İçeriğe geç
Home » Alpha Predator 79. Bölüm

Alpha Predator 79. Bölüm

İkili bir çıkmazdayken Qu Moyu’nun cep telefonu çaldı. Masanın üzerindeki cep telefonuna baktı ve ekranda “Baba” yazdığını görünce kaşları seğirmeye başladı.

Shen Dai, Qu Moyu’yu itmek için fırsat kolluyordu ama Qu Moyu onun iki elini tek eliyle kavramışken diğeriyle de telefonu kapatmıştı.

Shen Dai de gözünün ucuyla ekrandaki ismi görmüştü, “Başkan Qu biliyor mu?”

Qu Moyu, Shen Dai’nin bileğini kaldırıp tam kendi kalbinin üstüne koydu, “Neyi biliyor mu?”

Shen Dai alaycı bir şekilde cevap verdi, “Gayrimeşru bir çocuğun olduğunu ve metresini eve getirdiğini.”

“Yakında öğrenecek,” dedi Qu Moyu kaşlarını çatarak. Shen Dai’nin kendisine metres, Qiu Qiu’ya ise gayrimeşru çocuk demesinden hiç hazzetmemişti ama “gayrimeşru çocuk” kelimesini daha önce ilk kendisi kullanmıştı…

“Onunla nasıl başa çıkacaksın?” dedi Shen Dai derin bir tonla, “Başkasıyla nişanlısın ve Qu ailesinin gayrimeşru bir alfa çocuğa ihtiyacı yok.”

“Bu tür şeyler için kafanı yorma,” dedi Qu Moyu, başını eğdi ve Shen Dai’nin alnını öptü, “Hadi gidip Qiu Qiu’yu gör.”

Geri çekilir çekilmez Shen Dai masadan atladı ve arkasına bakmadan hızla yürüdü. Qu Moyu kapanan kapıya donuk bir şekilde baktı. Shen Dai giderken, kokusu yavaş yavaş dağılmıştı ve odanın içine yeniden bir yalnızlık hakim olmuştu. Bir eliyle masanın kenarını tutarak sandalyeye oturdu ve parmaklarını ağrıyana dek sıktı. Shen Dai nihayet tekrar yanındaydı ama neden ona ulaşamıyormuş gibi hissediyordu ki?

Ona direnen, ondan korkan ve nefret eden Shen Dai’yi istemiyordu, sadece geçmişe geri dönebilmek istiyordu. Shen Dai ve Qiu Qiu geri döndüklerinde aynı çatı altında yaşayabileceklerini düşünmüştü. Şu anda bir aile değiller miydi? Eşi ve çocuğu onun evindeydi artık. Her şey makul görünüyordu ama neden hala acı çekiyordu?

Telefonu tekrar çaldı.

Qu Moyu telefona baktı, gözleri karanlık ve soğuktu; sanki düşmanına karşı saldırmak için doğru anı bekliyordu. Elini uzattı ve telefonu hoparlöre aldı.

Qu Shen ahizenin diğer ucundan kükredi, “Xiaochu’ya ne söyledin?!”

“Nişanı attığımı söyledim. İtibarını kurtarmak için bir öneride bulundu ve ben de onunla işbirliği yaptım.”

“Qu Moyu! Dün ne konuşmuştuk? O araştırmacıyı sevdiğini sanıyorsun. Tamam, onu da yanında tutabilirsin. Ama Xiaochu’nun nasıl bir omega olduğunun farkında değil misin? Göze batmadıkça o araştırmacıyla olmana müsaade edecektir zaten.”

Qu Moyu derin bir nefes aldı, “Shen Dai benim çocuğumu doğurdu ve oğlum bir alfa.”

Telefonun diğer ucunda uzun bir sessizlik oldu.

Sonrasında Qu Shen dişlerini gıcırdattı, “İşareti sildirirken çocuğu aldırmamış mıydı?!”

“İşareti sildirdi ama bebeğimizi doğurdu. Babalık testiyle de bunu kanıtlamış oldum,” dedi Qu Moyu kayıtsızca, “Sence Zhou Xiaochu tüm bunları hazmedebilir mi?”

Qu Shen yine uzun bir süre sessiz kalmıştı ve Qu Moyu onun öfkeli nefes alışını duyabiliyordu. Yüz yüze konuşsalar daha iyi olurdu çünkü onun feromon baskısı babasınınkine göre daha güçlüydü. Babasına karşı feromon baskısı kullanamıyor olsa da, bunu bilmek bile genetik olarak hissettiği baskıyı bir nebze de olsa azaltıyordu. Tam da bu sebepten ötürü, aralarında anlaşmazlık çıktığında Qu Shen özellikle onunla yüz yüze gelmekten kaçınıyordu.

