O gün eve döndükten sonra Shen Dai ilk kez elinden tutup Qu Moyu’yu kendi odasına götürdü ve feromon çıkartmasını söküp atarak Gecenin Kraliçesi Çiçeği kokusunu serbest bıraktı. Bu esnada da Qu Moyu’nun abanoz feromonlarını içine çekmek için elinden geleni yapıyordu.
Qu Moyu, Shen Dai’nin bu davranışından oldukça memnun kalmıştı. Takım elbisesinin ceketini çıkardı, Shen Dai’yi kucağına aldı ve ardından onu yatağın üstüne fırlattı.
İki kişinin feromonları havada karıştı ve yavaş yavaş birbirinden ayırt edilemez hale geldi. Abanoz kokusu insanı buz kestirirken Gecenin Kraliçesi Çiçeği’nin kokusu çok tatlıydı. İkisinin oluşturduğu bu yeni koku adeta sarhoş ediciydi. Şehvet duygusunu uyarıyordu ve sinir hücrelerinin her birini uyuşturuyordu…
―
Shen Dai her gün işten sonra büyükannesini ziyaret etmek için hastaneye gidiyordu. Hastane şirkete uzak değildi ve trafik de yoğun sayılmazdı. Qu Moyu, büyükannesinin ameliyatı için en iyi hastaneyi, en iyi doktorları ve en iyi hemşireleri tutmuştu. O bu kadar düşünceli davranırken, Shen Dai nasıl olur da ondan etkilenmezdi ki?
Büyükannesi ertesi gün uyanmıştı ama yine de yanına girmesine izin verilmemişti. Böylece Shen Dai bir süre cam pencereden onu izledi.
Üçüncü gün doktor büyükannesinin artık normal odaya alınacağının haberini verdi. Shen Dai öğleden sonra izin aldı, ardından daha önceden hazırlamış olduğu günlük ihtiyaçları ve yiyecekleri alarak hastaneye doğru yola koyuldu.
Büyükannesi özel bir odaya alınmıştı ve bakıcı olarak bir hemşire yanında duruyordu ama bu hastanenin kendi hemşiresiydi. Shen Dai’nin tuttuğu hemşireler zaten hastanede bekliyorlardı. Sabırsız bir şekilde odanın kapısını açtığında yalnızca yeni uyanmış olan büyükannesini değil, onun yanı başında duran Shen Qin’i de gördü.
İkili onu görür görmez ifadeleri gergin bir hal aldı; Shen Dai de şaşkına dönmüştü. Bir şey söylemese de bakışları sertti ve yüzü çok tuhaf görünüyordu.
Shen Qin başını eğdi ve rahatsız bir şekilde fısıldadı, “Büyükanneni görmeye gelmiştim. Sana söylemeye cesaret edemedim.”
Büyükannesi utanmış görünüyordu, belli ki o da ne diyeceğini bilemiyordu.
Shen Dai, büyükannesi ameliyattan yeni çıktığı için onun endişelenmesini istemiyordu. Bu yüzden Shen Qin’e karşı kırgınlıkla dolu olmasına rağmen ona bağırmak ya da kovmak yerine, yaklaşarak büyükannesinin omuzuna dokundu, “Büyükanne, şimdi nasıl hissediyorsun?”
Büyükannesi gülümsedi, “Çok daha iyiyim. Ameliyat yarası da pek acımıyor. Yoğun bakımdayken beni sık sık ziyarete geldiğini biliyorum, umarım işini aksatmamışsındır.”
“Aksatacak kadar önemli ne işim var ki?” dedi Shen Dai ve onu nazikçe teskin etti, “Ameliyat başarılı geçti ve tümörün büyük bir kısmı alındı. Tedaviye devam ettiğin sürece bundan sonra tamamen iyileşmiş olacaksın.”
“Tamamen iyileşmiş olmak” aslında güzel bir hayalden ibaretti ancak ameliyatın beklenmedik şekilde çok başarılı geçmesi onlara büyük bir güven ve umut aşılamıştı.
Shen Qin bilerek ayağa kalktı, “Ben gidip bir şeyler alacağım.”
Shen Qin gittikten sonra büyükannesi ve Shen Dai birbirlerine baktılar.
Uzunca bir sürenin ardından Shen Dai iç çekti, “Daha önceden beni de aramıştı ama onunla görüşmek istemedim. Bu yüzden işyerime gidip beni hastaneye kadar takip etmiş.”
“Çocukluğundan beri böyleydi. Bir şeyi kafasına koyunca diğerlerinin ne düşündüğünü umursamıyor.”
