İçeriğe geç
Home » Alpha Predator 96. Bölüm

Alpha Predator 96. Bölüm

İşten çıktıktan sonra Shen Dai tekrar hastaneye gitti.

Büyükannesi o gün daha iyiydi. Hatta Shen Qin’in dediğine göre o akşam bir kase lapayı yiyip bitirmişti. Shen Dai elbette mutluydu. Ama Qu Moyu’nun tek bir sözüyle, büyükannesi en iyi tıbbi bakımı alabilirken kendisi günlerdir evi satıp satmamayı düşünüyordu. Bu kadar güçlü olmanın nasıl bir his olduğunu bilemiyordu.

Shen Qin neşeyle, “Ah Dai, bu hafta sonu Qiu Qiu’yu getirebilir misin? Onu hiç görmedim,” dedi ve Shen Dai’nin onu görmezden geldiğini görünce annesine döndü, “Büyükannen de Qiu Qiu’yu özlüyor, değil mi anne?”

“Şey…..” dedi büyükanne ve tereddütle Shen Dai’ye baktı. Shen Qin’in Qiu Qiu’yu görmesini kesinlikle istemediğini biliyordu, “Hastaneden taburcu olmamı bekleyelim, el kadar bebek hastaneye gelmesin.”

Shen Dai birdenbire hüzne boğuldu. Büyükannesinin hastaneden ne zaman taburcu olacağını yahut taburcu olup olamayacağını dahi bilemiyordu. Aceleyle cevap verdi, “Sorun değil, bu oda yeterince temiz ve sessiz. Artık hafta sonları onu buraya getireceğim.”

Büyükannesinin gözleri parladı, “Ah, tamam o zaman. Qiu Qiu görmeyeli kesin çok büyümüştür.”

Eve geldiğinde saat dokuz olmuştu. Qiu Qiu genellikle akşamları 21.30-22.00 arasında uykuya dalmış oluyordu. Bugün biraz yorgundu ama yine de Qiu Qiu’ya banyo yaptırmak ve ardından da kendi işlerini halletmek istiyordu.

Qiu Qiu yavaş yavaş onun işe gitmesi gerektiği gerçeğine alışmıştı. Odaya girdiğinde, Qiu Qiu bakıcısının kollarında oturmuş, Qu Moyu’nun getirdiği havuç şeklindeki oyuncaklarla oynuyordu.

“Hoş geldiniz, Bay Shen,” dedi bakıcı, ardından Qiu Qiu’nun minik elini tuttu ve salladı, “Babacık dönmüş.”

Qiu Qiu’nun minik kırmızı ağzı ayrılmıştı ve babasına bakarak gülümsüyordu ama bir yandan da diğer elindeki havucu ağzına tıkmaya çalışıyordu.

“Hayır, onu yememelisin,” diyerek Qiu Qiu’nun elinden havucu aldı bakıcı.

Qiu Qiu başka bir havuç almak için uzandı.

Shen Dai gülümsedi ve, “Kendince eğleniyor işte,” dedi.

“Evet, Küçük Efendi gerçekten de çok güçlü. Şimdiye dek baktığım tüm bebekler arasında en hızlı gelişen o. Diğerleri genellikle altı aylıkken kavramayı öğrenmişti.”

“Erken doğduğu için ilk başlarda fiziksel olarak epey zayıftı,” dedi Shen Dai.

“Şu anda bence hiç de zayıf değil ve giderek daha da gelişiyor.”

Shen Dai oturur oturmaz tanıdık bir koku aldı. Kaşlarını hafifçe çattı, başını eğdi ve Qiu Qiu’ya doğru eğildi. Burnuna ilişen koku sahiden de Qu Moyu’nun abanoz feromonlarıydı.

Bakıcı şaşkınlıkla, “Sorun nedir?” diye sordu.

