İçeriğe geç
Home » I Got Bitten After Transmigrating into a Pseudo-Beta 18. Bölüm

I Got Bitten After Transmigrating into a Pseudo-Beta 18. Bölüm

Alıştırma kitapları sehpanın üzerine yığılmıştı. Gu Wei bardağı kitapların yanına koydu ve bacaklarını bükerek oturdu.

Oturduktan sonra Gu Wei rahatsız bir şekilde etrafına baktı. Altında bir minder olmasına rağmen, yere oturmaya hiç alışkın değildi.

Yue Fei ona yaklaştı ve kitaptaki soruyu göstererek, “Bu soru nasıl çözülüyor?” diye sordu.

Gu Wei gözlerini indirdi ve ellerini masaya koydu.

Gu Wei’nin yazdıklarını bitirdikten sonra bir müddet bekleyen Yue Fei, “Bu?” dedi.

Gu Wei: “Cevap.”

Yue Fei kitabın arkasındaki cevap anahtarını açıp ona gösterdi, “Cevabı burada var zaten. Ben soruyu adım adım nasıl çözdüğünü sormuştum.”

Gu Wei: “Bakınca anlayamıyor musun?”

Yue Fei gerçeği söyledi, “Anlayamıyorum.”

O etkileyici notu, 58 puanı anımsayan Gu Wei kalemi tekrar aldı, “Şu şekilde yapıyorsun.”

Bir saat sonra…

Gu Wei sabırla, “Bu soruyu nasıl çözeceğini şimdi anladın mı?” diye sordu.

Yue Fei: “…Galiba.” Anladım demezsem yarın güneşi göremeyeceğim!

Gu Wei: “Tamam, o zaman sıradaki soru.”

Saatin oldukça geç olduğunu gören Yue Fei daha fazla dayanamadı, “Saat epey geç oldu, burada bıraksak olur mu? Kalan soruları bir dahaki gelişinde Sekreter Tang’a sorabilirim.”

Gu Wei cümlenin ilk yarısını duyduktan sonra kalemi bırakmıştı ama cümlenin sonunu duyunca kalemi eline geri aldı, “Hayır, sen anlayana kadar her soruyu gözden geçireceğiz.”

Yue Fei saate baktı, saat on olmuştu, “Yarın işe gitmen gerekiyor.”

Gu Wei: “Patron benim.”

Yue Fei, Gu Wei’den yardım istediğine pişman oldu ve gözlerinde yaşlarla esnedi, “…Uykum geldi.”

Geç saate kadar uyanık kalmak vücut için hiç iyi değildi.

Yue Fei’nin oldukça zavallı göründüğünü gören Gu Wei merhamet gösterdi, “Peki madem, yarın soruların üstünden geçeriz.”

Yue Fei, Gu Wei’nin sözlerinin derin anlamı fark edemedi ve pirinci gagalayan küçük bir tavuk gibi başını salladı.

Bu nedenle, ertesi gün Gu Wei’nin yemek masasında oturduğunu görünce Yue Fei son derece şaşırmıştı.

Yue Fei, Gu Wei’ye, “Bundan sonra burada mı kalacaksın?” diye sordu.

Gu Wei: “Kâhya teyze burada ve iki ev arasında gidip gelmesi uygun olmaz. Hafta sonları Nanwan Xiang bölgesine dönebilir.”

Yue Fei’nin bakışları Chen Teyze’ye kaydı. Bay Gu’nun yaptığı yemeği asla yemediğini söylememiş miydi?

Bir bahane olarak kullanıldığını bilmeyen Chen Teyze, Gu Wei’nin ona değer verdiğini sanmıştı, “Bay Gu, eğer isterseniz ben ilk Nanwan Xiang bölgesine gidip yemek yaptıktan sonra buraya gelebilirim.”

Gu Wei duraksadı ve ardından güçlükle yanıtladı, “Gerek yok.”

Akşam yemeğinden sonra, ödevini yapmak için odasına dönmek üzere olan Yue Fei, Gu Wei tarafından durduruldu.

“Çalışma odasına gel.”

Buradaki çalışma odası nispeten küçüktü ve sadece bir masa vardı. Gu Wei, Yue Fei’nin masanın yanına oturmasına izin verdi.

“Burada çalışabilirsin. Anlamadığın bir yer olursa da doğrudan bana sorabilirsin.”

“…Peki.”

Gu Wei’nin dizüstü bilgisayarını çıkardığını gören Yue Fei onun da aslında meşgul olduğunu anlamıştı, “Seni burada rahatsız ediyor muyum? Oturma odasına gidip ders çalışsam, anlamadığım yer olursa gelip sorsam nasıl olur?”

