İçeriğe geç
Home » Alpha Predator 116. Bölüm

Alpha Predator 116. Bölüm

Shen Dai şoktaydı ve Qiu Qiu da aynı derecede huzursuzdu. Kucağında onu sıkıca tuttu ve sakinleştirmeye çalıştı. Hızlıca çarpan bir kalp atışı duydu. İlk başta Qiu Qiu’nun kalbi olduğunu sandı ama çok geçmeden kendi kalbi olduğunu fark etti.

Qiu Qiu sakinleşemeden önce siyahlı adam içeri girdi ve az sonra oradan ayrılacakları için Shen Dai’ye eşyalarını toplamasını söyledi. Shen Dai zaman kazanmaya çalışmaya veya itaatsizlik etmeye cesaret edemiyordu. Manyağın teki olan Qu Chengchen’in görünüşü, onu gerçekten de ürkütüyordu.

Kaçırılmış olsalar da, Shen Dai başlangıçta güvenlikleri konusunda endişe duymuyordu. Hem You Xinghai hem de Qu Chengchen sadece para istiyordu. Para konusunda pazarlık yaparak Qu Moyu’yla anlaştıkları sürece eve geri dönebileceklerdi.

En azından Qu Chengchen odaya girmeden önce tam olarak böyle düşünüyordu. Az önce olanlar, Qu Chengchen’in Qu Moyu’ya karşı gerçekten derin bir nefreti olduğunu görmesini sağlamıştı. Şöhret ve zenginlik için gizli bir rekabetin içinde olan Qu Chengchen, yirmi yılı aşkın bir süredir kinini bastırmaya çalışıyordu. Hatta ablasının ölümü için dahi Qu Moyu’yu suçlu tutuyordu ve bu sebepten ötürü bulduğu her fırsatta onun sahip olduklarını ele geçirmeye çalışıyordu. Bunu yalnızca kendi gücünü kanıtlamak için değil, aynı zamanda da…intikam almak için yapıyordu!

Her zaman rahat bir gülümsemeye sahip olan Qu Chengchen, Qu Moyu’nun önünde yalnızca itaatsiz ve hırslı bir kuzen olabilirdi ama aslında elinde, arkasına gizlenmiş bir bıçak vardı.

Qu Chengchen tüm bunları sadece güç ve çıkarlar için yapmıyordu. Qu Moyu’ya acı çektirmek için de yapıyordu. Bunu fark eden Shen Dai, durumun ne kadar vahim olduğunu anlamıştı.

Qu Moyu’nun onu ne kadar çok sevdiğini düşünmeye cesaret edemese de bir alfanın sahiplenme içgüdüsü iliklerine işlenmiş ve kemiklerine kazınmıştı. Zhou Lan ona olan ilgisini dile getirdiğinde ve Bai Xiangwan ile beraber yaşadığını düşündüğünde, hatta onların çocukları olduğunu sandığında, Qu Moyu oldukça saldırganlaşmıştı. Bai Xiangwan onu geçici olarak işaretlediğinde ise adeta çileden çıkmıştı. S-seviyesi bir alfa olarak Qu Chengchen, Qu Moyu’yu en kısa yoldan nasıl aşağılayacağını ve küçük düşüreceğini iyi biliyordu ― omegasını işaretleyerek.

Shen Dai’nin sırtı buz kesmişti; tiksinti ve korku hissi vücudundaki her hücreyi işgal etmişti. Qu Chengchen’in kulağına söylediklerini hatırladı. Feromon bezlerini koklarken Qu Chengchen gözlerinde keskin ve uğursuz bir bakışla kendi feromonlarını serbest bırakmıştı. Hiç şüphe yoktu ki, Qu Chengchen dediği şeyi yapmakta kararlıydı. Başından beri bu iki kuzenin rekabetlerinin kurbanı olmuştu. Uyum içinde olmasalar da, başkalarını ayaklar altına almak isteme konusunda epey benziyorlardı.

Qu Chengchen’in feromon kokusunun kendi üzerinde olmasına izin veremezdi ve böyle bir canavara teslim olmayı asla istemezdi. Belki de feromon bezleri sahiden de onun için sadece bir yüktü. Feromon ve cinsiyet prangaları olmadan beta olarak doğsaydı, hayatının çok daha iyi olacağını defalarca kez düşünmüştü.

Qu Chengchen’in görüşmeyi ayarladığı yer ikisinin de aşina olduğu özel bir kulüptü. Kısa bir süre önce Qu Moyu oradaki yardım kabinini kullanmıştı. Yu Feng Cheng’in yeni ithal ettiği kabine ciddi manada zarar vermiş ve ardından hastaneye kaldırılmıştı.