“Peki…bu konuda sen ne düşünüyorsun?”
Büyükannesi hüzünle başını eğdi ve uzun süre sessiz kaldı.
Shen Dai büyükannesinin elini tuttu. Çocukluk anılarında bu el çok güzeldi; parmakları uzun ve narin, beyaz ve yumuşaktı. Bu eller yemek pişirebilir, piyano çalabilir, resim yapabilir ve daha birçok güzel şey yapabilirdi. Büyükannesi çok yetenekli bir kadındı. Ama şu anda bu cılız ellerin moraran damarları belirgin hale gelmişti. Cildi elastikiyetini kaybetmişti; tıpkı ıslak bir kağıt gibiydi. Kaygısız yaşayan bir kadın olabilirdi ancak anne olmayı tercih etmişti.
Odaya girdiği an Shen Dai büyükannesinin yüreğinin yumuşadığını biliyordu. Onu affetmiş gibiydi. Bir anne olarak çocuğundan asla vazgeçemezdi ne de olsa.
Babaannesi gözlerinde yaşlarla yüzünü kaldırdı, “Bugün ona baktığımda onun da yaşlandığını ve iyi bir hayat süremediğini gördüm… Hâlbuki benim gözümde hala bir çocuktu.”
Shen Dai’nin de gözleri kızarmıştı, “Büyükanne, ona gerçekten hatalarını telafi etmesi için bir şans vermek istiyorsan, seninle ilgilenmesine izin vereceğim. Ayrıca…hatalı olduğunu da kabul etmesi gerekiyor.” Bunları söylerken yüreğinde on bin kez direnmişti. Ama aynı zamanda, büyükannesinin şu anda duymak istediği şeyler olduğunu da biliyordu.
Büyükannesi Shen Dai’nin yüzünü okşadı, “Yanlış bir şey yapmadın ama acı çeken hep sen oldun.”
Shen Dai gülümseyebilmek için kendisini zorladı, “Zor bir hayatım olduğunu düşünmüyorum. Sen ve büyükbabam bana karşı çok iyiydiniz. Çocukluğumdan beri yiyecek ve giyecek konusunda hiçbir endişem olmadı. İyi bir eğitim aldım ve iyi bir işe sahibim. Şu anda seninle ilgilenebilecek gücüm de var. Ben halimden oldukça memnunum.”
Büyükannesi ellerini nazikçe Shen Dai’nin kafasına götürdü, “Ah Dai, büyükannen seni büyütürken hiç güçlük çekmedi, gerçekten.”
Shen Dai gözlerini kapadı ve büyükannesinin kokusuyla karışan dezenfektan kokusunu sessizce içine çekti. Güzel kokmuyordu fakat sıcak ve güven vericiydi.
Shen Dai’nin büyükannesi artık kolayca yoruluyordu, böylece bir müddet sohbet ettikten sonra uykuya dalmıştı. Shen Dai kapıdan çıktığı anda beklenmedik bir şekilde Shen Qin’i koridordaki sandalyede otururken buldu.
Baba ve oğulun gözleri havada buluştu. Oğulun gözleri kayıtsız ama sakinken, babanın gözleri suçlu ama temkinliydi.
Shen Dai duvara yaslandı ve sakince söze girdi, “Büyükannem oğlunun kendisiyle ilgilenmesini istiyor, bu yüzden ona sen bakabilirsin. Hemşire, büyükannem hastaneden taburcu olana kadar çalışacak. Taburcu olduktan sonra evde sen bakarsın.”
Shen Qin çabucak başını salladı, “Tamam.”
“Şu anda bir işin var mı? Herhangi bir gelirin?”
“…Biraz birikmişim var.”
“Sana bir kahya için ödenmesi gereken kadar maaş ödeyeceğim. Ayrıca günlük masrafları da ben karşılayacağım. Makul bir şekilde kullanmalısın. Düzgünce bir gelir-gider hesabı da tutman lazım. Kendi kazandığını biriktirebilirsin ama büyükannem için olan harcamalardan kısarak biriktiremezsin.”
Shen Dai, Shen Qin’i tanıyordu. Ne güvenilir bir alfa bulabiliyordu ne de kendisine güveniyordu. Shen Qin iyi bir eğitim almış olsa da, birbiri ardına başarısız ilişkilere kendisini kaptırmıştı ve tüm enerjisini heba etmişti. Parasının olmadığı, sıradan bir hayatı kabul etmesi de çok zordu.
