Tesadüf budur ya, Shen Qin tam da o gün iki günlük bir tatile çıkmıştı. Bu sayede Shen Dai Qiu Qiu’yu da alarak eve gitti. Büyükannesi bebekle ilgilenirken Shen Dai tüm gününü kitaplarını, sertifikalarını, gündelik eşyalarını ve ödüllerini kolilemek için harcıyordu.
Bu eski eşyaların her birinin ayrı bir hatırası vardı. Aslında tüm eşyalarını götüremezdi ama ev çok küçüktü. Shen Qin kendisine yer açmak için onun eşyalarını balkona yığmıştı ve gelecekte çöpe atmayacağının da hiçbir garantisi yoktu. Ancak eşyalardan bazıları büyükbabasına yani, Shen Qin’in babasına aitti. Bazen Shen Qin gibi insanlara çok imreniyordu. Belki de mutlu olmak için biraz da bencil olmak gerekiyordu. Diğer insanlardan önce kendini düşündüğü için başkalarına karşı kolay kolay suçluluk duymazdı.
Hava kararmaya başladığında tüm eşyalarını toplamıştı. Shen Dai hemen sonrasında bir nakliye şirketini arayarak ertesi sabah eşyalarının alınmasını istedi. Büyükannesi bakıcıdan gerekli malzemeleri almasını istedikten sonra Shen Dai’nin en sevdiği yemekleri yaptı. Uzun zamandır büyükannesinin yemeklerini yememişti ve gelecekte tekrar yeme şansının olup olmayacağını bilmiyordu. Bunu düşündüğünde kalbini bir hüzün kapladı ve yüzü ağlamaklı bir hal aldı.
Gece o ve Qiu Qiu orada kaldı. Odası çoktan Shen Qin tarafından işgal edilmişti ve portakal çiçeklerinin kokusuyla doluydu. Omegalar yaşlandığında feromonlarının kokusu da giderek zayıflardı ve bu yüzden kendi yaşam alanlarında kendi feromonlarına benzer kokuları kullanmayı tercih ederlerdi. Bu, sadece yaşlanmaya karşı kurtarıcı bir önlem değil, aynı zamanda kendi ruh hallerini ve sağlıklarını düzenlemek için de gerekli bir durumdu.
Fakat çocukluğundan beri Shen Dai bu kokuyu hiç sevmezdi. Aslında başlangıçta öyle değildi. Çünkü tıpkı Qiu Qiu’nun kendi feromonlarına bağlılığı gibi, o da portakal çiçeğinin kokusuna derinden bağlıydı. Ama çocukken ona yaklaşmak için çeşitli girişimlerde bulunsa da karşılık alamadığında gözü açılmıştı ve babasının kendisini sevmediğini anlamıştı. Böylece yavaş yavaş portakal çiçeği kokusunu eskisi gibi sevmemeye başlamıştı. Hatta şu anda Shen Qin’e duyduğu kötü hislerden ötürü bu kokudan iğreniyordu.
Görünüşe göre Qiu Qiu da sevmemişti ve uyumayı reddediyordu. Shen Dai onu havalandırma olan oturma odasına götürdü ve bir saat boyunca kucağında salladıktan sonra Qiu Qiu nihayet uykuya daldı. Yoğun bir günün ardından Shen Dai’nin de mecali kalmamıştı ve o da anında uyumuştu.
Ertesi sabah, Shen Dai büyükannesine mantı yapmak için erkenden kalktı. Büyükannesi de erken uyanmıştı. Yemekle ilgilenmesi gerekmediğinden dolayı Qiu Qiu’ya sütünü içirdi ve onunla oynayarak vakit geçirdi. Shen Dai uzun zamandır böyle huzurlu bir güne uyanmamıştı ve oradan ayrılmak konusunda kalbinde bir isteksizlik baş göstermişti.
Kahvaltıdan sonra tanımadığı bir numara tarafından arandı. Shen Dai ilk başta nakliye şirketi olduğunu sandı ama telefonu açar açmaz tanıdık bir ses duydu.
“Merhaba Mühendis Shen, beni hatırlıyor musunuz? Ben avukat Chen Wei.”
Shen Dai’nin kalbi tekledi ve aniden içine kötü bir his doğdu, “Hatırlıyorum, bir sorun mu var?”
“Görüşmek için müsait misiniz acaba? Konuşmamız gereken bazı hususlar var.”
“Müsait değilim.”
“Mühendis Shen, konu oğlunuz Shen Yue ile ilgili. Umarım, siz…..”
Shen Dai dişlerini gıcırdattı, “Qu Moyu bu kez neyin peşinde?”
