“Çok derinden bıçaklamış, biraz daha sert saplasaydı boyundaki omurları zedeleyebilirmiş. Öyle olsaydı You Xinghai sadece feromon bezlerini kaybetmekle kalmaz, felç olurdu,” dedi Qu Moyu ve telefonu kapattıktan sonra Shen Dai’nin yanına gelip durumu ona daha detaylı izah etti.
Shen Qin, cezai olarak gözaltına alınmıştı. Onu görememişlerdi ve olanları avukatı aracılığıyla öğrenmişlerdi.
Shen Dai hala duyduklarına inanamıyordu. Shen Qin, You Xinghai’ye misilleme yapmak için gözünü karartmıştı ama normalde bir balığı öldürmeye bile cesaret edemezdi. Hayatında hiç kimseyle fiziksel olarak dövüşmemiş birinin eline bir bıçak alıp birine zarar vermesi için ne kadar nefret gerekirdi ki?
“Bütün bunları You Xinghai’nin yaptığını mı düşünüyordu?”
Shen Dai başını salladı ve derin bir nefes aldı, “Bu meselenin gizli kalması gerekmiyor muydu? Bu yüzden ona bazı şeyleri açıklamadım. Bu kadar fevri bir şey yapmasını hiç beklemiyordum….”
“Fevri olarak yaptığını sanmıyorum,” dedi Qu Moyu ve onu teskin etmeye çalıştı, “Kendini sorumlu hissetme. Belli ki hep intikam almak istiyordu. You Xinghai hapis cezası almak yerine kefaletle serbest kalmıştı. Ayrıca büyükannenin ölümü de onu çok etkilemiş olmalı.”
Shen Dai ciddi bir şekilde, “You Xinghai ne kadar ağır yaralandı?” diye sordu.
“Feromon bezlerinin büyük bir kısmı kurtarılamıyor. Sinirlerindeki hasarın ciddi olup olmadığına bakılacakmış. Yine de hayati tehlikesi yok,” dedi Qu Moyu. Telefonu titredi, WeChat’e baktı ve kaşlarını kaldırdı, “Avukat bana Shen Qin’in polise akıl hastası olduğunu söylediğini yazmış. Yıllar önce hastalığı bir hastane tarafından onaylanmış.”
“……”
“Bu doğru mu?”
“Muhtemelen öyle. Bir süre hastanede kalmıştı. Çok küçük olduğum için net bir şekilde hatırlayamıyorum. Büyükannem daha sonraları bahsetmişti.”
“Eğer doğruysa, savunma için çok iyi olur,” dedi Qu Moyu ve Shen Dai’nin elini okşadı, “Olan oldu artık, kaybı en aza indirmeye çalışmamız lazım. Her şeyi bana bırak.”
Shen Dai’nin eli nazikçe alnını destekledi ve gözleri yorgun bir şekilde kapandı. O anki ruh halini nasıl tarif edeceğini bilmiyordu. You Xinghai’nin layığını bulduğunu düşünüyordu, ayrıca Shen Qin’i hayatında asla affedemeyeceğinin de farkındaydı ama bu, onun istediği türden bir son değildi.
Belki de Shen Qin’in istediği sondu bu. Çünkü hayatını mahveden adamın cezasız kalışını öylece izleyememişti.
“Kendi düşen ağlamaz, You Xinghai bunu hak etti. Eğer iflasını kabullenip dürüstçe emekli olsaydı ve yurtdışına gitseydi, bunların hiçbiri olmayacaktı,” dedi Qu Moyu soğuk bir şekilde, “Ona daha iyi bir ders vermek isterdim ama artık gerek kalmadı.”
Shen Dai derin bir iç çekti, “Öyleyse… Qu Chengchen, ona nasıl bir ‘ders’ vereceksin?”
Qu Moyu, Shen Dai’ye baktı ve gözlerinin sıkıca kapalı olduğunu gördü. Bir süre onun duygularını anlayamadığından ihtiyatlı bir şekilde, “Bu meseleyi halletme şeklimizden memnun değil misin?” diye sordu.
“Memnun olup olmadığım konusunda bir şey söyleyemem. Ama bir türlü anlayamıyorum.”
“Bir insanı cezalandırmak için en rahatsız edici yol kullanılmalıdır, değil mi?” dedi Qu Moyu, hafifçe gülümsüyordu ama bakışları dondurucuydu, “Hapishaneye gönderilmesi uzun sürmeyecek. Artık pek de bir anlamı yok gerçi. Aslında Xingzhou için denizaşırı pazarlar açması için onu yurtdışına gönderecektim. Bu sayede uzun süre bizi rahatsız etmeyecek ve şirket işlerine daha fazla karışamayacaktı. Birbirimizden bıktık artık. Bu hayatta birbirimizi bir daha görmememiz daha iyi.”
