İçeriğe geç
Home » Alpha Predator 15. Bölüm

Alpha Predator 15. Bölüm

Shen Dai kısaca kendini tanıttı ve raporu sunmaya başladı.

Hocası ona gergin olmamasını tembihlemiş olsa da gerilmeden edemiyordu. Son anlarında dahi bu sunuma hazırlanmıştı. Salonda oturan yatırımcı dedeler, yalnızca kendi ekibine bütçe sağlamıyordu. Belki de ileride bu insanlar kendi projelerine de yatırım yapacaklardı. Kendisine bu fırsatı verdiği için hocasına son derece minnettardı.

Çok fazla alfanın bir odada toplanmış olmasının verdiği rahatsızlık, mikrofonu eline aldığı anda duyduğu heyecanla gölgelendi. Gözleri bilinçsizce ilk sırada oturan Qu Moyu’ya yöneldi. Beklediği gibi Qu Moyu da ona bakıyordu, sadece ona. Bakışlarını fark ettikten sonra hafifçe başını salladı. Shen Dai’nin artık cesareti yerine gelmişti, derin bir nefes aldı ve nazikçe gülümseyerek konuşmaya başladı. PowerPoint slaytlarını gözden geçirdi ve arada sırada elindeki işaret kartlarına baktı. Geçen yılki bilimsel araştırma başarılarını ve gelecek planlarını profesyonel bir bakış açısıyla mümkün olan en basit ve anlaşılır dilde anlattı.

Qu Moyu kürsüdeki yakışıklı ve uzun boylu genç adama baktı. Kendinden emindi, sade ve akıcı bir şekilde konuşuyordu. Açık teni spot ışığı altında daha parlak hale gelmişti ve berrak gözleri bilgi açısından zengin görünüyordu. Özel dikilmiş lacivert takım güzel fiziğini mükemmel bir şekilde ortaya koyuyordu.

Tüm konuşma yaklaşık kırk dakika sürdü. Devam ettikçe, Shen Dai göğsünde bir sıkışma hissetmeye başlamıştı. Alfalar halka açık yerlerde feromonlarını kontrol edip feromon çıkartmaları kullansalar da, çok fazla insan vardı ve alan iyi havalandırılmıyordu. Kaçınılmaz olarak, etrafa birçok feromon karışmıştı. Shen Dai sık sık su içti ve konuşmasını berrak bir zihinle bitirdi.

Asıl zorluk daha yeni başlıyordu; çünkü bir sonraki adımda yatırımcıların sorularını yanıtlaması gerekiyordu.

Bir hissedar, Qu Moyu’nun bu sabah sorduğu ve Shen Dai’nin açıkladığı soruyu sormaya öncülük etti. Bir başka kişiyse, yükseltilmiş özütleme yönteminin ne zaman kullanıma sunulabileceğini ve piyasa getirisinin ne zaman görülebileceğini sormuştu. Shen Dai hocasının verdiği bilgilere dayanarak planlarını sabırla açıkladı. Shen Dai’nin uzun zamandır hazırlanmaya çalıştığı Güney Afrika madeni yatırımcıların epey ilgisini çekmişti. İki gün önce hocasından madende bir video kaydetmesini rica etmişti. Videoda hocası madenin mevcut arama durumunu ve gelecekteki beklentilerini tanıtıyordu. Hocasının da katkısıyla birlikte yatırımcılar ikna olmuşlar gibi görünüyorlardı.

Aniden, Qu Chengchen elindeki kalemi kaldırdı ve önündeki mikrofonu açtı. Shen Dai de ona meydan okumaya hazırdı.

“Merhaba Mühendis Shen,” dedi Qu Chengchen gülümsedi ve başını salladı. Ardından bir kalemle önündeki notlara bir şeyler karaladı, “Çok güzel açıkladınız. Ancak birkaç noktada bazı sorular sormak istiyorum, umarım cevaplayabilirsiniz.”

“Sizi dinliyorum.”

