Ertesi gün Shen Dai, Bai Xiangwan’ın feromonlarından yapılan esansiyel yağı almak için hastaneye gitti. Karaağacın kokusu çok güçlü olduğundan kalıcılığı da o denli yüksekti. Qiu Qiu’nun günlük hayatında yaşadığı yerlerde kullanılırsa, bir alfanın yakınında olduğu yanılsaması yaratabilirdi.
Doktor, Shen Dai’ye karaağaç esansiyel yağını parfüm olarak kendi üstüne de sıkmasını önermişti. Bunun amacı Qiu Qiu’yu duygusal olarak daha da rahatlatmak için alfa ve omega bir çiftin varlığını simüle etmekti. Mantıklı bir öneri olsa da Shen Dai kullanmayı düşünmüyordu. Bai Xiangwan’ın feromonundan yapılan bir parfümü kullanması ikisi için de çok utanç verici olmaz mıydı?
Lakin eve döndüğünde, Shen Dai endişelerinin yersiz olduğunu fark etti. Aslında o anda fark etmiş sayılmazdı; Qiu Qiu için kullanıldığı müddetçe Bai Xiangwan’ın feromonlarından kaçabilmesinin hiçbir yolu yoktu.
Xiaodie işten eve geldiğinde karaağaç kokusunu hemencecik almıştı. Betalar normalde feromon kokularını alamazlardı ancak esansiyel yağ şeklinde karışım yapıldığından koku herkes için fark edilebilir şekilde ön plana çıkmıştı.
Xiaodie, Qiu Qiu’yu kokladı ve şaşkınlıkla, “Vay canına, Bai Laoshi’nin feromonları çok güzel kokuyor. Tıpkı kendisi gibi nazik ve güçlü,” dedi.
“Mm Qiu Qiu’nun sevmesine şaşmamalı.”
Beklendiği gibi Qiu Qiu, Bai Xiangwan’ın yanındaymış gibi huzurlu ve sessizdi.
“Bai Luo Shi ciddi biri olsa da bizimle özel bir şekilde ilgileniyor. Hep feromonlarının çok güzel koktuğunu söylerlerdi, ben de ilk kez nasıl koktuğunu öğreniyorum,” dedi Xiaodie, Qiu Qiu’nun minik elini tuttu ve abartılı bir ses tonuyla devam etti, “Bu ata artık en sevdiği alfa ve omega feromonlarına sahip. Lütfen gelecekte daha az ağla ve bu kölenin canını bağışla.”
Shen Dai gülümsedi, “Xiaodie, bugün hastaneden sonra temizlik şirketine gidip birkaç dadıyla görüştüm. Geceleri çalışması için en kısa sürede birini bulmam şart, yoksa seni de işinden geri bırakmış olacağım. Birkaç gün içinde kararımı vermiş olurum.”
“Bu harika. Yakında çok meşgul olabiliriz çünkü enstitü yeni bir projeye başlayacak.”
“Yeni proje mi? Ne projesi?” dedi Shen Dai büyük bir ilgiyle. Yeni proje demek, öğreneceği daha çok şey olacak ve daha çok fon alacaklar demekti. Jingcheng’deki Araştırma Enstitüsü Xingzhou’nun en yüksek teknik seviyesine sahip olsa da, orada sadece bilimsel araştırma yapılıyordu. Yine de Lancheng’de bazı zorluklar vardı. Buradaki araştırma enstitüsü, arama, madencilik, ön eleme, ön işleme ve ön işleme süreçlerine bizzat katılmak zorundaydı. Lancheng Araştırma Enstitüsü, nadir toprak elementlerinin çıkarılması ve rafine edilmesi için gereken teknolojiye sahip olsa da, madenciliğe daha çok önem veriyordu. Bu iki yer arasında erişebileceği bilgi seviyesinde oldukça büyük bir fark vardı.
“Yeni üretim hattı!” dedi Xiaodie ışıldayan gözlerle, “Genel Merkez, üretim hattımızı arttırmak için Longke Ağır Maden Enstitüsü ile işbirliği yapmaya karar verdi.”
Shen Dai biraz şaşırmıştı, “Fakat yeni üretim hattı yeni bir maden sahasına kurulmayacak mıydı?”
Devlet, karbon emisyonu azaltma hedeflerine ulaşmak için madencilik şirketlerini yeni çevre koruma standartlarına uyum sağlamaya ve madencilik teknolojisini iyileştirmeye çağırıyordu. Sonuçta, madencilik çevre kirliliğine sebep olacaktı. Ancak bu tür genişlemeler çok maliyetliydi ve çok az şirket bu yüksek maliyeti karşılayabilirdi. Üretimi tamamen azaltmaya veya durdurmaya karar verirken, üretim ve maliyet uygun şekilde ölçüp biçilmeliydi. Bu aynı zamanda son yıllarda sektördeki gerilemenin de ana nedeniydi.