“Şu anda neredesiniz? Ben yanınıza geleyim isterseniz?” dedi Avukat Chen, Shen Dai’nin öfkeli tavrına karşı sakinliğini koruyordu, “İnanın bana bu görüşme hem siz hem de oğlunuz için çok mühim. Benimle görüşmek istemiyorsanız Başkan Qu ile görüşmeniz gerekecek. Ama ilk önce bizim konuşmamızın daha iyi olacağına inanıyorum.”
Kalbinin gürültüsü Shen Dai’nin kulaklarına ilişiyordu ve bir türlü sakinleşemiyordu. Neyle karşılaşacağını bilmiyordu. Qu Moyu’nun öngörülemez davranışları yüzünden bir ağın içine düşmüş gibi hissediyordu. Bu ağdan kaçıp nasıl kurtulabilirdi?
Yarım saat sonra Shen Dai, evinin yakınındaki küçük bir kafede Avukat Chen ile görüştü.
Avukat Chen’in bariz müreffeh duruşuna bakılırsa, geçen yılı gayet iyi geçirmişti. Şirketin yasal işleriyle ilgilenmek onun işiydi ancak, patronunun özel işleriyle de onun ilgileniyor olması gelecekte şirketin hukuk temsilcisi olacağı anlamına geliyordu.
Avukat Chen’in yüzünde bir gülümseme vardı ve Shen Dai’nin arkasına doğru bakıyordu. Muhtemelen beden diliyle “Çocuk nerede?” demeye çalışıyordu.
Shen Dai’nin açıklama yapmaya hiç niyeti yoktu, “Avukat Chen, lütfen doğrudan konuya girin.”
Avukat Chen evrak çantasını tuttu ve bir kağıt yığını çıkardı. Ardından Shen Dai’ye nazikçe, hatta saygıyla başını salladı, “Mühendis Shen, Başkan Qu Shen Yue’nin kendi oğlu olduğunu resmi olarak kanıtlamak için bir babalık testi yaptırdı.”
Shen Dai’nin yüzü aniden değişti, “Nasıl yani? Ben ne zaman babalık testi yaptırmasına izin verdim? Bu sefer neyin peşinde?!”
Qiu Qiu hastanedeyken kanı alınmıştı ve çeşitli testler yapılmıştı. Ama Qiu Qiu’nun vasisi olarak Shen Dai babalık testi yapılmasına izin vermemişti. Dolayısıyla babalık testinin yasal bir etkisinin olmaması gerekiyordu.
ÇN: Hukuksal terimlere aşina olmayanlar için vasi reşit olmayan bireylerden sorumlu olan kişiler. Yani Qiu Qiu’nun velayeti Shen Dai’de olduğu için hukuksal olarak tüm sorumluluk Shen Dai’nin üzerinde onun vasisi olarak
“Shen Yue hastaneye yatırıldığında, bazı belgeleri imzalamıştınız. Muhtemelen aceleniz olduğu için detaylı olarak okuyamadınız…”
Shen Dai masaya sertçe vurdu ve bilinçsizce öne doğru eğildi.
Avukat Chen hemen doğruldu ve sessizce geri çekildi. Shen Dai’nin dişlerini gıcırdatırkenki sert ifadesine baktı. Bir gün bir omegadan korkacağı aklının ucundan dahi geçmezdi.
“Demek bu sefer bu şekilde oynamayı seçti, öyle mi?” dedi Shen Dai sert bir şekilde, “Tam olarak ne istiyor?!”
Avukat Chen kıyafetlerini düzelterek dikkatle yanıtladı, “Bay Qu, Shen Yue’nin velayetini istiyor.”
Shen Dai yıldırım çarpmışçasına olduğu yerde put kesildi.
“Babalık testi için muvafakat formu, hastanenin güvenlik kamerası görüntüsünden anlaşıldığı üzere bizzat sizin tarafınızdan imzalanmıştır. İstem dışı imzaladığınızı düşünüyorsanız dava açabilirsiniz. Başkan Qu ile evliliğiniz sırasında hamile kaldığınızı kanıtlamak için tıbbi kayıtlarınız da burada. Shen Yue hala bir bebek olmasına rağmen, velayet konusunda yasalar sizden yana. Fakat maddi kaynaklarınız, psikolojik durumunuz ve yaşam şartlarınız göze alındığında, aleyhinize olan durumlar daha fazla,” dedi Avukat Chen. Shen Dai’nin aleyhine olan durumları teker teker anlaşılır şekilde vurgulamaya özen göstermişti.
Shen Dai zangır zangır titriyordu ve bu büyük kötülük karşısında nefes alamıyormuş gibi hissediyordu.
