Shen Dai, Qu Moyu’ya baktı ve, “You Xinghai seni defalarca kez rahatsız mı etti?” diye sordu.
“Mn, benden borç para dilendi. Finansman konusunda yardım etmemi ve bazı projelerde onunla işbirliği yapmamı istedi. Onu hep görmezden geldim,” dedi Qu Moyu, gergin çenesi ne kadar tiksinti dolu olduğunu gösteriyordu.
“Senden zorla para almaya çalıştı yani?”
“Aynen öyle, ama kanıtım olmadığından ispatlayamam.”
Shen Dai bir müddet kafa yorduktan sonra, “Yabancı ülkelerdeki varlıkları hakkında kanıt bulmak güç,” dedi.
“Bu kadar ciddi davalardan ülkeden kaçmadıkça paçayı sıyıramaz. Bu yüzden kesinlikle değerli bir şeylerini feda etmek zorunda kalacak,” dedi Qu Moyu soğukça, “En ufak bir şey yapmaya cüret ederse bedelini ödeyecek. Kalan son haysiyet kırıntısını da kaybetmesini sağlayacağım.”
Shen Dai bir an duraksadıktan sonra, “Peki…You Baiyue ne olacak?” diye sordu.
Qu Moyu’nun ifadesi gözle görünür bir şekilde gerildi ve, “O You Xinghai’nin oğlu ve babasının yaptıklarının ceremesini o da çekecek,” dedikten sonra açıklamaya devam etti, “O gün şirkete onu You Xinghai göndermişti. Rezillik çıkarmasaydı onunla görüşmeyecektim. Onunla hiçbir işim olamaz.”
Shen Dai, Qu Moyu’nun bir keresinde ona You Baiyue’nin ne kadar nazik ve arkadaş canlısı olduğunu söylediğini unutamamıştı. Hatta onu “beğendiğini” ve “evlenmek istediğini” bile söylemişti.
You Baiyue ismi Qu Moyu’nun geçmişi yeniden gözden geçirmesine sebep olmuştu. Suçluydu ve bununla yüzleşmek zorundaydı. Doğrudan Shen Dai’nin gözlerinin içine baktı, “Ah Dai, bana güvenmediğinin farkındayım. Geçmişte çok hata yaptım ve hem sana hem Qiu Qiu’ya kötü şeyler yaşattım. Ama ne olursun, sizi koruyabileceğimi kanıtlamam için bana bir şans ver.”
Shen Dai ona bakmamak için gözlerini kaçırdı.
“You Xinghai sorununu çözdüğümde Qiu Qiu’nun velayeti meselesiyle de ilgileneceğim. Sana verdiğim tüm sözleri tutacağım. Eminim ki bana karşı gözlerin tamamen kör değildir. Tüm bunları senin ve ailemiz için yapıyorum. Qiu Qiu S-seviyesi bir varis olduğu için değil.”
Aslında Shen Dai bu sözlerden etkilenmemiş değildi. Qu Moyu kibirli biriydi ama ona kendisini açıklayabilmek adına gururunu ayaklar altına almış, elinden geleni yapmış ve hatta onu işaretlemek bile istemişti. Oyunda kimin hücum ettiği ve kimin savunma yaptığı artık tamamen değişmişti. Yağmurlu gecede, birlikte Gecenin Kraliçesi Çiçeği’ni seyrederken Qu Moyu’nun onu gerçekten sevdiğine inanmıştı. Lakin kabul etse de etmese de, şu anda onu affedemiyordu. Bu gerçeği fark ettiği anda donmuş olan kalbi titremeye başladı.
Gelgelelim Qiu Qiu’nun feromon seviyesinin ortaya çıkışı, ikisi arasındaki kırılgan bağı paramparça etmişti. Qu Moyu ona çok büyük bedeller ödetmişti. Bu yüzden ona inanmaktansa, inanmamayı yeğlerdi.
Qu Moyu, Shen Dai’nin ona cevap vermesini beklemiyordu ama kolay kolay geri çekilmeyecekti. Shen Dai’nin Qiu Qiu’yu kurtarmak için işareti anestezi almadan sildirdiğini öğrendiğinde yalnızca hüzne boğulmakla kalmamış, aynı zamanda bir zamanlar Shen Dai’nin onu derinden sevdiğine de inanmıştı. Dolayısıyla Shen Dai’ye verdiği acı ve hayal kırıklığını hayal dahi edemiyordu. Shen Dai’nin kalbinde açtığı devasa boşluğu vaatler ve menfaatlerle doldurmaya çalışmak tam bir aptallıktı. Nihayet gözleri açılmıştı. Artık daha sabırlı ve samimi davranmasının zamanı gelmişti.
Shen Dai’nin çenesini nazikçe kaldırdı ve onun gözlerindeki duyguları anlamaya çalıştı, “Ah Dai, gözlerime bak. Görebileceğine inanıyorum. Benim duygularım var. İçimdeki duyguları sen uyandırdın. Bana inanıp inanmaman sorun değil. Sana tekrar tekrar duygularımı açıklayacağım ve kendimi kanıtlamaya çalışacağım.”