Qu Moyu, yeni “egzersiz” yapmış olan Qu Chengchen’le karşılaştı. Polo tişört ve spor şortu giyiyordu, saçları yarı nemliydi ve vücudundan hafif bir şampuan kokusu geliyordu.

“Dage,” dedi Qu Chengchen ve yüzünde bir gülümsemeyle Qu Moyu’nun karşısına oturdu, “Cheng Ge, yıkıcı gücünün ne denli şiddetli olduğundan bahsetti.”

Qu Moyu, Qu Chengchen’e sessizce baktı; yüzü gergindi ve hiçbir duygu izi yoktu.

“Bugün kulağıma bir dedikodu geldi, Cheng Ge burayı erkek arkadaşı için açmış. Görünüşe göre o kişi onun silah arkadaşıymış. Organizasyona büyük bir disiplin hakim olduğundan, kimse öğrenmesin diye epey çaba sarf etmiş,” dedi Qu Chengchen gülümseyerek, “Biliyor musun, birisi Yu Feng Cheng’e erkek arkadaşının kim olduğunu sorduğunda ‘Evlilik başvurumuz onaylandığında öğreneceksiniz’ diyormuş.”

Qu Moyu gözlerini hafifçe kıstı, “Shen Dai ve Qiu Qiu nerede?”

Qu Chengchen hâlâ kendi kendine konuşuyordu, “Bir türlü anlayamıyorum. S-seviyesi bir alfa asker, tıpkı bir savaş makinesi gibidir. Hatta en güçlü feromon ilaçlarına bile direnebilir. Böyle biri nasıl aşık olabilir ki? Ah, ayrıca Ejderha Tümeni’ndeki Bay Yan da bir betayla ilgileniyormuş.” Aniden Qu Moyu’ya gözlerini kısarak baktı, “Şu haline bak. Yıllardır hiçbir zayıflık göstermemiştin. Ama gidip B-seviyesi bir omegaya aşık oldun. Neden? Neden? Neden?! Neden biri başka birine ‘aşık’ olsun ki?” Bunları söyledikten sonra bir dizi kahkaha attı.

Qu Moyu tehlikeli bir tonla teker teker kelimeleri vurguladı, “Eşim. Ve. Çocuğum. Nerede?!”

“Endişelenme,” dedi Qu Chengchen ve elini kaldırarak teslim oluyormuş gibi bir işaret yaptı, “Seninle tartışmaktan korktuğum için önceden hazırlanmıştım. Güzel güzel konuşalım, olur mu, Dage?”

“Güvende olduklarından emin olmak istiyorum,” dedi Qu Moyu soğukça, “Onlarla görüntülü konuşmak istiyorum.”

Qu Chengchen omuzlarını silkti, cep telefonunu çıkardı ve bir görüntülü arama yaptı, “Saozi ve minik yeğenim gayet iyi. Qiu Qiu çok sevimli ve tombul, ama korkutucu bir sesi var.”

Ardından hafifçe Qu Moyu’ya bakarak, “Dage’ya çok imreniyorum. İlk çocuğu mükemmel bir varis,” dedi ve telefonu Qu Moyu’ya attı.

Qu Moyu’nun kalbi aniden sıkıştı. Telefonun ekranı bir süre hareket etti ve sonunda Shen Dai’nin yüzü belirdi, “Ah Dai!”

Qu Moyu’yu gördüğü anda Shen Dai’nin gözleri ışıldadı ve telefonu almak istiyormuş gibi içgüdüsel olarak bir adım öne çıktı. Lakin siyahlı adam geriye doğru çekildi, “Otur. Ben telefonu tutacağım.”

“Ah Dai iyi misin? Qiu Qiu iyi mi?” diye sordu Qu Moyu ve telefonu sıkıca kavradı. Telefonun içine girip Shen Dai’nin solgun yüzünü okşamak için neleri vermezdi ki…

Shen Dai sandalyeye geri oturdu. Sabit bir şekilde Qu Moyu’ya baktı ve derin bir nefes aldı, “Ben de Qiu Qiu da gayet iyiyiz. Yeni bir yere getirildik.”

