İçeriğe geç
Home » Alpha Predator 49. Bölüm

Alpha Predator 49. Bölüm

Shen Dai’nin gözleri hızla kızardı ve dudakları hafifçe titredi. Onun hüzünlü ve incinmiş görünümü Qu Moyu’yu da rahatsız etmişti. Feromonların etkisi gerçekten bu kadar güçlü müydü? Shen Dai duygularını ne kadar çok etkiliyorsa Qu Moyu o kadar çok direnmeye çalışıyordu.

“Mn, yeni bir şey değil,” dedi Shen Dai titreyen sesiyle. Duygularını itiraf ederek büyük bir ateş yaktığını düşünmüştü ama Qu Moyu bu yangını bir çırpıda söndürmüştü.

Geçen birkaç ayda her gün ve gece birlikte olmak, onun bazı yanılsamalar yaşamasına neden olmuştu. Qu Moyu’nun da kendisine karşı hisleri olduğunu sanmıştı; tamam elbette bu hisler çok azdı ama en azından onu diğer insanlardan farklı kılıyordu. O, Qu Moyu için özeldi. Ama böyle düşünmesi oldukça tuhaftı. Qu Moyu’yu aşık olan bir omegayı farklı kılabilecek şey ne olabilirdi ki zaten? Onun duygularının diğerlerinden ne farkı vardı? Qu Moyu onu sevmiyordu bile. Bu yüzden Shen Dai’nin kimi sevdiğini umursamıyordu. Qu Moyu’nun gözünde bu yalnızca “soyut” bir duyguydu.

Qu Moyu onu işaretlemişti, evliydiler ve hatta aralarında yakın bir ilişki vardı. Lakin Qu Moyu tüm bunlara rağmen onu umursamıyordu. Shen Dai hayal kırıklığına uğramıştı. Hep omegaların feromon seviyelerinin saçmalıktan ibaret olduğunu düşünürdü ama şu anda bu seviye farkları yüzünden kendisini aşağılık hissediyordu; ne kadar da ironikti. Eğer S-seviyesi bir omega olsaydı, her şey daha farklı olur muydu? Zihninin derinliklerinde bu soruyu sormadan edemiyordu.

Qu Moyu öfkeli bir şekilde başını çevirdi, “Söyleyecek başka bir şeyin var mı?”

Shen Dai derin bir nefes aldı ama sesi boğuktu, “Beni sevmediğini ve bana kızgın olduğunu biliyorum. Ama beni gelişigüzel bir şekilde bir şeylerle itham edemezsin. Suçluların bile kendilerini savunma hakkı vardır. Açıklamalarımı dinleyecek misin?”

Qu Moyu, Shen Dai’ye yandan bir bakış attı, “Dinliyorum.”

“Ayın on ikisinde öğleden sonra eve gittim. Babam benim telefonumu alıp evden çıkmıştı ama kendi telefonuyla karıştırdığını söyledi. Görünüşe göre telefonumla o esnada oynanmış,” dedi Shen Dai. Bunları söylerken son derece utanmıştı, çünkü kimse böyle bir babaya sahip olmak istemezdi. Ama yine de masumiyetini kanıtlamak için her şeyi açıklaması gerekiyordu, “Omega babam…çok bencil biri. Beni You Xinghai’yi zor durumda bırakabilmek için doğurdu. Erkek arkadaşı için anne ve babasının malını ipotek ettirdi ve üstümüze büyük bir borç bıraktı. Ona ilişkimizden hiç bahsetmedim ama büyükannemin ameliyat olduğu gün bahçede ikimizi görmüş. Qu Chengchen’le işbirliğini nasıl yaptığını şu anda bilemiyorum ancak her şeyi para için yapıyor.”

Qu Moyu onu dinlerken gözlerini kıstı.

“Bildiklerim bu kadar. Bilmediğim kısımlara gelince, hepsini bizzat araştıracağım,” dedi Shen Dai ve burnunu çekti. Ağlamamak için kendisini zor tutuyordu, “Bana inansan da, inanmasan da gerçek bu. Her şeyin mümkün olduğuna inanıyorum. Söylediklerimin doğru olma ihtimali var, bu yüzden somut deliller olana kadar bu suçtan sorumlu tutulmak istemiyorum.”

Qu Moyu, Shen Dai’ye soğuk bir şekilde baktı, “Beni biyolojik baban tarafından tuzağa düşürüldüğüne ikna etmeye çalışıyorsun. Bu olaydan ikiniz de fayda sağlamadınız mı?”

“Evet,” dedi Shen Dai ciddiyetle, “İşaretini…istiyordum. Ama böyle alçakça bir yöntemi kullanacak biri değilim.”

Qu Moyu hafifçe homurdandı, “Şu anda seninle ilgilenecek zamanım yok. Önemli meseleleri hallettiğimde bu olayda ne gibi bir parmağın olduğunu öğreneceğim.”

Shen Dai kalbindeki acıya katlanmaya çalışarak ciddi bir şekilde yanıt verdi, “Yarın eve gitmek istiyorum. Onunla yüzleşeceğim ve…”

“Hayır.”

“…..”

