İçeriğe geç
Home » I Got Bitten After Transmigrating into a Pseudo-Beta 14. Bölüm

I Got Bitten After Transmigrating into a Pseudo-Beta 14. Bölüm

Yue Fei ertesi gün uyandığında Gu Wei çoktan işe gitmişti.

Cuma gününde yeni vizyona girecek bir filmi izlemek için oda arkadaşlarıyla buluşmaya karar vermişti, ancak Anne Yue’den hemen eve gelmesini isteyen bir telefon aldı.

Oda arkadaşlarıyla olan planını iptal ederek özel şoförüyle eve gitmekten başka seçeneği yoktu. 

Eve vardığında öğle yemeği vaktiydi. Anne Yue, kahyaya yemeği erkenden hazır etmesini söylemişti, bu yüzden Yue Fei eve vardığı anda onu sıcak bir yemek bekliyordu.

Öğle yemeğini yedikten sonra Yue Fei sersemlemiş halde kanepeye yaslandı. İnsanlar yemekten hemen sonra böyle mayışmaya meyilliydiler ne de olsa.

Anne Yue, Yue Fei’nin yanına oturdu, “Genç Efendi Gu sana nasıl davranıyor?”

Bu soruyu duyunca Yue Fei’nin gözü tamamen açılmıştı, “Gayet iyi davranıyor.” 

“Nasıl gayet iyi?”

Yue Fei: “…Garajındaki arabaları kullanmama izin verdi.”

Anne Yue gülümseyerek başını salladı, gözlerinde bir rahatlama belirtisi vardı.

Yue Fei’nin cevabından sonra oturma odasında bir an sessizlik oldu.

Kısa bir süre duraksadıktan sonra, Anne Yue tereddütle, “Başka?” diye sordu.

Yue Fei: “Haha, çok fazla şey sayabilirim aslında. Ama nereden başlasam bilemiyorum.”

Anne Yue rahat bir nefes verdi, “Çok şükür. Aslında bugün seni çağırmamı baban söyledi. Artık evlendiğine göre bazı mülkleri senin üstüne devretme zamanımız geldi. Mülklerle ne yapacağın da tamamen sana kalmış.”

Anne Yue, uzun zaman önce hazırlandığı belli olan bir kutu getirdi.

“Burada kentsel alandaki üç evin tapu belgeleri ve aile şirketinin yüzde sekiz hissesi var. Yıllık temettü günlük harcamaların için yeterli olacaktır. Bunun çok az olduğunu düşünme, baban ve ben seninle Yue Ling için aynı miktarları ayarlamıştık. Baban ve benim haksızlık ettiğimizi düşünme, Xiao Luo alfa olduğu için mirası onun alması gerekiyor. Gelecekte babana ve bana o bakacak….”

Yue Fei, Anne Yue’nin sözünü kesti, “Anne, açıklamana gerek yok, gayet iyi anlıyorum.”

Yue Fei bunları umursamıyordu ve mezun olduktan sonra bir iş bularak kendi ayakları üstünde durmayı planlıyordu. İlaveten, zenginliğe önem vermiyordu ve şu anki halinden oldukça memnundu.

“Anlamana sevindim. Üçüncü Genç Efendi Gu sana çok iyi davranıyor ve Gu ailesinin hali vakti bizimkinden çok daha iyi. Senin mutlu olduğunu görmek baban ve benim için yeter de artar bile. Artık senin için endişelenmeme gerek kalmayacak. Üçüncü Genç Efendi Gu ile kurduğun yuvanla güzelce ilgilen, tamam mı?” dedi Anne Yue ve oğlunun elini okşadı.

Yue Fei: “Tamam anne, sen ve babam benim için endişelenmeyin.”

Yue konutundan ayrılan Yue Fei, hemen Nanwan Xiang bölgesine dönmek yerine şoförden kendisini sinemaya bırakmasını istedi.

Oda arkadaşlarıyla izlemeyi planladığı filmin gösterim süresi çoktan sona ermişti, bu yüzden Yue Fei yeni bir bilet aldı ve tek başına izlemek için içeri girdi.

Filmi izledikten sonra, Yue Fei şoförden onu Nanwan Xiang bölgesine geri götürmesini istedi.

Dönüş yolunda, Yue Fei aniden çalışma odasını hatırladı ve bu yüzden Tang Yue’ye mesaj gönderip bir odaya ihtiyacı olduğunu söyledi.

Tang Yue hızlı bir şekilde cevap verdi ve Bay Gu’nun bugün söylediğini ve o Yue konutundayken çoktan üç tane iç mimarla iletişime geçtiğini haber etti.

Gu Wei’nin talimatıyla beraber, spor salonu birinci kata taşınmış ve ikinci kattaki oda, Yue Fei’nin çalışma odası olarak yeniden düzenlenmişti.