Shen Dai kaşlarını ovuşturdu ve yorgun bir şekilde, “Bu senin Qu ailenin kendi meselesi. Shen Qin hakkında bir haber alırsan lütfen bana haber ver,” dedi ve odasına dönmek üzere ayağa kalktı.
Qu Moyu, Shen Dai’nin bileğini tuttu ve nazikçe çekerek onu kucağına oturttu.
“Sen……”
“Şş, kıpırdama,” dedi Qu Moyu ve Shen Dai’nin beline sarıldı, “Çok fazla hareket edersem yara yeniden açılabilir.”
Shen Dai sert bir ifadeyle, “O zaman bırak beni,” dedi.
“Biraz konuştuktan sonra bırakacağım, tamam mı?”
“……”
“Yarın bana hastaneye kadar eşlik edebilir misin?”
“Neden?”
Qu Moyu başını eğdi, ifadesi biraz üzgün görünüyordu, “Dün ilk kez rehabilitasyona gittim. Feromon bezlerim uyuyor gibiydi ve hiç tepki vermedi. Sabırsız olmamam gerektiğinin ve bunun zaman alacağının gayet farkındayım. İyileşmesi kademe kademe olacak ve doktorlar da öyle demişti. Ama itiraf etmeliyim ki…biraz korkuyorum.”
Shen Dai sessizce Qu Moyu’ya baktı. Hafifçe eğildiğinde Qu Moyu’nun ensesindeki gazlı bezi görebiliyordu. Feromon çıkartması gibi ten rengiyle aynı olsa da, çok daha büyüktü ve üzerinde kan izi vardı. Gazlı bez çıkarıldığında muhtemelen altında derin ve geniş bir yara ortaya çıkacaktı.
Bu yaralanma Qu Moyu’nun S-seviyesi alfa olarak tüm niteliklerini geçici olarak kaybetmesine neden olmuştu. Şimdilik geçici olsa da, kalıcı bir durum da olabilirdi. Her ne kadar doktor iyileşeceğine dair iyimser şeyler söylese de, dünya belirsizliklerle doluydu en nihayetinde.
Ya öyle olursa?
Qu Moyu’nun yüzünde endişeli bir ifade vardı. Shen Dai onu ilk kez bu kadar gergin ve öz güvensiz görüyordu. Hatta Qu Moyu “korktuğunu” bile söylemişti.
S-seviyesi alfaların gücü, ölümcül biyolojik silahların gücünü dahi aşıyordu. Bu gücü kullanamasalar da, varlığı gücün ve statülerinin sembolüydü. Sahip olduğu takdirde, kimsenin kaybetmeyi göze alamayacağı paha biçilmez bir hazineydi.
Shen Dai, Qu Moyu’nun feromon bezlerinin işlevini tamamen yitirdiğini hayal bile edemiyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse, Qu Moyu’nun beta olup olmamasını umursamıyordu ama bu kıyaslanamayacak kadar güçlü adamın yenildiğini görmek istemiyordu. Shen Dai iç çekti, “O zaman senin için ne yapabilirim?”
“Eskiden alfa ve omega arasındaki feromonların bağlandığı bir işaretimiz vardı. Sen bana en yakın kişisin. Doktor hem senin hem de Qiu Qiu’nun feromon bezlerimi uyarmama yardım edebileceğinizi söyledi. Belki de bu sayede yeniden feromon salgılayabilirmişim,” dedi Qu Moyu ve Shen Dai’nin gözlerine baktı, “Ah Dai, bana yardım edecek misin?”
Shen Dai hafifçe kaşlarını çattı, “Nasıl yardım edeceğimi bilmiyorum…..”
“Doktor sana anlatacak,” dedi Qu Moyu, ardından Shen Dai’nin sırtını nazikçe okşadı, “Doktorun sözünü dinleyelim, tamam mı?”
“…….Tamam.”
Qu Moyu gülümsedi.
―
Ertesi gün Shen Dai, Qiu Qiu’yu da alarak hastaneye götürdü.
Qu Moyu bebek arabasını almak için aceleyle geldi, “Qiu Qiu’yu neden getirdin? Getireceğini bilseydim sizi alması için şoförü gönderirdim. Bu sıcakta yollara düşmeniz hiç iyi olmadı.”
Shen Dai şaşırmıştı, “Qiu Qiu’nun da feromon bezlerini uyarabileceğini söylememiş miydin?”
“Ah, evet,” dedi Qu Moyu ve doktora baktı, “Doktor öyle söyledi.”
“Lütfen oturun,” dedi doktor. Shen Dai’ye karşı oldukça kibardı ve ona saygıyla bakıyordu.
Shen Dai, Qiu Qiu’nun oturarak onları seyredebilmesi için bebek arabasını ayarladı.
“Ne kadar da sevimli minik bir alfa,” dedi doktor ve gülümseyerek Qiu Qiu’ya baktı, “Eminim ki çok güzel bir hayatı olacak.”