Shen Dai aşağı doğru baktı ve havucu Qiu Qiu’nun elinden almak istedi ama Qiu Qiu, babasının onunla oynadığını zannederek havucu bırakmadı ve cıvıldamaya başladı. Shen Dai başka bir havuç alıp koklamak durumunda kaldı. Bu, gerçekten de abanoz ağacının soğuk odunsu kokusuydu; çok hafifti ve parfüm sıktıktan sonra kalan kokuya çok benziyordu.

Shen Dai’nin biraz tepesi atmıştı. Qu Moyu’nun böyle bir oyun oynamasını hiç beklemiyordu. Qiu Qiu’nun en sevdiği oyuncaklara feromon kokusunu sıkmıştı ve onun zamanla bu kokuya alışmasını sağlayacaktı……

Qu Moyu da mı feromonlarından sprey yaptırmak için hastaneye gitmişti?

Bakıcı neler olduğunu anlayamıyordu, “Bay Shen, çocuklar böyle oyuncakları ısırmayı severler.”

“Sen kokuyu…” dedi Shen Dai ama aniden bakıcının beta olduğunu anımsadı. Betalar feromon kokularını alamazlardı. Ayrıca bakıcının maaşını Qu Moyu veriyordu. Belki de Qu Moyu ondan feromon spreyini sıkmasını istemişti. Bütün gün dışarıdaydı ve Qiu Qiu tamamen bakıcının sorumluluğundaydı. Ne yapabilirdi ki?

Bakıcı şaşkın görünüyordu.

“….Bir şey yok,” dedi Shen Dai, “Ona oynaması için başka bir oyuncak ver. Böyle tüylü şeyleri ağzına sokmasa daha iyi olur.”

“Tamam, merak etmeyin. Zaten birkaç gün içinde aynı oyuncaklarla oynamaktan sıkılıyor,” dedi bakıcı gülümseyerek, “Başkan Qu bugün bir sürü bebek eşyaları gönderdi.”

Shen Dai dikkatli bir şekilde, “Neler gönderdi?” diye sordu.

“Bir sürü oyuncak, giysi ve günlük ihtiyaçlar. Başkan Qu, özellikle Qiu Qiu tarafından kullanılan salya önlüklerinin kumaşlarının iyi olmadığını ve biraz sert olduğunu söyledi. Bu yüzden yenileriyle değiştirdim.”

Shen Dai çekmeceyi açmak için yürüdü ve birkaç salya önlüğünü alıp kokladı. Tahmin ettiği gibi önlüklerde de Qu Moyu’nun kokusu vardı.

Shen Dai çekmeceyi bir gürültüyle kapattı ve elindeki yeni salya önlüğüyle tekrar yürüdü, “Kardeş Chen, yenilerini değil eskilerini kullan. Çünkü onlara alışmıştı.”

Bakıcı afallasa da hemen kabul etti, “Tamam.”

Shen Dai bu kez de dolabı açmaya gitti ve yine abanoz feromonlarıyla karşılaştı. Artık her şeyin üzerine sinmişti ve bu kokudan kurtulması mümkün değildi. Bir eliyle dolabın kapağını tutarken derin bir nefes aldı, “Kardeş Chen, Qiu Qiu’nun zaten çok fazla eşyası var ve her geçen gün büyüdüğü için birçok eşyayı kullanamıyor. Eşyaların israf olmamasını istiyorum.” Kendisini aptal gibi hissediyordu. Qu Moyu’nun feromon spreyi sıktığı eşyaları bakıcı fark edemezdi ve o eşyaları kullandığı için de onu suçlayamazdı. Eğer bakıcı Qu Moyu’dan talimat alarak spreyi sıktıysa da, bilmiyormuş gibi davrandığı sürece Shen Dai hiçbir şey yapamazdı.

Qu Moyu, seni şerefsiz!

“Tamam, Bay Shen.”

Shen Dai başını çevirdiğinde Qiu Qiu’nun hala havuçlarla oynadığını gördü. Belli ki bu oyuncağı çok sevmişti ve sürekli çekerek ağzına sokmaya çalışıyordu. Ağzındaki salyayla ıslattığı havucu geri yerine koyup diğerini alıyordu. Böylece yürüdü ve Qiu Qiu’yu kucağına aldı, “Oyun zamanı bitti, şimdi bıcı bıcı vakti.”

