yaşamasını hem de artık acı çekmemesini umut ediyordu.
Shen Dai yorgun bedenini ve zihnini eve geri sürüklediğinde saat dokuzu çoktan geçmişti. Kapıyı açar açmaz Qu Moyu’nun feromonlarının kokusu burnuna ilişti. Qu Moyu, Qiu Qiu’yu kucağına almıştı ve büyük Fransız penceresinin önünde duruyordu. Camın dışında akan araba trafiğini seyrediyorlardı. Baba ve oğulun bu halleri resmedilmeye değer bir tablo gibiydi ve insanın içini sıcacık yapıyordu.
İçerideki hareketleri duyan Qu Moyu, Qiu Qiu’ya sarıldı ve arkasını döndü. Shen Dai’yi gördüğünde, yüzünde muhtemelen bu S-seviyesi alfanın yüzünde daha önce hiç görülmemiş bir ifade olan bir çekingenlik belirmişti. Bu yüzden göz açıp kapayıncaya dek ifadesi değişmişti. Kollarındaki minik alfa da Shen Dai’yi gördüğünde köpek yavrusu gibi heyecanlanmış ve babasının kucağına gitmek için can atmıştı.
Shen Dai, Qiu Qiu’yu kucağına aldı ve onu bir süre sevdikten sonra bakıcısına verdi. Qu Moyu’nun söyleyecek bir şeyi olduğunu biliyordu.
Qu Moyu, Shen Dai’nin yanına oturdu, “Ah Dai, bugün her şeyi halledebildin mi?”
“Avukat Chen sana çoktan rapor etmiştir,” dedi Shen Dai sakince.
“Sana söylemek istediğim iki şey var. Biri büyükannen hakkında, diğeri ise You Xinghai hakkında. Önce hangisini duymak istersin?”
Shen Dai ona baktı, “Deney ilacı için belirlenen kota hakkında mı? Qu Shen söylemişti.”
“Evet, her şey hazır. Tedavi için bazı belgeleri imzalaman gerekiyor. Bu ilaç çok işe yarayacak ve büyükannenin ömrünü uzatacak.”
Shen Dai’nin elleri nazikçe kenetlenmişti ve kalbi sızlıyordu, “Bilemiyorum…..”
“Anlamadım?” dedi Qu Moyu, onu net bir şekilde duyamamıştı.
“Büyükannem için bir seçim yapmalı mıyım bilmiyorum,” dedi Shen Dai, gözlerini kapadı ve aklına büyükannesinin görünüşü geldi. Varlıklı bir aileden geliyordu ve hep asil bir kadın olmuştu. Derme çatma bir dairede yaşasa bile her gün bir buket çiçek koyardı. Ancak ailesinin durumundaki ani değişim, oğlunun ihaneti, kocasının ölümü ve hastalığının acısı onu perişan etmişti. Büyükannesi böyle bir hayata devam etmek istiyor muydu? Shen Dai bu sorunun cevabını bilmiyordu.
Qu Moyu, Shen Dai’nin omzunu nazikçe okşadı, “Düşüncelerini anlıyorum. Alelacele karar vermek zorunda değilsin. Önce deney ekibiyle iletişim kurmanı sağlayacağım ve onlarla büyükannen için neler yapılabileceğini konuşacaksın. Belki de o zamana kadar ne yapacağına karar vermiş olursun.”
Shen Dai, Qu Moyu’ya baktı. Kalbinde biraz duygulanmıştı.
“Şimdi You Xinghai meselesine geçelim,” dedi Qu Moyu ve aniden gözlerinde buz gibi bir ifade belirdi, “Şirketler birleşmeden önce You Xinghai varlıklarının çoğunu yurt dışına aktardı. Çin’de iflas etmiş gibi görünse de aslında ailesi yurt dışında hayatlarını zenginlik içinde geçirebilir. Bu şekilde pes etmek istemiyor ve geri dönmeye çalışıyor. M ülkesine kaçırdığı mal varlıklarını halletmeleri için bir avukat ekibi ayarladım. Onunla çok sayıda bağlantım var. Ona hem yurt içinde hem de yurt dışında dava açacağım ve onu can damarından vuracağım.”
Shen Dai bir müddet düşündükten sonra, “Sahi mi?” diye sordu. Eğer bu gerçekten doğruysa Qu Moyu, You Xinghai’yi alaşağı edecek demekti. Ki bu You Xinghai’nin hapse girmesinden daha acımasızcaydı. İlişkiler iki yönlüydü ve You Xinghai mutlaka bu engelleri aşmak isteyecekti. Bu mesele Qu Moyu için de risk oluşturuyordu.
“Aslında eski dostluğumuzun hatırına hem o hem de You Baiyue beni rahatsız etse de onları cezalandırmayı planlamıyordum,” dedi Qu Moyu, bakışları hiddetli ve soğuktu, “Lakin sana el uzatmaya cüret ettiği için kendi mezarını kazdı.”