“Endişelenme,” dedi Shen Qin tereddütle, “Ah Dai, sana birkaç soru sorabilir miyim?”
“Sor bakalım.”
“Büyükannen krediyle bir ev aldığını, ayrıca bu hastanenin de çok pahalı olduğunu söyledi.”
Shen Dai hafiften paniklemişti. Büyükannesinin parayı nasıl bulduğunu ona anlatıp anlatmadığını merak ediyordu. Bir alfaya güvenip hayatını perişan ettiği için Shen Qin’i eleştirmesi ne kadar da ironikti. Qu Moyu’ya sahip olmasaydı, Shen Dai de muhtemelen utanç verici bir durumun içinde olacaktı.
“İkramiye aldığını söyledi ama…” dedi Shen Qin, bir şeylerden şüphelendiği çok açıktı. Ne de olsa borç ödeyebilmek, ev alabilmek ve özel bir hastane tutabilmek için oldukça büyük bir meblağ gerekiyordu.
Shen Dai onun sorularına yanıt vermek istemiyordu, “Ama ne?”
“Aslında ameliyat günü hastaneden çok geç ayrılmıştım. Büyükanneni görmek için sen gidene kadar bekledim. Sonra hastane kapısında senin bir alfayla beraber bir arabaya bindiğini gördüm.”
Shen Dai’nin gözleri kısıldı ve birden bedeni buz kesti.
“Ah Dai, kızma. Seni takip etmek istemedim. Sadece çok şaşırmıştım. O alfa çok…”
“Umarım bana mahremiyetimi sormuyorsundur,” dedi Shen Dai sert bir tonla, “Bu aileyi terk ettiğin andan itibaren ikimiz arasında hiçbir ilişki kalmadı. Büyükanneme iyi baktığın sürece aramızda hiçbir husumet olmaz.”
Shen Qin’in omuzları titredi, epey üzgün görünüyordu, “Anlıyorum. Ne olursa olsun baban sadece senin mutlu olmanı istiyor ve sonunun benim gibi olmamasını umut ediyor.”
“Ben senin gibi olmayacağım,” dedi Shen Dai ve arkasına dönerek tekrar odaya girdi.
Shen Dai kapının çaprazında duran Shen Qin’in bakışlarını hala seziyordu. Böylece gözlerini kapadı ve başına bir ağrının saplandığını hissetti.
“Senin gibi olmayacağım” derken, Qu Moyu’nun yüzü anlaşılmaz bir şekilde gözlerinin önünde belirmişti. Çünkü sesi ne kadar kararlı olursa olsun, kalbi tereddüt ediyordu. O zamanlar, You Xinghai Shen Qin’in peşinde koşarken, o da o kişinin kaderindeki alfa olduğunu ve sonsuza dek birlikte olacaklarını mı düşünüyordu? Ama insan birine böylesine aşıkken, sonlarının kötü olacağına nasıl inanabilirdi ki?
Bir sonraki gün cuma günüydü. İşten sonra Cheng Zimei, Shen Dai’nin büyükannesini görmek için elinde bir dizi şeyle ziyarete gelmişti.
Yolda, Shen Dai ona Shen Qin’in dönüşünü anlatmıştı ve o da nefretle dolup taşıyordu. Çünkü Shen Dai’nin o zamanlar yaşamak zorunda olduğu acıya ve utanca şahit olmuştu. Shen Dai staj yaparken, tez yazarken, Baoyan ve Xingzhou’nun yetenek planı için yarışırken, ailesinin başına böyle bir olay gelmişti. Böyle bir darbe büyük ihtimalle çoğu insanın çökmesine neden olurdu ama Shen Dai canını dişine takarak ayağa kalkmak için çabalamıştı. Her şeye rağmen tüm hedeflerine ulaşmıştı. Shen Dai’nin o süreçte on kilodan fazla kaybettiğini, günde sadece dört ya da beş saat uyuduğunu ve hatta bir keresinde bayılmış olduğunu anımsadı. Shen Dai çok fazla baskı altındaydı ve hayatı oldukça zordu.
Shen Dai sonunda kendi başına ayağa kalkmıştı. Ama Shen Qin geri döner dönmez yine oğlundan medet ummaya başlamıştı.
Cheng Zimei öfkeliydi, “Eğer suçluysa, yerini bilip ortadan kaybolmalıydı ve bir daha karşına çıkmamalıydı.”