Shen Dai’nin halini gören Avukat Chen buna dayanamadı, “Mühendis Shen, Başkan Qu burada olmadığı için sizinle açık konuşacağım. Şu anki durumunuz hiç iç açıcı değil. Az önce söylediklerime ek olarak, bir evlilik sözleşmesi imzalamıştınız. Sözleşmeyi ihlal ederek Başkan Qu’nun çocuğunu doğurduğunuz ve tazminat miktarı da bir hayli yüksek. Ayrıca, şu anda Chuanghai tarafından açılan bir şirketin yasal temsilcisi olduğunuzu unuttunuz mu? Başkan Qu’nun ağzından çıkan bir cümleyle milyarlarca borcun altına girebilirsiniz. Neden Başkan Qu’yu reddederek onu kızdırıyorsunuz?”
Shen Dai ellerini yumruk haline getirdi ve kısa tırnaklarını etine batırarak acı sayesinde kendine gelmeye çalıştı. Ardından Avukat Chen’e acımasızca baktı, “Ben ona ne yaptım? Boşanmak istedi boşandım, işareti sildirmek istedi sildirdim. Bebeği istemediği için yaşadığım yeri terk etmek zorunda kaldım. Hayatım boyunca ona haber vermeyi hiç planlamadım. Ondan korkuyordum, ona itaat ediyordum, ona karşı gelemeyeceğimi biliyordum. Durum böyleyken onu nasıl kızdırmış olabilirim ki?”
“Ah şey, duygusal olarak…”
“Bizim aramızda hiçbir şey yok!” diyerek bağırdı Shen Dai, kalbi nefretle doluydu, “Onun duyguları yok. Büyük bir öz güveni olduğu için istediğini elde etmeye çalışıyor sadece. Onun gözünde ne ben ne bebeğim insan bile değiliz!”
Yalnızca Qu Moyu’nun ihtiyaçlarını karşılamak için birer araçlardı.
Avukat Chen başını eğdi ve bir an düşündükten sonra fısıldadı, “Mühendis Shen, haklısınız ama bu hiçbir şeyi değiştirmiyor. Sizinle birkaç kez görüştükten sonra anladım ki, sevgi ve nefret konusunda dikbaşlı birisiniz. Aslında, Başkan Qu size ne zaman bir zayıflık gösterse, siz de ona bir adım atmıştınız. Hayat istemediğimizi yapmak zorunda kaldığımız şeylerle doludur. Bilgelikle ilgili bir deyişte de söylendiği gibi ‘Zorluğu kabullen’melisiniz.”
Shen Dai’nin gözleri kızarmıştı ve yüzündeki tüm kaslar acı ve öfkeyle seğiriyordu.
Avukat Chen çaresizce kaşlarını ovuşturdu, “Hala çok genç olduğunuz için size kendi deneyimlerimi aktarmak istiyorum. Üst düzey alfalar doğaları gereği canavar gibilerdir, sadece üstlerine bir medeniyet pelerini giyerler. Normal insan mantığı onların üstünde işe yaramaz. Çok zeki ve insancıl göründüklerine kanmayın, bu tutumları yalnızca avlarını yakalayabilmek için aslında. Onlara göre hayat büyük bir avlanma oyunundan ibaret. Dünyadaki her şey bir av. Eğer onu bir şey yapmaktan alıkoyup mutsuz ederseniz, sizi düşmanı olarak görür ve başa çıkmanın yollarını bulur. Kırıldıklarını hissettiklerinde, sıradan insanların yaptığı gibi iletişim kurarak sorunları çözme yoluna gitmektense içgüdüsel olarak sadece tek bir hamle yaparlar ― karşı saldırı.”
Avukat Chen başını sallayarak sözlerini sürdürdü, “Çok az insan onların üstü kapalı duygularını anlayabilir. Çocukluklarında sevgi görmedilerse, büyüdüklerinde onların hayatına girmek imkansıza yakın olur. Birçok ebeveyn üst düzey alfa çocuklarını bir güç ve para makinesiymiş gibi eğitir. S-seviyesi alfaların işaretlerini vermek istememe sebepleri de tam olarak budur. Görünüşte kibirlidirler ama aslında hayatta kalmaya çalıştıkları güvenli alanlarının bozulacağından korkarlar.”
Shen Dai, Avukat Chen’e boş gözlerle baktı.
“Mantıksız olsa da, ne yazık ki çok güçlüler ve bizim de onlara uyum sağlamaktan başka çaremiz yok,” dedi Avukat Chen, “Bu yüzden size dikkatlice düşünmenizi tavsiye ediyorum.”
ÇN: Moyu sağlam bir dayak yese kendine gelecek. Neyse spoiler vermeyeyim djfhdf Tam bir gerizekalı ya, sevdiğin insanı zorla yanında tutamazsın?? O kişinin seni duygusal olarak kabul etmesini sağlaman gerekiyor aptal adam