Birkaç kez nefes alıp verdikten sonra Qu Shen biraz sakinleşmişti, “Demek başka bir omega senin oğlunu doğurdu. Neyi amaçlıyorsun şimdi, onunla evlenecek misin?”

Bu sefer susma sırası Qu Moyu’daydı. İradesi iki güç tarafından çılgınca çekiliyordu. Mantığı ona sıradan bir omegayla evlenemeyeceğini söylüyordu. Sırf “sevdiği” için hayatına güçsüz bir insanı dahil etmesi hayatında yapacağı en büyük hata olacaktı. Ama iradesi, duyguları ve kalbi ona açık ve net bir cevap sunuyordu. Shen Dai’yi seviyordu, Shen Dai’yi istiyordu. Shen Dai birçok insana göre mükemmel biriydi. Ayrıca bir bebekleri vardı. Onlardan başka bu dünyada ne isteyebilirdi ki?

Yüreğindeki alarm zili tekrar tekrar çalıyordu ve mantığını yerle bir ediyordu. Hayatında hiç böyle bir ikilem yaşamamıştı. Eskiden, aşk uğruna aptalca şeyler yapanları hep hor görürdü. Yoksa, geçmişteki tüm prensiplerinden vazgeçerek duygularıyla bir karar mı verecekti?

“Cevap versene!” dedi Qu Shen öfkeyle, “Senin aklın yerinde mi? Onunla cidden evlenmek mi istiyorsun?”

Bu sorunun üstüne Qu Moyu hiç düşünmeden pat diye, “Neden olmasın?” dedi.

Qu Shen bir süre oğlunun aklını başına nasıl getirebileceğini düşündü. Başlangıçta baba ve oğul bu konuda aynı fikirde olduklarından tartışmıyorlardı. S-seviyesi alfa oğlunun böyle bir aptallık yapacağına hiç ihtimal vermemişti. Derin bir nefes aldı ve dişlerini gıcırdattı, “Qu Moyu, sana üç soru soracağım. Birincisi, Shen Dai’nin geçmişi nedir, ikincisi, Shen Dai’nin feromon seviyesi nedir ve üçüncüsü, doğurduğu çocuğun feromon seviyesi nedir?

“…..”

“Kızışma döneminde ona verdiğin spermlerden başka elinde değerli ne var ki?”

Qu Moyu yüzünde kasvetli bir ifadeyle yumruklarını sıktı. Babasına karşı çıkamıyordu çünkü yirmi küsür yıllık ömründe hep insanların kendi sınırlarını aşamayacaklarına inanmıştı.

“Söylesene, madem bir alfa oğul doğurdu, feromon seviyesi nedir?” dedi Qu Shen alaycı bir tonla, “O sadece B-seviyesi bir omega. A-seviyesi bir alfa doğurması bile büyük bir şans olur. Sıradan bir varis mi istiyorsun gerçekten? Tüm varlığını ona bırakmaya cesaretin var mı?”

“A-seviyesi,” dedi Qu Moyu sert bir şekilde, “Baba, sen de A-seviyesisin. S-seviyesi bir alfa ve omeganın bile S-seviyesi alfa çocuk sahibi olamaması mümkün, gerçi bu düşük bir olasılık olsa da…” Aslında Qiu Qiu’nun feromon seviyesini bilmiyordu, çünkü dosyasında yazmıyordu. Kontrol etmek için hastaneye birini gönderdiğinde Shen Dai’nin feromon testi yaptırmamış olduğunu öğrenmişti. Kendisi de test ettirmemişti, belki de hayal kırıklığına uğramaktan korkuyordu.

“En azından bir ihtimal var,” dedi Qu Shen yüksek sesle, “Cidden B-seviyesi bir omegayla mı evleneceksin? İki yıl sonra aklın başına geldiğinde geçmişte söylediğin tüm saçma şeyler için özür dilemeye cesaret edebilecek misin?! Güya S-seviyesi alfaymış, kıçımın S-seviyesi seni. Seninle, duygularıyla hareket eden aptal alfalar arasında ne fark var ki?!”

Qu Moyu alt dudağını ısırdı ve alnındaki damarlar belirginleşti.

Qu Shen hakaretlerine devam etti, “Madem çocuk doğdu, elden bir şey gelmez artık. Qu ailesi ona herhangi bir haksızlık yapmayacak. Akıllı olur da kötü bir şey yapmazsa görmezden geliriz. Düşüncelerini topla artık ve özür dilemek için Zhou ailesinin kapısına git. Sırf gayrimeşru bir çocuğun var diye nişanı bozmayacaklardır. Yeter ki sen onlara bir adım at.”