“Konuşmanızda, ekibinizin konsantrenin ayrıştırılmasında geleneksel ön arıtmada verimliliği bir dereceye kadar artırabilecek yeni bir klorlama yöntemi denediğinden bahsettiniz, ancak bunun için bütçe çok büyük. Ön arıtma, nispeten düşük teknik eşiği olan bir adımdır. Çeşitli ülkelerde kullanılan asit yöntemi, alkali yöntemi veya klorlama yöntemi, harcanan zaman, maliyet ve kayıp açısından çok fazla farklılık göstermez. Nadir topraklar hakkında kesinlikle sizin kadar bilgim yok ama bence ön arıtma yöntemlerini geliştirmek için para harcamak uygun maliyetli olmaz. Grubun sizlerden beklentisi daha yenilikçi, daha verimli ve daha az kayıplı özütleme teknolojileri kullanmanız. Umarım bunu açıklayabilirsiniz.”

“Bu değerli soru için çok teşekkür ederim. İlk başta, özütleme süreci idealimizi gerçekleştirmek için en uygun maliyetli yolu kullanmayı da düşündük, ancak daha sonra birçok engelle karşılaştık. Konsantreyi ayrıştırma adımı yeterince iyi yapılmazsa, sonraki adımları etkiliyor. Bu sorunu profesyonel bir bakış açısıyla açıklamaya kalkarsam hem çok zaman alacak ve hem de süreci bilmeyenlerin anlaması zor olacaktır. Popüler bir metafor ortaya koymak gerekirse; baltayı yapmak için biraz zaman harcarsak, daha fazla yakacak odun kesebiliriz.”

“Bu açıklama kulağa mantıklı geliyor,” dedi Qu Chengchen ve elindeki notlara baktı, “İkinci sorum ise, iyon değişimi dünyadaki tek nadir toprakları ayırmak için hala en yaygın kullanılan yöntem, ancak araştırmanızda iyon değişimini tamamen değiştirmek için çözücü yöntemini kullandınız. Evet, çözücü yöntemi özütleme verimliliği açısından iyon değişiminden gerçekten daha yüksektir, ancak dezavantajları da açıktır. Şu anda iyon değişim kromatografisi, ultra yüksek saflıkta tek nadir toprak elementlerini ve ağır nadir toprak elementlerini ayırmak için en etkili yöntemdir. Ağır nadir toprak elementleri konusunda araştırmanızın ilerleme kaydetmemesinin ana nedeni de budur. Profesör Liu, ağır nadir toprak elementlerinin keşfine çok güveniyordu ve üç ila beş yıllık bir süre vermişti…” Bu noktadan itibaren gülümsese de ses tonunda bir küçümseme vardı, “…Vizyon, bu kelimeyi sadece onu tanımlamak için kullanabilirim. Ancak gerçek şu ki, neden mevcut iyon değiştirme yöntemini bir kenara bırakıp kademeli özütleme sürecinin iyileştirilmesini incelemek için milyarlarca yatırım ve araştırma fonu harcayalım ki? Ticari bir bakış açısına göre, bu girdi-çıktı oranı çok zayıf.”

Bilimsel araştırmalar temel olarak yatırımcılara göre büyük bir getiri için oynadıkları bir kumardı ve büyük miktarda para yatırmaktan ibaretti. Tabii ki, yatırımcıların boş yere para harcamaları, geri dönüş parası görmemeleri ve öfkelerini başkalarına atmak isteyecek kadar baskı altında hissetmeleri de gayet normaldi. Bununla birlikte, Shen Dai’nin ekibinin geçen yılki başarıları kötü değildi ve hatta diğerlerine göre en iyisiydi. Buna rağmen, Qu Chengchen ilk iki grubun konuşmaları sırasında tek kelime etmemişti ancak Shen Dai çıktığında aniden aşırı agresifleşmişti. Olay yerindeki herkes şaşırmadan edememişti.

Bu tür bir soruyu cevaplamak oldukça zordu. Shen Dai’nin bütçenin kesilmemesi için bu soruya yanıt vermesi şarttı.