Xingzhou’nun Chuanghai’yi satın alması tamamlandıktan sonra, Chuanghai’nin en umut verici madencilik alanı da şirkete dahil edilmişti. Bu maden, yeni ekipman ve teknolojilerin uygulanması için uygun olan el değmemiş bir madendi. Shen Dai, Qu Moyu ile başlangıçta bu konu hakkında konuştuklarını ve ikisinin temelde aynı fikre sahip olduğunu hatırladı. Qu Moyu onu bu madenin başına atayacağına dair bir söz vermişti.
Böyle bir konuşma yaparken ikisinin ne kadar samimi olduklarını anımsayınca Shen Dai’nin kalbi sıkıştı. Yıl boyunca, çok çalışmaktan ve yorgunluktan şikayet etse de bazen, bu yorgunluğun hayatını doldurmasından memnundu. Bu sayede onu düşünmek için çok az zamanı oluyordu. Geceleri bile Qu Moyu’yu düşünmekten kendini alamadığında, çalkantılı duygularından kurtulabilmek için Qiu Qiu’nun ağlamasını dört gözle beklerdi.
Xiaodie devam etti, “Böyle bir söylenti var. Ama Shijie’ye göre, yukarıdakiler fikirlerini değiştirmişler. Yeni üretim hattının açılması çok yavaş olabilir, bu yüzden bizim pozisyonlarımız terfi ettirilebilirmiş.”
Shen Dai başını salladı, “Bu gayet mantıklı.” Qu Moyu, Zhou Xiaochu ile nişanlandıktan kısa süre sonra bankadan büyük miktarda finansman sağlamış ve yeni üretim hattına liderlik etmişti. Diğer rakip şirketlere göre, haberler ortaya çıkar çıkmaz hisse senetlerinde büyük bir artık olmuştu.
“İki gün sonra teftiş olacakmış, kim gelecek biliyor musun?” diyerek aniden ayağa fırladı Xiaodie.
Shen Dai’nin kalbi hafifçe titredi, “Kim?”
“Yan Mingxiu!” dedi Xiaodie heyecanla, “Okuldayken ona hayrandım ve hala ondan çok hoşlanıyorum. Belki de ondan bir imza alma şansım olur.”
Shen Dai gizlice rahat bir nefes verdi.
“Veliaht Prens ve Profesör Liu da gelecekmiş,” dedi Xiaodie, Yan Mingxiu’den bahsederkenki ses tonuna kıyasla bu kez ses tonu fark edilecek kadar daha sakindi, “Onlarla daha önce hiç tanışmamıştım.”
Shen Dai anında donakaldı. Kendine geldiğinde cep telefonunu ceketinin cebinden çıkardı ve Liu Xi tarafından gönderilen mesajı gördü. Öğleden sonra meşguldü ve cep telefonuna bakacak zamanı hiç olmamıştı.
Bu perşembe. Yani yarından sonraki gün…
“Bay Shen, sorun nedir?” dedi Xiaodie, Shen Dai’nin yüzündeki değişimi fark etmişti.
“…Bir şey yok,” dedi Shen Dai ve Qiu Qiu’yu Xiaodie’ye verdi, “Sen biraz onunla ilgilen, ben lavaboya gideceğim.”
Shen Dai lavaboya giderek Liu Xi’yi aradı. Liu Xi’den şirketin bu projeye büyük önem verdiğini öğrendi. Teftiş ekibinin üyeleri de çok mühim kişilerdi. Ön görüşmeler çoktan tamamlanmıştı ve teftiş sadece bir formaliteden ibaretti. Bu proje sektörde kesinlikle büyük yankı uyandıracaktı.
Hoca ve öğrenci uzun zamandır görüşmedikleri için cumartesi gününe randevulaştılar. Liu Xi, Qiu Qiu’yu görmek için can atıyordu. Shen Dai için bu, çocuğunu aile büyükleriyle tanıştırmak gibi bir şeydi. Çok duygusallaşmıştı.
―
Xingzhou Grubu ve Longke Ağır Maden Endüstrisi’nden oluşan bir heyetin Lancheng’e geldiği haberi yerel bölgede sıcak bir gündem haline gelmişti. Bu üretim hattı, kesinlikle yerel bölgeye daha fazla gelir ve istihdam getirecekti. Ve Yan Mingxiu’nun kendisi zaten kasabanın ana konusuydu.
Shen Dai haberleri görmek istemese de mutlaka kulaklarına ulaşıyordu. Qu Moyu’yu sık sık sosyal medyada görmek zorunda kalıyordu.
Hızlı bir bakış atsa da Qu Moyu’nun kilo kaybetmiş olduğunu fark etmişti. O ve Yan Mingxiu aynı karedeydiler. Ticari bir ortaklıktan farklı olarak, daha çok bir film festivalinin açılış törenine benziyordu. İki S-seviyesi alfa kaçınılmaz olarak kameraların odak noktası haline gelmişti.