Qu Moyu’nun bir heykel misali özenle yontulmuş yüzüne bakarken Shen Dai’nin kalbi titredi.
Qu Moyu buruk bir şekilde gülümsedi ve, “Aslında o gün haklıydın. Kalbimde, güvenecek başka kimsen olmadığın için bana bağlanmanı ve alfasına itaatkar bir omega olmanı umut etmiştim,” dedikten sonra duraksadı. Gözleri Shen Dai’nin yüzünde giderek daha fazla oyalanıyordu, “Ama ben o Shen Dai’yi istemiyorum. Senden etkilendiğimden emin olduğum zamanı hatırlıyorum da, ‘geçici işaret’ ya da hayatıma aniden girdiğin için değildi. Yatırımcılar için konferans düzenlendiği o gün sunum yaptığında, sana karşı arzu duyduğumu fark etmiştim. O kadar yetenekli, o kadar profesyoneldin ki… Herhangi bir alfa seni asla gölgede bırakamazdı. O gün benim önünde kızışma dönemine girdiğinde, sana sahip olmaya karar vermiştim.”
Aniden Shen Dai’nin soluk alışverişi hızlandı.
“Biliyorum, şimdi seni zorla ‘işaretlesem’ bile benden sadece nefret edeceksin. Asla birinin omegası olmak istemedin. Geçmişte yaptığın her şey sadece kendin olmaya çalışmaktan ibaretti. Bu yüzden, yalnızca ben seni bulmak istemiyorum; senin de kendini yeniden bulmanı istiyorum.”
Shen Dai halüsinasyon görüp görmediğinden emin değildi. Bu sözleri Qu Moyu’nun ağzından duymayı hayal bile edememişti.
Qu Moyu nazikçe Shen Dai’nin elini tuttu, “Sevmeyi öğreniyorum. Her ne kadar çok geç başlamış ve pek fazla yol katedememiş olsam da, güçlü bir öğrenme yeteneğim var. Kısa sürede öğreneceğim, tıpkı Qiu Qiu’yla ilgilenmeyi öğrendiğim gibi.”
Shen Dai kısık bir tonla, “Bu sözleri…Bayan Qu mu öğretti sana?” diye sordu.
“Boş versene. Bana inanmadığın sürece sözlerimin bir anlamı yok zaten,” dedi Qu Moyu, eğildi ve Shen Dai’nin alnına bir buse kondurdu, “İşine gidip gel ve hayatına kaldığın yerden devam et. Sadece bana güvenmeni istiyorum.”
Qu Moyu gittikten sonra Shen Dai bebek odasına girdi, ardından bakıcı tarafından uyutulmuş olan Qiu Qiu’nun yanına oturdu ve onun mışıl mışıl uyuyan sevimli yüzüne baktı. Uzun bir süre sonra gözlerindeki ifade, boşluktan ağırbaşlılığa ve ardından sertliğe dönüştü. Qu Moyu’nun You Xinghai’nin paçayı kolay kolay yırtmasına izin vermeyeceğinin farkındaydı ama eli kolu bağlı bir şekilde oturup bu kendini beğenmiş aşağılıkların hayatını mahvetmelerini seyretmeyecekti. Kendi başına gelen tüm haksızlıklara tahammül edebilirdi ama kimsenin çocuğuna zarar vermesine izin vermeyecekti. Hiç kimsenin.
―
You Xinghai’nin mesajını aldıktan sonra Shen Dai birçok hazırlık yaptı. Kanıt bırakabilmek için You Xinghai ile olan iletişiminde kasten belirsiz kelimeler kullandı. You Xinghai, Qiu Qiu’yu görmek için onu özel olarak davet ediyormuş hissiyatı vermeye çalışıyordu. Ertesi sabah hastaneye gitmek için Cheng Zimei ve birkaç meslektaşı ile randevulaştı. Böylece o günkü planlarını pek çok kişinin öğrenmesini sağladı. Ardından büyükannesini ziyaret etmek için hastaneye gitti ve doktorların önünde Shen Qin ile kasten tartıştı. Çünkü You Xinghai’nin davetini kabul etmeyi ve Qiu Qiu’yu onun evine götürmeyi planlıyordu. Shen Qin’e de bunu bilerek söylemişti.
Shen Qin yaptığı şeyin uzun zaman önce diğer insanlar tarafından öğrenilmiş olduğunu bilmiyordu. Böylece doğal olarak Shen Dai gerçekleri öğrenmesin diye dosdoğru You Xinghai’ye koştu ve Shen Dai’nin You Xinghai’ye gitmesini engellemek için elinden geleni yaptı. You ailesinin Qiu Qiu’yu kullanarak para almaya çalışmasından korkuyordu.
Shen Dai onun yaptıklarını görmezden gelerek onu sakinleştirmeye çalıştı. Çünkü planını uygulamaya koyabilmesi için Shen Qin’e ihtiyacı vardı.
Tüm hazırlıkları tamamladıktan sonra eve döndü ve Qiu Qiu’yu alıp götürerek bakıcıya dışarıda yemek yemeye gittiğini, yemekten sonra da eve döneceklerini söyledi. Ardından You Xinghai tarafından gönderilen arabaya bindi.