Shen Dai buna hazır olmasına rağmen, Qu Chengchen’in işleri kasten zorlaştırmasından rahatsız olmuştu. Onun elinde tuttuğu not kağıdına bir bakış attı. Mesafe uzak olduğu için neler yazdığını göremiyordu ama notlarıyla bir sayfayı doldurmuştu. Bu da demek oluyordu ki, onu daha çok fazla soru bekliyordu. Bu sırada göğsünün giderek daha fazla daraldığını ve vücudunun sıcakladığını hissetti. Derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştı. Ne alçakgönüllülükle ne de kibirli bir şekilde cevap verdi, “İyon değiştirme yöntemi gerçekten de şu anda en popüler ayırma yöntemi ama hocam iyon değiştirme yönteminin sınırını çoktan gördü. Ekibimizin en önemli araştırma yönü olan kademeli özütleme yönteminin geleceği konusunda çok iyimseriz. Bir kez başarılı olduktan sonra, hem hafif nadir toprak elementleri hem de ağır nadir toprak elementleri büyük verimlilik artışı sağlayabilir. Geri dönüşleri şaşırtıcı olacaktır.”

“Ancak son üç yıldaki performansa bakılırsa, ağır nadir toprak elementlerindeki ilerlemeniz çok sınırlı, bu mali rapordaki rakamlar da epey ‘şaşırtıcı’. Neden güvenli yol varken risk almayı seçiyorsunuz? Mesela kademeli özütleme yöntemiyle sadece hafif nadir toprak elementlerini inceleyebilirsiniz.”

Qu Moyu’nun yüzü karanlık bir ifadeye büründü. Birkaç kişinin arasından Qu Chengchen’e baktı. Ne yazık ki Qu Chengchen onu görmüyordu.

Shen Dai alnındaki teri sildi, “Biz…”

“Chengchen,” dedi Qu Moyu mikrofonunu açarak, “Nadir toprak çıkarma ile kimya departmanınız arasında sınırlı bir bağlantı var. İlk demir dışı metal araştırmacıları grubu sırasında seni bu kadar meraklı görmemiştim.”

Qu Chengchen gülümsedi, “Birinci grubun konuşmasında bir yanlışlık olmadığı için sorum olmadı. Meraklı değilim sadece hissedarlara karşı sorumlu hissediyorum.”

“Nadir toprak araştırmaları hakkında senden daha çok şey biliyorum. Profesör Liu’nun ön arıtma ve kademeli özütleme yöntemine yatırım konusundaki kararını destekleyecek sağlam teorileri ve verileri var. Planları profesyonelce değerlendirildi ve mali rapordaki her harcama, maliyet hesabı ve denetime de uygundur,” dedi Qu Moyu ve derin, kara gözbebekleri titredi, “Bu profesyonel alandaki bilgin düşük ve anlamadığın birçok şeye sahip olman kaçınılmaz. Ancak grubun risk kontrol yeteneklerine biraz güvenmelisin.”

“Risk kontrolü, riskleri kontrol etmektir, yani risklerin var olduğu anlamına gelir. Nadir toprak elementleri hakkında fazla bir şey bilmediğim doğru, bu sebeple herkesten özür dilerim. Ancak, öne sürdüklerimin makul sorular olduğunu düşünüyorum. Ne de olsa bir hissedar olarak harcadıkları her kuruş benim cebimden çıkıyor,” diyerek alay etti Qu Chengchen, “Yatırımcılar toplantısının amacı soruları yanıtlamak değil mi?”

“Soruların, bütçeleme sürecinde senden sayısız kat daha profesyonel olan kişiler tarafından defalarca sorgulandı.”

İkisi, aralarındaki birkaç kişinin karşısında yavaşça birbirlerine baktı. Vücutlarında baskılanan feromonlar sanki serbest kalmayı bekliyormuş gibiydi.

Konferans odasında ölüm sessizliği vardı. Qu ailesinin iki varisi çocukluklarından beri hem açıktan hem de gölgede savaşıyorlardı. Bu yeni bir şey değildi, ancak toplum içinde kavga etmeleri nispeten nadir bir durumdu. İnsanlar, ikisinin sessizce feromon salgıladığını fark eder etmez oluşabilecek herhangi bir tehlikeye karşı önlem almaya başladılar.