Yue Fei, Tang Yue’nin işleri halletme hızı karşısında hayrete düşmüştü. İç çekerek ona bir mesaj gönderdi: Sekreter Tang, merakımı maruz görün ama yıllık geliriniz nedir acaba?

Tang Yue: bir milyondan az 😊

İleride birini işe almayı planlayan Yue Fei: ….Ah!

Artık onaylanmıştı, o asla maaşını ödeyemeyeceği bir sekreterdi.

Yakında kendi çalışma odasına sahip olacağını öğrenen Yue Fei, Nanwan Xiang bölgesine bir an önce dönmek için can atıyordu. Tang Yue’nin nasıl bir tasarım yaptırdığını hemen görmek istiyordu.

Hayallere dalmışken Tang Yue ona başka bir mesaj daha gönderdi.

Tang Yue: Aslında tasarımla ilgili fikrinizi sormak istiyordum ama Bay Gu taslağı gördü ve hemen kararını verdi. Kesinlikle çok beğeneceğinize inanıyorum. 

Yue Fei: Tamam o halde. 

Gu Wei mi seçti? Umarım ciddi ve sıkıcı bir tasarımı seçmemiştir.

Nanwan Xiang bölgesine geri döndüğünde, Yue Fei ikinci kata çıkmak için sabırsızlanıyordu.

Yeni çalışma odasının kapısı kapanmamıştı, Yue Fei içeri girdi ve o anda Gu Wei’nin zevkleri konusunda yanılmış olduğunu fark etti.

Çalışma masası, kitaplıklar, boydan boya pencere, projektör, küçük bir kanepe, atıştırmalık dolabı, oyun konsolu…

Burası çalışma odası mıydı? Neden daha çok bir eğlence odası gibiydi ki?

Yue Fei masaya oturdu ve odanın fotoğrafını çekerek Gu Wei’ye gönderdi.

Yue Fei: Burası benim çalışma odam mı? [resim]

Bir cevap beklerken Yue Fei kalktı ve küçük kanepeye doğru yürüyerek diz çöktü, ardından da atıştırmalık dolabını açtı. Tam da beklediği gibi içi envai çeşit atıştırmalıklarla doluydu.

Yue Fei hangisini yiyeceğini seçerken çalışma odasının kapısından tanıdık bir ses geldi.

“Tasarımı beğenmedin mi?”

Yue Fei başını çevirdi, Gu Wei elleri ceplerinde kapıda duruyor ve ona bakıyordu. Ses tonundan şaka yaptığı anlaşılıyordu.

Yue Fei ayağa kalktı, biraz hazırlıksız yakalanmıştı, “Bugün işe gitmedin mi?”

“Eve az önce geldim.”

Gu Wei odaya girdi ve tasarıma bir göz attı.

“Eğer memnun değilsen, Tang Yue’den değiştirmesini isteyebilirsin.”

Yue Fei: “Aslında beklentimi aşıyor. Ama hiç de çalışma odası gibi görünmüyor.”

Gu Wei: “Hangi kısım çalışma odasına benzemiyor?”

Yue Fei yan tarafındaki kötülüğün kaynaklarını işaret etti, “Yemek dolabı…oyun konsolu…projektör…”

Gu Wei: “Acıktıysan atıştırmalık yiyebilirsin. Yorgunsan video izleyebilir ve oyun oynayabilirsin, mantıklı değil mi?”

“…Haklısın,” dedi Yue Fei ve aninden kendini tutamayıp, “Senin çalışma odana bakabilir miyim?” diye sordu.

Gu Wei başını salladı.

Böylece Yue Fei, Gu Wei’yi diğer odaya kadar takip etti.

Yue Fei’yi şaşırtan bir şekilde, iki odanın dizaynı birbirine çok benziyordu. Tek fark vardı, atıştırmalık dolabı yerine şarap dolabı vardı ve oyun konsolu yerine de bir masaj koltuğu yerleştirilmişti.

Yue Fei gülümsedi, “Ah…görünüşe göre çalışma odam sahiden de iyi tasarlanmış.”

Gu Wei şarap dolabından bir şişe kırmızı şarap aldı, siyah deri kanepeye oturdu ve Yue Fei’ye, “Sen de ister misin?” diye sordu.

Yue Fei yanındaki tekli kanepeye oturdu, “Bir kadeh içeyim bari.”

Gu Wei ona bir kadeh şarap koydu.

Yue Fei elini kaldırdı ve, “Kendim koyarım,” dedi.

Gu Wei kadehi sıkıca tuttuğu ve bırakmadığı için Yue Fei’nin pes etmekten başka çaresi yoktu.

İkisi de kadehlerini ellerine aldılar. 

Yue Fei başını kaldırdı ve Adem elması şaraptan bir yudum alırken aşağı yukarı yuvarlandı.