Qiu Qiu memnuniyetsizce kollarını ve bacaklarını salladı.

Qu Malikânesi’nde yaşamak gibi olmasa da, her gün Qu Moyu ile yüzleşmek zorundaydı. Taşınmış olsa bile Qu Moyu etrafındaymış gibi hissediyordu.

Bugün Qu Moyu, WeChat’ine üç tane makale göndermişti:

“Beş aylık bebeklerde kabızlık ile nasıl baş edilir?”

“Erken evrelerde alfa bebeklerin feromon bezlerinin gelişimi için yapılması gerekenler.”

“Bebekler yürümeye başladıktan sonra ebeveynlerine duydukları feromon bağımlılığı için neler yapılmalıdır?”

Birkaç saat bekledikten sonra Shen Dai cevap vermeyince bu kez de kasten ebeveynlik hakkında sorular sormuştu. Artık Shen Dai görmezden gelemiyordu: Kardeş Chen tecrübeli biri. Bilmediğin şeyler konusunda ona gelişigüzel şekilde talimatlar verme.

Son zamanlarda Kardeş Chen’in önerdiği bir kitabı okuyorum, diye mesaj gönderdikten sonra Qu Moyu bir fotoğraf çekti ve gönderdi, Kitapta yazıyordu.

Shen Dai fotoğrafı açtı ve Qu Moyu’nun masasında çocuk bakımı hakkında bir düzineden fazla kitap olduğunu gördü. Arka plandaki kitaplığında bulunan çeşitli finans ve tarih kitaplarıyla komik bir tezatlık oluşturuyordu.

Shen Dai, Qu Moyu’nun Qiu Qiu’ya gönderdiği şeylere feromon spreyi sıktığını hatırladı ve yeniden öfkelendi: Bilgi pratiğe dökülürse işe yarar.

Qu Moyu ona bir ses kaydı gönderdi.

Shen Dai kaydı açmakta tereddüt etse de açtı ve Qu Moyu’nun nazik, çekici sesi kulaklarına ulaştı: Ah Dai, öğrenme konusunda yetenekliyim. Bana pratik yapma şansı verirsen eminim ki ebeveynlikte deneyim kazanabilirim.

Shen Dai telefonu masanın üzerine ters şekilde koydu ve onu görmezden geldi.

Ertesi gün akşam eve geldiğinde Shen Dai, Qu Moyu’nun önlük giymiş vaziyette oturma odasında olduğunu gördü. O önlük Xiaodie’den bir hediyeydi ve göğüs kısmında Qiu Qiu’nun yüzüncü gün fotoğrafı vardı.

Qu Moyu elinde bir ip tutuyordu ve ipin ucuna da almış olduğu oyuncak havuç bağlanmıştı. Qiu Qiu’ya doğru havucu sallıyordu ve Qiu Qiu da minik bir köpek yavrusu gibi heyecanla ona bakıyordu.

Shen Dai afallayıp kalmıştı ve bir müddet nasıl tepki vereceğini bilememişti.

Qu Moyu ona bir gülümsemeyle baktı, “Hoş geldin, bugün fazla mesai mi yaptın?”

“…….” Shen Dai tarif edilemez bir şekilde garip hissediyordu.

“Birkaç malzeme aldım, Qiu Qiu’nun denemesini istediğim bir mama tarifi var. Kardeş Chen yemek yapıyor, ben de onunla oynuyorum,” dedi Qu Moyu, ama hala Qiu Qiu’dan uzakta duruyordu, “Bak, artık onunla oynayabiliyorum.”

Shen Dai kalbinde biraz huzursuzluk hissetti ve soğukça, “Boynu ağrıyacak, öyle oynatma,” dedi.

“Bence gayet mutlu,” dedi Qu Moyu ve havucu bıraktıktan sonra Shen Dai’ye derin ve sevecen gözlerle baktı, “Seni görmeyeli birkaç gün oldu.”

