İçeriğe geç
Home » Alpha Predator 4. Bölüm

Alpha Predator 4. Bölüm

Daha sonra olanlar daha ani gelişmişti ve Shen Dai hazırlıksız yakalanmıştı.

İlk olarak, You Xinghai’nin avukatı onunla görüşmeye gelmiş, bazı sözleşmeler imzalatmıştı. You ailesinin kütüğüne geri döndüğü için soyadını değiştirmek istememişti ama You Xinghai zaten bunu pek de umursamıyordu. Sonuç olarak artık yasal olarak baba-oğul olmuşlardı.

Omega babası, geçmişte You Xinghai tarafından terk edilmişti, Shen Dai’yi You ailesine götürdükten sonra, cebine bir milyon yuan koyularak evden gönderilmişti. Bir gün You Xinghai’nin onu tekrar aileye dahil edeceğini hiç beklememişti. İğrenmiş hissetse de, para için boyun eğmek zorunda kalmıştı.

Formaliteleri tamamladıktan sonra parayı aldı. Çekteki uzun sıfır dizisine bakmak onun için veri deneyleri yaptığı zamanlardan daha heyecan vericiydi.

Kafasında bir plan yaptı. İlk önce borçlu olduğu parayı geri ödeyecekti ve geriye iki milyon yuandan daha çok bir para kalacaktı. Bir ev almak için yeterli olmasa da, peşinat için yeterliydi. Büyükannesinin sağlık sigortası ve emekli maaşı vardı, üstüne kendi maaşını da eklerse hem ipotek kalkacaktı hem de günlük ihtiyaçları için yetecekti. Yüreğindeki bu ağır yük kalkınca aniden esen hafif rüzgarı, berrak bulutları ve geleceğinin açık olduğunu hissetti. Gelgelelim, yine de büyükannesine nasıl birdenbire bu kadar çok para kazandığını açıklamanın bir yolunu bulması gerekiyordu. Ayrıca evliliğini de elinden geldiğince herkesten saklayacaktı.

Ertesi gün, yarım gün daha izin almak zorunda kalmıştı. Sabah erkenden Qu Moyu ile birlikte fotoğraf çektirdikten sonra kayıt olmak ve evrakları imzalamak için evlendirme dairesine gitti. Qu Moyu’nun bu süreçlerden duyduğu hoşnutsuzluğu açıkça hissedebiliyordu. Gazetecilere yakalanmamak için daha evlendirme dairesi mesaiye başlamadan oraya gitmişlerdi. Ne yazık ki Qu Moyu ne kadar zengin olursa olsun, yine de bizzat gelmek zorundaydı.

Her şey tamamlanınca Qu Moyu aceleyle oradan ayrıldı.

Shen Dai elindeki evlilik cüzdanına ve ikisinin fotoğrafına baktı, sonra bir anlığına afalladı. Evliliğinin nasıl olacağını, kiminle evleneceğini daha önceden hiç hayal etmemişti. Yıllarını borç yükünün altında ezilerek geçirdiği için kendisiyle beraber başka birini de geriye çekmek istememişti ve bu yüzden biriyle evlenmeyi hiç düşünmemişti. Qu Moyu’ya karşı kurduğu hayaller cebindeki bir şeker parçası gibiydi. Ara sıra tatlılığı tatmak yeterliydi, sonuçta insan hayatında biraz da olsa plasebo etkisi yaratacak bir şeylere ihtiyaç duyardı.

O anda fotoğraftaki iki kişiye baktı; biri çekingen, diğeriyse samimiyetsizdi. İkisi de gülümsemiyordu. Arkalarındaki kırmızı arka plan olmasaydı ve evlilik cüzdanına yapıştırılmasaydı, kimse bunun bir nikah fotoğrafı olduğuna inanmazdı. Ama her şeye rağmen Shen Dai’nin gözlerinde, Qu Moyu’nun yüzü ışıl ışıldı ve hiçbir şekerin ona vereceği plasebo mutluluğuyla karşılaştırılamazdı. Onun için bu kişi, karanlık uçurumdaki parlaklığı ve sıcaklığı hissetmesini sağlayan ışıklı bir yoldu. Aslında ikinci kez onu karanlıktan çekip çıkarmıştı. İlkindeyken, kızışma dönemine girdiğinde onu kurtarmıştı. Etrafındaki tüm alfalar neredeyse kontrolden çıktığında, yalnızca Qu Moyu güçlü feromon kontrolü ile onu rahatlatmış ve kaçmasına yardımcı olmuştu. İkincisinde, sanki hiç haber vermeden gökten inmiş, onu dipsiz borç bataklığından çıkarmıştı.

Shen Dai bir bilim insanıydı ama şu anda kaderciliğe inanmaktan kendini alamıyordu. Belki de Qu Moyu ile yolu kader sayesinde kesişmişti?

Düşünceleri avukat Chen’in sesiyle bölündü ve hemen sonrasında evlilik cüzdanı elinden alındı.