“Gelecekte bu kadar kibar olmana gerek yok,” dedi Gu Wei aniden.

Yue Fei: “Hı?”

Gu Wei açıkladı, “Bu evlilik bir kazan-kazan durumu ikimiz için de. Bana arkadaşınmışım gibi davranmanın bir mahsuru yok.”

Yue Fei şaşırmıştı ama gülümseyerek, “Ben sana hep patronummuşsun gibi davranacağım,” dedi.

Gu Wei: “Biliyorum, elbette bu şekilde görüyor olman normal. Ama bence yine de gerekli değil.”

Yue Fei sessizleşti.

“Daha fazla çalışana ihtiyacım yok,” dedi Gu Wei.

Yue Fei kibarca cevap verdi, “Bay Gu gibi bir arkadaşa sahip olmak benim için bir onurdur.”

Gu Wei kaşlarını hafifçe kaldırdı ve şarabından bir yudum aldı, “Çarşamba günü bir ziyafet var. Eşimi de oraya götürmek istiyorum. Lütfen hazırlan ve benimle ziyafete gel.”

Bunu duyunca Yue Fei tereddüt etti, “Gazetecilere yakalanmayız, değil mi?”

Gu Wei: “Ziyafet halka açık olmayacak.”

“Tamam,” diyerek kabul etti Yue Fei.

“İnsanların evliliğimizi bilmesini istemiyor musun?” diye sordu Gu Wei, onun tereddütlerini anlamıştı.

Yue Fei: “Sonuçta bu sahte bir evlilik. Anlaşma sona erdiğinde yollarımızı ayıracağız. Doğal olarak, bunu ne kadar az kişi bilirse o kadar iyi olur.”

Gu Wei başını salladı, “Söylediklerin gayet makul. Merak etme, ziyafete gelen herkes benim talimatlarıma uyacaktır.”

Gu ailesi için Yue Fei’nin fotoğraflarının halka açılmasını engellemek çok basit bir meseleydi.

“Teşekkür ederim, başka bir şey yoksa,” dedi Yue Fei ve kadehteki şarabı içti, “Kitaplarımı çalışma odasına götüreceğim.”

Gu Wei: “Tamam.”

Yatak odasına döndüğünde Yue Fei, Gu Wei’nin ona söylediklerini hatırladı.

Gu Wei’nin arkadaş olmak gibi şeyler söylemesini gerçekten beklemiyordu ve aslında onun sözlerini pek de ciddiye almıyordu. Ne de olsa Gu Wei, arkadaş olmaktan bahsettikten hemen sonra yemeğe onu eşi olarak götüreceğini söylemişti.

Her ne kadar bu tür etkinliklere katılarak onunla işbirliği yapması gerekse de, Gu Wei arkadaşça konuştuğundan onu zaten reddedemezdi. İyi bir arkadaş olarak Yue Fei, hayır diyerek arkadaşını hayal kırıklığına uğratamazdı.

Gu Wei’nin arkadaş olmak istemesine haddinden fazla mı anlam yüklüyordu, hiç bilemiyordu.

Ne de olsa o sadece bir öğrenciydi ve Gu Wei gibi tanınmış bir iş adamıyla daha önce hiç karşılaşmamıştı.

Yue Fei: Bay Gu size hiç arkadaş olmak istediğini söyledi mi? (Bunun Bay Gu’ya rapor edilmesi gerekmiyor)

Tang Yue: ??? Nasıl mümkün olabilir (bu cümle otomatik olarak şifrelendi)

Yue Fei: 😊😊

Tang Yue: Bay Gu işi konusunda çok ciddi ve soğuk tavrı insanın kalbini delip geçiyor. Şirkette kimse onunla yakınlaşmaya cesaret edemez (bu cümle otomatik olarak şifrelendi)

Yue Fei: Anlıyorum 👍, teşekkürler

Tang Yue: Ama siz Bay Gu için farklısınız

Yue Fei: Biliyorum.

Tang Yue:

Yue Fei güldü ve telefonunu kapattı.

Elbette o Gu Wei için diğerlerinden farklıydı. O olmasaydı Gu Wei, bu kitabın sonuna kadar Gu ailesinin mirasını alamazdı!

Böylece Yue Fei, Gu Wei’nin her yaptığına ve söylediğine balıklama atlamaması gerektiğini öğrenmişti. Çünkü Gu Wei’nin gittiği yollardan Yue Fei çoktan dönüyordu.

Hayat dersi almamış olsaydı onu çok fazla ciddiye alabilirdi. 

Haha, ne yazık. Gu Wei onu sahiden de fazla hafife alıyordu.

Bu kitapta kendi çıkarlarını önemsemeyen tek kişi kendisiydi çünkü.

 


 

0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

You cannot copy content of this page

0
Would love your thoughts, please comment.x