Shen Dai sırt çantasını çıkardı, başını eğdi ve eşyalarını düzenliyormuş gibi yaptı. Ancak Qu Moyu’nun yaklaştığını hissettiği anda başını tekrar kaldırdı.

Qu Moyu ona doğru yürüdü ve saçını okşamak için uzandı, “Hava epey sıcak, terledin mi…..”

Shen Dai hemen geriye doğru bir adım attı.

Qu Moyu’nun eli havada garip bir şekilde donakaldıktan sonra yavaşça indi ve gözlerindeki kırgınlığı gizleyemedi.

Qiu Qiu ağlamaya başlayınca Shen Dai gidip onu kucağına aldı. Havada hafif bir abanoz ağacı kokusu vardı. Aynı zamanda karaağaç kokusunu da alabiliyordu. Kendisi rahatsız hissetse de Qiu Qiu alışmış gibiydi. Baba ve oğul arasında bir kan bağı vardı, dolayısıyla Qiu Qiu’nun Qu Moyu’yu kabul etmesi an meselesiydi. Ancak, bu ihtimal arttıkça Shen Dai’nin kalbinde bir korku yeşeriyordu ― Qu Moyu’nun Qiu Qiu’yu ondan almak isteme korkusu.

“Ah Dai, Qiu Qiu artık benden korkmuyor. Şuna baksana, beni gitgide daha çok kabulleniyor,” dedi Qu Moyu heyecanla.

Shen Dai’nin ifadesi ciddiydi, “Onun eşyalarının üzerinde bilerek feromonlarını bıraktın.”

“Bunda sorun ne ki? Ben onun alfa babasıyım,” dedi Qu Moyu karmaşık bakışlarla, “Bu yüzden mi gidip kasten Bai Xiangwan’ın feromonlarını sıktın?”

Shen Dai, Qu Moyu’ya baktı, “Qiu Qiu hep bu feromonu kullanıyordu, neden kasten sıkayım ki?”

“Alternatif feromonlar sonuç olarak alternatiflerdir. Qiu Qiu’nun gerçekten ihtiyaç duyduğu feromonlar benim feromonlarım. Artık Qiu Qiu’nun yanındayım ama neden sürekli buna engel olmaya çalışıyorsun ki?

Shen Dai, kucağındaki Qiu Qiu’ya baktı. Qiu Qiu sahiden de gözlerini kocaman açmış, merakla Qu Moyu’ya bakıyordu. Evet, bebek olduğundan hiçbir şeyi anlamıyordu ama içgüdüsel olarak babasına ilgi duyuyordu. Ne de olsa baba ve oğul arasında görünmez ama asla koparılamayan bir bağ vardı. Qiu Qiu’nun alfa babasına yaklaşma isteğini engelleyemezdi.

Ama bu onun bebeğiydi, kendi bebeğiydi. Bu bebeği Qu Moyu açıkça istememişti. Neden binbir zorlukla doğurduğu bebeği büyüdüğünde, Qu Moyu ihtişamlı bir şekilde ortaya çıkıp, “Artık Qiu Qiu’nun yanındayım” diyordu ki?

Neden?

Qu Moyu, Shen Dai’nin çatılan kaşlarını görünce bir terslik olduğunu anladı ve hata yapmış bir öğrenci gibi mahcup bir şekilde kenara çekildi.

Uzun bir süre sonra Qu Moyu yumuşak bir tonla sessizliği bozdu, “Ah Dai, Qiu Qiu’yu senden almaya kalkmayacağım. O bizim bebeğimiz.”

Shen Dai sessizce Qu Moyu’ya baktı, “Qu Moyu, burada olma sebebimin beni Qiu Qiu’nun velayetiyle tehdit etmen olduğunu ne çabuk unuttun?”

Qu Moyu’nun gözbebekleri titredi; ilk kez müzakere masasında dili tutulmuştu.


5 1 vote
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

You cannot copy content of this page

0
Would love your thoughts, please comment.x