Avukat Chen küçük kırmızı kitapçığı çantasına koydu, “Bütün bunlar bende kalacak, bunun için endişelenmenize gerek yok. Dışarıda sizi bekleyen bir araba var, sizi Başkan Qu’nun evine götürecek.”

“Şimdi mi?” dedi Shen Dai ve saatine baktı, “Yalnızca yarım günlük izin almıştım.”

Avukat Chen güldü, “Artık Başkan Qu’nun eşisiniz. Günün kalanında işe gitmemeniz sorun olmayacaktır. Sizi yolcu edeyim.”

Shen Dai bu unvandan gerçekten rahatsız olmuştu ve tüm bunlar hala gerçek dışıymış gibi hissediyordu.

Arabaya bindi ve şehrin güneyine doğru yola çıktı.

Shen Dai sessizce pencerenin dışındaki manzaraya baktı. Araba bir villanın olduğu bir alana girdiğinde, telefonundaki haritayı açıp şirkete olan mesafesini kontrol etti. Şirkete uzaktı ve yakınlarında da herhangi bir metro durağı yoktu.

Shen Dai, Avukat Chen’e şaşkınlıkla baktı, “Bu hiç iyi olmadı. Böyle bir arabanın beni işe getirip işten alıyor oluşunu arkadaşlarıma açıklayamam. İmzaladığımız gizlilik anlaşmasına aykırı bu.”

“Başkan Qu’nun kahyasıyla konuşarak ne yapılabileceği hakkında konuşabilirsiniz.”

“Pekala.”

Araba garaja girdiğinde saçları jöleli bir beta kapıda bekliyordu.

“Merhaba Bay Shen. Ben buranın kahyasıyım. Bana Heng Amca diyerek hitap edebilirsiniz. Bu eve hoş geldiniz.”

“Merhaba,” dedikten Shen Dai önündeki gülümsemeyen adama baktı ve onun aslında “Hoş geldiniz” demek istemediğini açıkça hissetti.

Avukat Chen gittikten sonra, Heng Amca Shen Dai’yi yukarı çıkardı ve ona villayı kabaca gezdirdi. O anda Shen Dai sanki evi satın almaya gelen bir alıcı gibi hissetmişti. Heng Amca yürürken konuşmaya devam etti, “Sizin odanız ikinci kattaki en güneydeki oda. Üçüncü katın tamamı genç efendinin özel aktivite alanıdır. Lütfen izinsiz yukarı çıkmayın. Odanızda veya yemek odasında yemek yemeyi seçebilirsiniz. Ancak benim tavsiyem odanızda yemeniz olacaktır. Genç Efendi yemek yerken rahatsız edilmeyi hiç sevmez. Zemin kattaki spor salonu ve yüzme havuzunu da Genç Efendi olmadığı zamanlarda kullanabilirsiniz.”

Tüm bunları dinledikten sonra sanki otel odalarını dolaşan biri gibi hissetmeye başlamıştı. Ne de olsa böyle bir evi satın alamazdı ve geçici olarak orada kalacaktı.

Sonunda Heng Amca Shen Dai’yi odasına getirdi. Sadece bir misafir odası olmasına rağmen, birçok daireden bile daha büyüktü. Bir banyosu vardı, ayrıca gömme dolap ile donatılmıştı ve gerekli tüm eşyalara sahipti. Bırak bavulunu, yalnızca kendisi buraya gelse bile rahatlıkla yaşayabilirdi. Hatta hayallerindeki gibi evden hiç çıkmadan hayatını idame ettirebilirdi.

Heng Amca tekrar söze girdi, “Hayatta ne gibi özel tercihleriniz var bilmiyorum ama bazılarını önceden hazırladım. Yatağınızın yeterince rahat olmadığını düşünüyorsanız, banyo ürünleri favori markanız değilse ya da kahvenin tadı yeterince iyi değilse, bana söyleyebilirsiniz.”

“Teşekkürler, her şey gayet iyi.”

“Genç Efendi her gün işe gideceğinizi söyledi. Hangi arabayı…”

“Ah, hiç gerek yok. Bir arabaya binmem uygun değil. Çoğu zaman şirket yurdunda kalıyorum zaten, taksi tutabilirim.”

Elbette Shen Dai, bu ailenin yabancı birinin ani girişini reddettiğinin pekala farkındaydı. Bu yüzden mümkün olduğunca yük olmamaya özen gösterecekti.

Heng Amca’nın kaşları biraz kıpırdadı ve şaşırmış gibiydi, “Tamam, başka bir şeye ihtiyacınız var mı? Mesela yeme alışkanlıklarınız gibi.”

“Hayır,” dedi Shen Dai, “Başka bir şey yoksa şirkete geri döneceğim.”

Heng Amca Shen Dai’ye baktı ve tekrar sordu, “Gerçekten hiçbir talebiniz yok mu?”

“Ah, şu an yok. Aklıma bir şey gelirse söylerim.”

“Tamam, ben sizi geçireyim.”