İki üst düzey alfa feromonlarıyla savaşmaya başladığından, elbette çevredeki alfalar da kendilerini korumak için feromon salgılamalıydı.

Tam aralarında oturan Yan Mingxiu, kendini onların etkilerinden izole etmek için hemen feromon bariyerini harekete geçirdi. Hissedarların ve yöneticilerin çoğunluğu alfaydı, ama iki üst düzey alfanın feromonları onların midesini bulandırabilecek kadar güçlü olduğu için kendi feromonlarını serbest bırakmak zorundaydılar.

Yan Mingxiu karanlık bir ifadeyle ayağa kalktı ve konferans salonunun dışına yürüdü.

Konferans salonundaki alfa feromon yoğunluğu bir anda hızla arttı. Shen Dai, sanki boğazından tutan görünmez bir el varmış gibi hissediyordu. Sanki elektrik çarpmış gibi tüm vücudu karıncalanıyordu ve beti benzi atmıştı. Kürsüye tutundu ve vücudu titremeye başladı.

Shen Dai’nin olağandışılığını ilk fark eden Qu Moyu olmuştu ve hemen feromonlarını geri çekti.

Qu Chengchen de kürsüye yöneldi ve özür diler gibi bir tavır takındı, “Mühendis Shen’i etkilediğim için üzgünüm.”

“Mühendis Shen bir omega mıydı?” dedi hissedarlardan biri, “Hiç anlayamamıştım.”

“Enstitüde hala omega mı var?”

Birden salonda tartışma sesleri yükselmeye başladı.

Shen Dai kendini eğilmeye zorladı, “Özür dilerim, lütfen beni mazur görün.” Güçsüz bacaklarıyla beraber kürsüden indi, yan kapıdan koşarak çıktı ve doğruca lavaboya yöneldi.

Ah kahretsin, bir şeyler doğru değildi, vücudunun tepki verme şekli…

Korumaya benzeyen uzun ve güçlü bir adam lavabonun kapısında duruyordu ve Shen Dai’yi durdurdu, “Üzgünüm, lütfen bir dakika bekleyin.”

Shen Dai’nin yüzü korkutucu derecede solgundu, “Daha fazla bekleyemem!”

Koruma, onun her an bayılacakmış gibi olduğunu görünce tereddüt etti, “Birini aramamı…”

Shen Dai korumayı kenara itti ve lavaboya koştu. Ardından dışarı çıkmakta olan uzun boylu bir figüre çarptı. Bu figür o anda onun kolunu tuttu.

Shen Dai yukarı baktığında o kişinin Yan Mingxiu olduğunu gördü. Bacakları o kadar güçsüzdü ki, zaten zar zor ayakta durabiliyordu ve aniden yere düştü.

Yan Mingxiu kaşlarını çattı, “Kızışma dönemine mi giriyorsun?”

“Lütfen…bana yardım et,” dedi Shen Dai, o kadar endişeliydi ki kafasını duvara vurmak istiyordu. Neden her zaman bu tür utanç verici durumlarla karşılaşmak zorundaydı ki? Üç yıl önce laboratuvarda ve şimdi de ofis binasında aynı şey oluyordu. Aslında ilaçla birkaç gün geciktirebilirdi ama bu kadar alfa feromonuyla karşılaşınca birden kızışma dönemine girmişti.

“Sana yardım edemem, benim bir eşim var,” dedi Yan Mingxiu çaresizce, “Korumam kapıyı koruyacak. Senin için güvenlik departmanını arayacağım.”

“Artık çok geç,” dedi Shen Dai, sesi titriyordu, “Lütfen Qu Moyu’yu aramama yardım et.”

Onu sadece Qu Moyu kurtarabilirdi; bu, onun kemiklerine kazınmış bir inançtı.


ÇN: Arkadaşlar Yan Mingxiu yazarın bu evrendeki diğer bir kitabının ana karakteriymiş. Yani o da 188 cm boyunda. Tabii biz hepsini okumadığımızdan isimleri bilemiyoruz.

5 1 vote
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

You cannot copy content of this page

0
Would love your thoughts, please comment.x