Qu Moyu cevap vermeye fırsat bulamadan Qu Shen telefonu onun yüzüne kapattı.

İki eli masanın üzerinde olan Qu Moyu’nun, siyah takım elbisesinin altındaki kasları, vahşi bir canavarınki gibi titriyordu. Vücudunda gezinen feromonların şiddeti yüzünden kara sandal ağacından yapılmış masanın üzerindeki tüm eşyalar da sarsılıyordu.

Uzunca bir süre sonra nihayet sakinleşti. Uzun ve ince beş parmağı nazikçe hafif terli siyah saçlarının arasında gezinirken, gözlerinde derin bir bakış belirdi.

Qiu Qiu artık uyanıkken enerji doluydu ve uykuya daldığında da mışıl mışıl uyuyordu. Shen Dai odada kısık sesle bakıcıyla sohbet ederken bir yandan da eşyalarını düzenlemeye çalışıyordu.

“Bu minik alfanın enerjisi hiç bitmiyor sanki. Bugün saçımı tuttu ve hiç bırakmadı. Şu kollara ve bacaklara bakar mısınız, kesinlikle gelecekte çok uzun boylu olacak.”

Shen Dai’nin gözlerinde bir şefkat izi belirdi. Qiu Qiu’ya baktığı zaman sanki tüm acıları bir anda yok oluyormuş gibi hissediyordu, “Saçını çekerse dikkatini dağıtacak bir şey bul yoksa canını yakabilir.”

“Hahaha, tamam. Ama bir şeyleri kavramayı öğrenmesi çok güzel. İleride emekleyip yuvarlanmayı öğrendiğinde çok işine yarayacak.”

Kapıya iki kez vuruldu, ardından kapı itilerek açıldı ve Qu Moyu yavaşça içeri girdi.

Shen Dai’nin yüzündeki ifade anında kayboldu ve Qiu Qiu’nun salya önlüğünü çıkarmak için başını eğdi.

Bakıcı, genç çift arasında büyük bir sorun olduğunu çoktan sezmişti. Aksi takdirde bebek babasının feromonları yerine başka bir feromon kullanmazdı. Qu Moyu’ya saygıyla başını salladı ve hemen odadan ayrıldı.

Shen Dai usulca, “Buraya gelme, Qiu Qiu’yu uyandıracaksın,” dedi.

Bir müddet duraksadıktan sonra Qu Moyu yürüdü ve Shen Dai’nin yanına oturdu, “Qiu Qiu’nun beni kabul etmesi için ona daha yakın olmalıyım.” Daha sonra beşiğe bir bakış attı, “Bak, uyanmadı zaten.”

Shen Dai sessiz kaldı.

Qu Moyu, yeni yıkanan bir salya önlüğünü eline aldı. Özel dikim takım elbiselerinin dışında kumaşlardan pek anlamasa da, elindeki önlüğün birkaç yıkamada eskiyeceğini biliyordu, “Bir sürü yeni önlük aldırmıştım, neden hala eskileri kullanıyorsun?”

“Her çocuğun farklı bağlılıkları vardır. Aşina olduğu eşyalar kendisini güvende hissetmesine yardımcı oluyor.”

“Her geçen gün daha çok büyüyecek ve bir sürü şeye maruz kalacak. Daha iyi eşyalar kullanması sence de daha iyi olmaz mı?”

Shen Dai ona bakmak yerine elindeki salya önlüğünü ustaca katlamaya devam etti.

Qu Moyu başka bir parça aldı ve onun gibi katladı, “Doğru mu katladım?”

Shen Dai başını çevirip şaşkınlıkla ona baktı.

“Seninle beraber Qiu Qiu’yla ben de ilgileneceğim,” dedi Qu Moyu, salya önlüğünü Shen Dai’nin ellerine koyarken onun elini tuttu, “Daha önce hiç bebek bakmamıştım ama öğrenme konusunda çok iyiyim ve çabucak öğreneceğim.”

“Boş versene, onunla ilgilenecek zamanın olacağını sanmıyorum.”

“Senin için zaman yaratacağım,” dedi Qu Moyu ve yakındaki beşiğe baktı. Oğlu mışıl mışıl uyuyordu ama odada açıkça başka bir alfanın feromon kokusu vardı. Oğlunun başka bir alfanın babası olduğunu düşünmesine asla izin vermeyecekti ve kesinlikle kendisini kabul etmesini sağlayacaktı.


5 1 vote
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

You cannot copy content of this page

0
Would love your thoughts, please comment.x