Shen Dai doktora ciddi bir şekilde baktı, “Qiu Qiu ve Başkan Qu’nun arasında kan bağı var. Feromonları birbirine daha çok tepki verecektir diye düşünüyorum.”
“Evet, doğru. Başkan Qu, bebeği sakinleştirmek için esansiyel yağ yaptırmaya karar vermişti ve feromon sıvısını aldırmıştı. Şans eseri biraz feromon sıvısı kalmıştı ve ameliyatta çok büyük rol oynadı,” dedi doktor gururlanarak, “Bu bebek Başkan Qu’nun talih kuşu.”
Shen Dai, onun iltifatlarını anlamaya çalışma zahmetine bile girmeden doğrudan konuya girdi, “Qiu Qiu ona nasıl yardım edebilir?”
“Kan bağı doğrudan feromonlar üzerinde etkili olsa da, alfa ve omega arasındaki işaret daha etkilidir.”
Shen Dai tam bir şey demek üzereydi ki, doktor onun lafını kesti, “Bay Shen’in işareti sildirdiğini biliyorum. Ama yalnızca vücuttaki işaret silindi. Psikolojik olarak, birbirinizi sonsuza dek işaretlediniz ve bu işaretin yok olması imkânsız. Aranızdaki bağ hiç kopmadı ve hala birbirinizi etkiliyorsunuz, değil mi?”
Qu Moyu hızla başını salladı, “Evet.”
Shen Dai kaşlarını çattı, “Doktor, ne demek istiyorsunuz?”
Demek istediğim, bu çocuk çok küçük, öz farkındalığı yok ve feromon bezleri de henüz gelişmedi. Bu sebeple Başkan Qu’ya şu anda çok fazla yardım edemez. Ona yardım edebilecek tek kişi sizsiniz.”
“Ben…..”
“Rehabilitasyon hasarlı feromon bezlerini uyandırarak, ilaç ve ekipman yardımı ile feromonların yeniden salgılanmasını sağlamaya çalışacak. Ancak en önemli şey feromon bezlerinin uyarılması. Feromon bezleri hem fiziksel hem de psikolojik olarak uyarılmalıdır. Ne demek istediğimi anlıyor musunuz?”
Shen Dai’nin ifadesi biraz değişti ve Qu Moyu’ya dik dik baktı.
Qu Moyu hafifçe öksürdü, “Ah Dai, doktoru bir dinleyelim.”
“İki eş arasındaki etkileşim çok önemlidir. Bay Shen, Başkan Qu’nun bezlerini uyarmak için daha fazla feromon salgılamanız gerekiyor. Özellikle sizin ve Başkan Qu’nun kızışma dönemlerinde. Böylece çok daha etkili olacaktır.”
Shen Dai dudaklarını büzdü. Yüreğinde sanki güm güm güm sesleri eşliğinde bir davul çalıyordu. Doktorun söyledikleri ilk bakışta kulağa epey mantıklı geliyordu. Fakat bir terslik olduğunu da seziyordu. Feromonlar sadece kur yapmada rol oynamıyor, aynı zamanda endokrin sistemini de düzenliyordu. Hatta sperm oluşumunu dahi etkiliyordu. Onu sahiden de “uyarması” gerekiyor muydu?
Doktor hala kendi kendine konuşuyordu, “Başkan Qu’nun feromon bezleri iyi anlamda bir tepki verdiğinde onu ilaçlarla kızışma dönemine sokmayı tavsiye ediyorum. Bu süre zarfında, sizi işaretlemeye çalışması çok iyi olur. Eğer işaret başarıyla tamamlanırsa, feromon bezleri artık iyileşmiş demektir…..”
“Bir dakika,” diyerek onun sözünü kesti Shen Dai, “Doktor, yani diyorsunuz ki feromon bezlerini en çok cinsel ilişki uyarabilir. Öyle mi?”
Doktor hala profesyonel bir şekilde gülümsüyordu. Kibar bir tonla, “Tam olarak öyle değil. Duygusal etkileşimleriniz feromonları daha çok uyarıyor ve cinsel ilişki de bunun bir parçası,” dedi ve bir müddet duraksadıktan sonra ekledi, “Bu gerçekten de çok önemli.”
Shen Dai’nin yüzündeki utancı ve şüpheyi gören Qu Moyu aceleyle, “Ebeveyn-çocuk etkileşimi de önemli,” dedi.
“Ah, elbette önemli ama etkisi daha az. En önemli şey eşler arasındaki feromon alışverişi.”
Shen Dai, Qu Moyu’ya bakmak için başını çevirdi, gözleri net ve keskindi. Qu Moyu en ufak bir açık verirse, tüm maskesini parçalayacakmış gibiydi.
Qu Moyu çok masum görünüyordu, “Gerçekten de beni en çok sen tahrik ediyorsun.”
ÇN: Haykırıyorum sdhjfg
Qu Moyu götünden tedavi uyduruyor gibi geldi bana dudbxueduejd