“Güvenecek kimsesi olmadığı için bir gün geri geleceğini biliyordum,” dedi Shen Dai iç çekerek, “Neyse, hala yasal olarak yerine getirmem gereken bazı yükümlülüklerim var.”
“Ah Dai, gerçekten de perişan durumdasın,” dedi Cheng Zimei, Shen Dai’ye üzgün bir şekilde baktı ve onun saçlarını okşamaktan kendini alamadı, “Sana yardım etmesi için evlenecek yetenekli bir alfa bulmalısın. Yalnız olmaktan kesinlikle daha iyidir.”
“Senin için söylemesi kolay.”
“Söylediklerim doğru ama. Biz sıradan insanlar için evlilik yalnızca masrafları paylaşmak ve birbirimize destek olmak değil midir zaten? Zengin birini bulursan, kaç tane sıkıntının çözüleceğini düşündün mü hiç?” dedi Cheng Zimei ve gözlerini kırpıştırdı, “Mesela Zhou Lan. Onu biraz araştırdım. Ailesi ona bir ev almış. Başkente yerleşmeyi planlıyor ve durumu gayet iyi. Ayrıca zeki, genç ve parlak bir geleceğe sahip.”
“Onunla benim birlikte olmamız imkansız,” dedi Shen Dai ciddiyetle, “Sahiden.”
Cheng Zimei iç çekti, “Peki ya Veliaht Prens?”
O anda Shen Dai’nin kalbi titredi, “O da imkansız.”
“Ah, onun seninle olmasını gerçekten çok istiyorum. İmkansız da neymiş ayrıca? Bilimsel bir araştırmacı olduğun için idealin imkansızları mümkün kılmak. Bu tutumla nasıl bilimsel araştırmalar yapabilirsin ki?!”
“Bu laflarla nereye varmaya çalışıyorsun?”
“Çok yakında birlikte olacaksınız!” dedi Cheng Zimei ve yumruğunu havaya kaldırdı, “Bu tür şeyler duygulara bağlıdır. İlaveten, Veliaht Prens’in sana normal davrandığını düşünmüyorum. Yollarınız sürekli bir şekilde kesişiyor. Bu kesinlikle kader olmalı. Ayağına böyle bir fırsat gelmişken, neden şansını denemiyorsun ki?”
“Kovulmama sebep olabilir,” dedi Shen Dai soğukça.
Cheng Zimei kendini tutamadı ve yüksek sesle güldü, “Veliaht Prens harika biri. Daha önceleri onun peşinden koşan bir omega olduğunu hatırlıyorum. İyi bir aileden geliyordu ve çok güzeldi. Lakin bu hanımefendinin alfaların peşinden koşma konusunda yeteneği olmadığı çok barizdi. Veliaht Prens gibi S-seviyesi bir alfanın peşinden koşarken nasıl öyle sersem bir şekilde davranabilirsin ki?”
Shen Dai onunla alay etti, “Sanki çok biliyormuşsun gibi konuşuyorsun.”
Cheng Zimei omuzlarını silkti, “Senin bu ablan daha on dört yaşındayken deneyimledi aşkı. Bir erkeği elde etmek ne kadar zor olabilir ki?”
Shen Dai’nin kalbi pırpır etti, gözbebekleri titredi ama kayıtsız bir tonda cevapladı, “Öyleyse söyle bana, Veliaht Prens gibi S-seviyesi bir alfa nasıl elde edilebilir?”
====
Yazar Notu (SQC):
Yakın gelecekte “araba kullanamayacağım” çünkü şey… RS geçen sefer beni oldukça korkuttu ve DY’yi paylaşan çok fazla insan var, ki bu hiç güvenli değil. Umarım kimse bu bölümleri ortalığa yaymaz. Sular biraz durulduğunda telafi etmeye çalışacağım. Eğer durulmazsa da, finalden sonra telafi etmeyi denerim.
ÇN: Yazar şifrelerle konuşuyor o yüzden kafanız karışmasın. Araba kullanmak ya da arabayı park etmek onun için smut bölümleri fjghd Bu bölümleri yayınlarken smut bölümleri yüzünden biraz tehlikeye girmiş. Çin’in hem eşcinsel içerikleri hem de pornografik içerikleri yasakladığını zaten biliyorsunuz. Yazar ikisini birden yazarak büyük bir riske giriyor her şeye rağmen. Ancak 46. bölüme kadar olaylar yatışmış anladığım kadarıyla. Bu yüzden Shui Qian Cheng’in kitaplarını çevirmeye karar vermiştim. Kendisi büyük bir saygıyı ve tebriği hak ediyor