“Daha önce de dediğim gibi…Seni işaretlediğimi kimse öğrenmeyecek,” dedi Qu Moyu, “Şirketten uzun bir hastalık izni çıkaracağım senin için.”

Shen Dai gözlerini kıstı, “Sonsuza dek burada mı kalacağım?”

“Aynen öyle.”

“Ne zamana kadar?!” diyerek çıkıştı Shen Dai.

“İşaret silinene kadar.”

Bu sözleri söyledikten sonra ikisi aynı anda nefeslerini tuttu ve sessizliğe gömüldü.

İşaret hem ruhsal hem de bedensel bir bağdı. İşaret oluştuktan sonra iki taraf da bilinçaltında işaretin silinmemesi için direnirdi. Bu yüzden Qu Moyu bu kelimeleri sarf ettiğinde kalbinde tarifsiz bir acı belirmişti. Ama Shen Dai’nin kalbi daha çok acıyordu.

En sevdiği kişi, alfası…işaretin silinmesini ve ondan sonsuza dek kurtulmayı istiyordu.

Qu Moyu tüm rahatsızlığını gizledi ve kalbindeki şüpheyi bastırdı, gözlerinde yalnızca soğukluk ifadesi vardı, “Doktorla görüştüm. İki hafta içinde hamile olup olmadığını öğreneceğiz. Hamileysen bebek alınacak ve işaret silinecek.”

Shen Dai sendeledi ve bir adım geri atarak Qu Moyu’ya baktı. O anda sanki boğuluyormuş gibi hissediyordu.

Qu Moyu, Shen Dai’nin o acı ve umutsuzluk dolu gözlerine bakamıyordu bile. İçten içe kendisini yumuşamaması gerektiği ve her şeyin feromonlar yüzünden olduğu konusunda uyarıyordu. O harika Qu Moyu nasıl başkalarının merhametine kalabilirdi ki? Feromonların etkisiyle hareket etmeyecek ve ona kumpas kuranların istediklerini elde etmesine izin vermeyecekti.

Shen Dai, Qu Moyu’nun bıçak kadar soğuk olan gergin çenesine baktı. Söylediklerinde ciddi olduğunu biliyordu, “Bunu yapma.” Rahminde minik bir bebek olup olmadığını bilmiyordu. Ama eğer varsa, onun ve Qu Moyu’nun bebeğiydi. Evlilerdi, Qu Moyu’nun işaretine sahipti ve bu zamana dek birbirlerine iyi davranmışlardı. Qu Moyu nasıl bu kadar acımasız olabilirdi?!

“Kendi elinle imzaladığın o sözleşmede neler yazdığını unuttun mu?” dedi Qu Moyu, yüzündeki kaslar titriyordu ve bu onu biraz acımasız gösteriyordu, “Benim çocuğuma hamile kalamazsın ve benim işaretimi alamazsın. Sana ait olmayan bir şeyi istiyorsan bedelini ödemen gerekir.”

Shen Dai bilinçsizce elini karnına götürdü. Kelimelerin artık hiçbir anlam ifade etmediğinin farkındaydı. Ama şu anda sevdiği adam tarafından gelen bu kötülükle nasıl başa çıkacağını bilmiyordu. İşaretlendikten sonra omega alfasını daha çok sever ve ona eskisinden daha fazla itaat ederdi. Genetik içgüdüsü ona teslim olmasını söylerken beyni ona direnmesini söylüyordu. Dişlerini sıkarak, “Moyu, bana böyle davranma,” diye yalvardı.

Qu Moyu yumruklarını sıktı, “Sana ne dediysem onu yap. Bana söylediklerimi tekrar söyletme.”

Shen Dai’nin göğsü şiddetle inip kalktı, “İşaretin silinmesi için beni zorlayamazsın.”

Qu Moyu ayağa kalktı. Uzun vücudu, keskin gözleri ve otoriter S-seviyesi feromonları onu tehditkar gösteriyordu, “‘Gönüllü’ olarak kabul etmenin bir yolu var.” Konuştuktan sonra arkasını döndü, yatak odasına girdi ve kapıyı sertçe kapattı.

Shen Dai, vücudunun sıcaklığı düşene ve neredeyse donmuş gibi görünene dek kapalı olan kapıya baktı. Eskiden hevesle bu kapıdan girmek istemişti ve girmişti de. Qu Moyu’nun yanında kalmak için artık bir şansı olduğunu zannediyordu. Ama bu kapı onun yüzüne acımasızca kapatılmıştı. O anda sanki o pembe düşlerden uyanmıştı ve her şeyin aslında ne kadar çirkin olduğunu fark etmişti.

Onu peş peşe dertlerden kurtaran, onunla şefkatle ilgilenen, okulunda elini tutarak dolaşan insan nasıl olur da ona zulmeden, aşağılayan, bebeğini öldürmek isteyen ve işareti sildirmesi için zorlayan kişiyle aynı olabilirdi?

Onu kurtaran kişi ile ona zarar veren kişi, ona nazik davranan kişi ile ona zalimce davranan kişi…nasıl olur da aynı kişi olabilirdi?


5 1 vote
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

You cannot copy content of this page

0
Would love your thoughts, please comment.x