Shen Dai sayfayı çabucak kapattı. Bu projeyle çok ilgilense de herhangi bir habere bakma niyetinde değildi. Bai Xiangwan’ın işini bitirmesini ve projenin genel müdürüne şahsen sormasını bekleyebilirdi.
Kapının vurulduğunu duyduğunda, Shen Dai kanepeden fırladı ve kapıya doğru yürüdü. Önünde, neredeyse iki yıldır görmediği Profesör Liu Xi vardı. Yüzünde bir gülümsemeyle Shen Dai’ye bakarken gözleri yavaş yavaş bir hüzünle kaplanıyordu.
Shen Dai’nin gözleri de kızarmıştı, “Hocam.” Bu “hocam” kelimesi kulağa saygılı ve nostaljik geliyordu. Tıpkı zorbalığa uğrayan bir çocuğun ebeveynlerine sığınması gibiydi.
Liu Xi iç çekti ve kollarını açtı. Hoca ve öğrenci birbirlerine sıkıca sarıldılar.
Shen Dai için bu, yurt dışında dolaştıktan sonra ailesine kavuşmak gibiydi. Yüreğindeki keder kelimelerin ötesindeydi ama sonunda gerçekten gülümseyebiliyordu.
Shen Dai, Liu Xi’yi içeri buyur etti ve Liu Xi etrafa bakındı, “Minik adam nerede?”
“Odada uyuyor, seni yanına götüreyim.”
İkisi hafif adımlarla odaya girdi. Qiu Qiu beşikte mışıl mışıl uyuyordu. Liu Xi kenara çekildi, nefesi bile bilinçli olarak yavaşlamıştı. Gülümsedi ve uzun bir süre tek kelime etmeden Qiu Qiu’ya baktı. Sonunda elini uzattı ve Qiu Qiu’nun küçük yüzüne hafifçe dokundu.
Odadan çıktıktan sonra Shen Dai kapıyı kapattı ve ancak o zaman Liu Xi konuşmaya cesaret edebildi, “Çok güzel bir bebek. Görüntülü konuşurken gördüğümden çok daha sevimli.”
Shen Dai gülümsedi, “Henüz gelişme sürecinde. Doğduğunda görecektin, çok çirkindi. Şimdi biraz daha büyüdü.”
Liu Xi iç çekti, “Çok zorluk çekmiş olmalısın.”
“Neyse ki, o kadar da kötü değildi,” dedi Shen Dai sakince, “Çocuk sahibi olmak isteyen herkes biraz acı çekmek zorunda.”
Liu Xi, Shen Dai’ye sıkıntılı bir şekilde baktı, “Hala herkesten çok farklısın.”
Shen Dai şaşırsa da gülümsedi.
“Doğumun üzerinden çok zaman geçmedi ama hiç kilo almamışsın. Hatta eskiye göre daha zayıf görünüyorsun.”
“Haha, çabucak iyileştim çünkü,” dedi Shen Dai. Tek kelimeyle tüm zorlukları bir çırpıda atmış gibiydi.
“Burası senin için rahat mı? Xiangwan seninle güzelce ilgileniyordur umarım.”
“Bai Shixiong benimle özenle ilgileniyor. Bu ev de onun zaten. Normalde vermem gerekenin yarısı kadar kira ödüyorum. Ayrıca öğrencisini bana yardım etmek için gönderdi. Onunla görüşmeme aracı olduğun için çok teşekkür ederim hocam.”
“En iyisi böyle olmasıydı,” dedi Liu Xi, “Bir süredir geleceğini, dosyalarını ve sosyal güvenliğini nasıl transfer edeceğimi düşünüyorum. Fırsatları araştırmak için Bay Qu ile birlikte geldim. Onun nabzını bir yoklayacağım.”
“…” Shen Dai tereddüt ediyordu, “Hocam, işten ayrılsam daha iyi olacak.”
“Endişelenme. Onunla görüşmek zorunda değilsin, hatta haberi bile olmaz. Öğrense de müdahale edemez zaten. Neredeyse bir yıl geçti ve senin çocuğunu doğurduğunu bilmiyor. Siz ikiniz artık…neyse, hiçbir önemi yok. Hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranarak seni Pekin’den Lancheng’e transfer ettim. Xiangwan’ın bu projeyi tamamlamasına yardım etmenin tam zamanı.”
Shen Dai bir süre düşündü. Belki de hocasının söyledikleri mantıklıydı. Qu Moyu için o sadece eski bir yatak arkadaşıydı, bilinçli olarak “işareti” sildirmişti ve bebeğini aldırmıştı. O zamandan beri ortadan kaybolmuştu. Qu Moyu muhtemelen onu önemsemeyecekti.
ÇN: Hahahahahaha Qu Moyu efendiii geldik senin kıskançlıktan kuduracağın ve tülayyy geri dönnn diye ağlayacağın bölümlere.
Yemin ederim bu zevk için okuyorum yeniden dudbcuebduedbuejd