You Xinghai’nin koruması ilk evvela Shen Dai’nin kalması için şehrin dışında bir yerde otel ayarladı. Shen Dai hazırladığı bebek ihtiyaçları listesini çıkararak ondan gidip almasını istedi.
You Xinghai’yi tuzağa düşürüp, hem kaçırma hem de şantaj suçundan hüküm giymesini sağlayıp sağlayamayacağını dikkatlice ölçüp biçmişti. Elbette You Xinghai aptal değildi ama düşmanını hafife alıyordu. Çoğu kişi, onun böylesine acımasız bir şey yapacak cesarete sahip olduğunu düşünmezdi. O gün Shen Dai’nin söylediği şeyler, You Xinghai gibi bencil ve kibirli bir alfanın mantığıyla tamamen uyuşuyordu. Söyledikleriyle yarattığı, çocuğunu kullanarak para koparmaya çalışan o omega imajı You Xinghai’nin gözündeki klişe omega tasviriydi. Dolayısıyla Shen Dai’ye inanmıştı.
Bu temelle, You Xinghai’nin şüphelenmemesini sağlayacak ve kaçırılma planını mümkün olduğunca kısa bir sürede devreye sokacaktı. You Xinghai ve Qu Moyu’ya müzakere için zaman vermeyecekti. Çünkü You Xinghai kendisini toparlayıp tekrar güçlü bir şekilde dönebilirdi. You Xinghai’nin para isteyip ona “şantaj” yaptığına dair kanıtlara gelince, bu kanıtları Qu Moyu ve Shen Qin doğrulayacaktı.
You Xinghai’nin nasıl yalanlayacağına ve polisin bunu nasıl araştıracağına gelince ise, bu onun düşünmesi gereken bir şey değildi. Çünkü kurduğu bu tuzakta birçok boşluk olduğunun kendisi de farkındaydı. Ancak Qu ailesinin hukuk ekibi ve halkla ilişkiler departmanı bu boşlukları pekala doldurabilirdi. You Xinghai sonunda mahkûm edilmeyecek olsa da, bu mesele başına pek çok sorun açmış olacaktı.
You Xinghai kendi durumuna bakamayacak kadar meşguldü ve Shen Dai böylece amacına ulaşacaktı.
Yolda cep telefonunu çoktan kaybetmişti. Koruma bebek malzemelerini aldıktan sonra Shen Dai önce Qiu Qiu’yu yerleştirdi. Ardından gece yarısına kadar bekledi ve büyükannesini aramak için otel personelinden bir cep telefonu ödünç aldı.
Büyükannesi artık cep telefonunu kullanamıyordu ve telefonu Shen Qin’in elindeydi. Elbette telefonun diğer ucundan Shen Qin’in sabırsız sesi geldi, “Alo?”
“Benim,” diyerek fısıldadı Shen Dai.
“Ah Dai? Daha demin Bay Qu, hastanedekiler aracılığıyla bana seni sordu. Gece eve gitmediğini ve telefona cevap vermediğini söyledi. Ben de onlara akşam yemeği için You Malikânesi’ne gitmiş olduğunu söyledim. Hala orada mısın?”
Shen Dai derin bir nefes aldı, “Kaçırıldım ve polisi aramaya cesaret edemedim. Ezbere bildiğim tek numara büyükanneminkiydi.”
“Ne oldu tam olarak? You Xinghai sana bir şey yaptı mı?!”
“Beni ve Qiu Qiu’yu çok uzak bir otele götürdü ve onu beklememi istedi ama buraya hiç gelmedi. Korumalara telefonumu almalarını bile söyledi. Ne yapmak istediğini bilmiyorum ve buradaki dağlardan kaçıp nereye gidebileceğim hakkında bir fikrim yok. Dışarı çıkmaya cesaret edemiyorum,” dedi Shen Dai, bilerek korkmuş gibi davranıyordu, “Polisi aramalı mıyım? Qiu Qiu’nun güvenliği konusunda çok endişeleniyorum.”
“Sen, korkma. Ben…ben…ben hemen Başkan Qu’ya haber vereceğim!”
Telefonu kapattıktan sonra Shen Dai telefonu otel personeline geri verdi ve gergin bir şekilde volta atmaya başladı.
Bir süre sonra koruma, yandaki odadan dışarı çıktı ve Shen Dai’yi koridorda gördüğünde afalladı. Shen Dai arkasını dönerek aceleyle odasına geri girdi. Koruma kapıyı gelişigüzel bir şekilde tıklattı, “Telefonunuz nerede? Sizi aradım ama ulaşamadım.”
Shen Dai kapının arkasından seslendi, “Bilmiyorum.”
“Bay You telefona cevap vermenizi istiyor.”
Shen Dai’nin bakışları ansızın buz gibi oldu, “Ne istiyormuş, sen sor kendisine.”
“Telefona kendiniz cevap verin!” diyerek bağırdı koruma. Belli ki You Xinghai’den sağlam bir azar yemişti.
Shen Dai kapıyı kilitledi.