İkisi merdivenlerden aşağı inerken Qu Moyu’nun kapıdan girdiğini gördüler.

Qu Moyu, Shen Dai’yi gördüğüne biraz şaşırmış gibiydi. Bir anlığına bu adamın neden kendi evinde olduğunu idrak edememiş olsa da sonrasında çabucak anlamıştı.

“Genç Efendi, neden geri döndünüz?”

“Sabah erken kalkmıştım. Eve yakın bir yerlerde olduğum için dinlenmeye geldim,” dedi Qu Moyu, ceketini çıkardı ve Heng Amca’ya verdikten sonra devam etti, “Öğle yemeğini çoktan yedim.”

Ardından kravatını çıkardı ve meraklı bir şekilde Shen Dai’ye baktı.

“Başkan Qu,” dedi Shen Dai, hafifçe başını salladı ve sonra bakışlarını yere eğdi. Qu Moyu’nun kravatını tek eliyle çekişi insanların kalplerinin ölümcül bir hızda çarpmasına neden olabilirdi.

Qu Moyu gelişigüzel bir şekilde, “Eve alışabildin mi?” diye sordu.

“Alıştım.”

“Bir şeye ihtiyacın olursa Heng Amca’ya söylemen yeterli.”

“Tamam, teşekkürler,” dedi Shen Dai, “Şirkete geri dönmem gerekiyor. Çoğunlukla şirketin yurdunda kalacağım, sizi pek rahatsız etmeyeceğim.”

Qu Moyu, Shen Dai’ye bir bakış attı, “Şirketin yurdunda mı kalacaksın?”

“Evet, ben…”

“Evlendiğimiz için burada kalman gerekiyor,” dedi Qu Moyu, kravatını Heng Amca’ya verdi ve kanepeye doğru yürüdü, “Çay.”

Shen Dai bir an tereddüt etti, sonra yavaşça Qu Moyu’nun yanına yürüdü ve bir çalışan gibi kenara çekildi. Aslında gerçekten de Qu Moyu’nun şirket çalışanıydı.

Heng Amca çayı getirdi ve sehpanın üzerine koydu, sonra o da diğer tarafta kenara çekildi.

Qu Moyu yavaşça çayından bir yudum aldı, ardından vücudunu rahat bir şekilde deri kanepeye yasladı. Cep telefonunu çıkarıp bir göz atarken konuşmaya devam etti, “Her ne kadar bu bir anlaşma olsa da, görünüşte korumamız gereken bazı değerlerimiz var. Anlıyorsun, değil mi?”

Qu Moyu ona bakmıyor olsa da, Shen Dai açıklanamaz bir şekilde bir baskı hissediyordu. Usulca yanıtladı, “Evet.”

“Evden hoşnut değil misin? Yoksa başka sebeplerin mi var?”

“Hayır, ben yalnızca sizi rahatsız etmekten endişelendim.”

“Ev çok büyük, edep sahibi bir insan olduğunu ve beni rahatsız etmeyeceğini düşünüyorum,” dedi Qu Moyu, aniden telefonda mesaj yazmayı bıraktı ve Shen Dai’ye baktı, “Ya da belki senden ‘bir eşin yerine getirmesi gereken yükümlülükleri’ yerine getirmeni istememden korkuyorsundur?”

Shen Dai yüzü yanıyormuş gibi hissetti. Gizlice Heng Amca’ya bir bakış attı ama Heng Amca hiçbir tepki göstermeden alçakgönüllü bir şekilde olduğu yerde duruyordu. Başını eğdi, nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.

“Senden sözleşmede yazanların dışında hiçbir talebim yok. Burada rahatça yaşayabilirsin.”

Qu Moyu bunları söylerken nezaketinden ödün vermiyordu ama her kelimesi Shen Dai’nin yüzüne tokat gibi iniyordu. Bu bir öğüt, tavsiye değildi; alenen bir uyarıydı. Sözleşmedeki Başkan Qu’nun çocuğuna hamile kalamayacağını yazan o maddeyi hatırladı. Qu Moyu gibi kutsanmış bir alfayı memnun etmek isteyen sayısız insan vardı. Hatta Qu Moyu şirketin başına geçmesinden sonraki ilk yıl, kendisine uygunsuz davranan üç kişiyi gözünü kırpmadan işten çıkarmıştı. Qu Moyu, Shen Dai’nin kendisine karşı bir komplo kurarak onunla birlikte olmaya çalışacağından ve ardından hamile kalacağından korkuyor olmalıydı. S seviye feromonlara sahip biri sıradan bir omeganın Qu ailesine çocuk doğurmasına kesinlikle izin vermeyecekti. Bu yüzden bu maddeyi özellikle kalın puntoyla yazarak sözleşmeye dahil etmişti.

Aptal değildi, Qu Moyu’nun ona dokunmayacağını başından beri biliyordu ama hayran olduğu birinden bu sözleri doğrudan duymak yine de acı verici olmuştu.


4.5 2 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

You cannot copy content of this page

0
Would love your thoughts, please comment.x