Qu Moyu iç çekti. Qu Chengchen’le görüşmeden önce kaydettiği son gelişme, özel bir bebek ürünü alan sabıkalı biriydi ve yüz tanıma sayesinde daha fazla ipucu toplanıyordu. Shen Dai’yi bulabilecekti ama şimdi yeni bir yere götürülmüşlerdi. Her şeye rağmen şüpheli birini bulmaları da büyük bir ilerlemeydi.

Qu Moyu ciddi bir şekilde, “Korkma. Söz veriyorum, yakında seni oradan alacağım,” dedi.

Shen Dai derin bir nefes aldı. Pek bir şey söyleyemiyor ve korktuğunu belli etmemeye çalışıyordu, “…..Tamam.”

“Ah Dai….”

Karşı taraf telefonu kapattı. Qu Moyu bir an afallayıp kaldıktan sonra bir çat sesi duyuldu. Telefon kırılmıştı ve Qu Moyu, Qu Chengchen’e acımasızca bakıyordu.

Qu Chengchen iki eliyle nazikçe çenesini destekledi. Sesi kulağa biraz kararsız geliyordu, “Neden hep bu kadar şanslısın? Sen ve B-seviyesi bir omeganın nasıl S-seviyesi alfa bir bebeği olabilir ki?”

“Saçmalamayı kes. Onları ne zaman bırakacaksın?”

“Genlerimiz arasındaki fark o kadar da büyük değil. Belki de bu Shen Dai’nin yeteneğidir?” dedi Qu Chengchen gülümseyerek, “Çok zeki, yüksek bir IQ’ya sahip, sağlıklı ve iyi görünüyor. Hiç de B-seviyesi bir omega gibi değil. Belki bana da S-seviyesi bir çocuk verebilir.”

Qu Moyu’nun feromonu şiddetle Qu Chengchen’e doğru saldırıya geçti. Qu Chengchen çoktan hazırlıklıydı ve o da kendisini savunmaya başlamıştı. İki güçlü feromon havada savaşıyordu. Odadaki birçok nesne yavaş yavaş deforme oluyor ve eğilip bükülüyordu. Qu Chengchen bunu önceden tahmin etmiş ve bu kulüpte görüşmeyi teklif etmişti. Çünkü oradaki her şey zaten yok edilmek için vardı.

Feromonunu geri çeken ilk taraf Qu Moyu oldu. Bedenindeki kan adeta fokur fokur kaynıyordu ve öldürme niyeti bedeninde kol geziyordu. Hiç tereddüt etmeseydi, Qu Chengchen ile gerçekten ölümüne dövüşebilirdi ve şu anda yirmi yıllık savaşa noktayı koyabilirdi.

Qu Chengchen’in yüzü de solgundu. Göğsü şiddetle inip kalkıyordu. Dudaklarını yaladı ve sırıttı, “Ne kadar da öfkelisin. Xiao Yue’yi elinden aldığımda bu kadar öfkelenmemiştin. Shen Dai nasıl Xiao Yue’den daha iyi olabilir ki?”

Qu Moyu sıktığı dişlerinin arasından, “Ne istiyorsun?” diye sordu. Shen Dai, Qu Chengchen’in elinde olduğu için son derece endişeliydi ve panik içindeydi. Qu Chengchen’i çok iyi tanıyordu. Qu Chengchen, kendisine ait olan her şeyi ele geçirmeyi severdi; güç, ilgi alanları, şöhret ve hatta insanlar.

“Ne istediğimi gayet iyi biliyorsun,” dedi Qu Chengchen ve derinden Qu Moyu’nun gözlerine baktı, “Bunca yıldan sonra ikimiz de yorulduk. Ben artık senin gölgende yaşamak istemiyorum ve sen de sürekli benim tarafımdan tehdit edilmek istemiyorsun. Büyükbabamız yaşarken, aile işlerimizi ayırmak istemişti. Biz aramızda halledelim bu meseleyi.”

“Borsada işlem gören bir şirket olarak yüzlerce hissedarımız var. Sence buna tek başıma karar verebilir miyim?”

“Bir şekilde oldurabilirsin,” dedi Qu Chengchen gülümseyerek.

Qu Moyu soğuk bir şekilde, “Tamam, söz veriyorum,” dedi.

Qu Chengchen’in vücudu, yirmi yıldan uzun bir süredir tanıdığı bu kişiye daha yakından bakmak istiyormuş gibi öne doğru eğildi ve, “Bir omega için işleri ayıracak mısın cidden? Onu gerçekten bu kadar önemsiyor musun?” dedikten sonra yüzünde galip bir gülümseme belirdi.


4 1 vote
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

You cannot copy content of this page

0
Would love your thoughts, please comment.x