Gu Wei çekmeceden bir çift altın gözlük çıkardı, yavaşça taktı ve sanki Yue Fei’nin orada çalışmak istemediğini biliyormuş gibi başını çevirip ona baktı ve düşünceli bir şekilde gülümsedi, “Benim için sorun yok.” 

Yue Fei, Gu Wei’yi ilk kez gözlük takarken görüyordu. Yüz hatları altın gözlüklerle daha da ön plana çıkıyordu. Yakışıklı yüzü pürüzsüz ama sert görünüyordu. Yue Fei’nin bu manzara karşısında kalbi atmayı unutmuş gibiydi.

Kısa bir gösteriden sonra Yue Fei, Gu Wei’nin gözlerinden kaçınmak için başını eğdi.

“Pekala, o zaman çalışmaya başlayayım.”

Sessiz çalışma odasında, bir kişi dizüstü bilgisayarında sözleşmeyi inceliyor, diğeri ise beklenmedik bir şekilde sorularını çözüyordu.

Anlamadığı bir soruyla karşılaşırsa, Yue Fei önce cevaba bakıyordu, anladıysa geçiyordu ve anlamadıysa da o soruyu işaretliyordu.

Gittikçe daha fazla sorunun işaretlendiğini gören Yue Fei’nin bakışı kitaptan Gu Wei’ye doğru kaydı.

Onun kendisine baktığını fark edince Gu Wei Yue Fei’nin tereddütlü ifadesini gördü ve hareketlerini durdurdu. Ardından bir eliyle çenesini destekledi ve avucunu yukarı doğru açarak elini Yue Fei’ye doğru uzattı, “Hangi soruyu anlamadın?”

Gözlerinin buluştuğunu gören Yue Fei eğildi ve kitabı ona doğru itti, “Anlamadıklarımı işaretledim.”

Gu Wei kitabı aldı.

Önceki gün Yue Fei’nin sorunun çözümlerini anlamadığını düşünen Gu Wei şu anda onun aslında temelinin zayıf olduğunu anlamıştı.

Gu Wei ona, “Hiç konu anlatımı kitabın var mı?”

Yue Fei kitabı çıkardı, “Evet.”

Yue Fei, Gu Wei’nin açıklama tarzına alıştığı için mi yoksa güzelliğin kutsaması nedeniyle mi bilmiyordu, Gu Wei’nin bugünkü açıklamasının daha anlaşılabilir olduğunu hissediyordu. Biraz konu anlatımı çalıştıktan sonra Yue Fei nihayet soruların nasıl çözülebileceğini az çok kavrayabilmişti.

Gu Wei’nin yardımından sonra Yue Fei odasına geri döndü.

Biraz düşündükten sonra, Yue Fei cep telefonunu çıkardı ve Tang Yue’ye bir mesaj gönderdi.

Yue Fei: Sekreter Tang, bugün meşgul müydünüz?

Tang Yue çabucak cevap verdi: Pek sayılmaz.

Yue Fei: Neden buraya gelmediniz? Başkan Gu meşgul görünüyor, ondan çalışmama yardım etmesini isterken çekiniyorum.

Uzun bir süre sonra, Tang Yue cevapladı: Bay Gu, çalışmana yardım mı etti?

Tang Yue’nin resmi konuşmadığı nadir anlardan biriydi.

Yue Fei: Evet.

Yue Fei: Değerli Başkanınız Gu’nun doktora programını birincilikle tamamladığını yeni öğrendim de. 

Tang Yue: …Hayır…bizim değil. Senin.

Yue Fei: ?

Tang Yue: O senin.

Yue Fei: ?

Tang Yue: Haha, sadece şaka yapıyorum.

Tang Yue: Komik değil mi?

Yue Fei: Sence ben güldüm mü?

Tang Yue: Doğru, gerçekten de komik değildi.

Yue Fei: Daha sonra vaktin olduğunda çalışmama yardım etmeye gel lütfen.

Tang Yue: Ben…önümüzdeki birkaç gün çok meşgul olacağım…Anlamadığın bir şey olursa, doğrudan Bay Gu’ya sorman daha iyi olur.

Yue Fei: Tamam.

Tang Yue: Sınavda iyi şanslar  💪

Yue Fei:

Şehrin başka bir köşesinde olan Tang Yue buzdolabını açtı ve bir kutu bira çıkardı.

Başkan Gu insanlara her zaman bir şeyleri açıklar mıydı ki?

Bir keresinde, rapordaki yanlış veriler nedeniyle bir yöneticinin kovulduğuna tanık olmuştu. Tang Yue, Gu Wei’nin ileri cebir gibi bir dersi sabırla ona anlattığına inanamıyordu.

Böyle beklenmeyen bir hareket yapmasının aşktan başka bir sebebi olabilir miydi?

Tang Yue, dikkate değer bir keşif yapmış gibi hissetti ve meslektaşı Qiao Si’ye bir mesaj gönderdi.

Tang Yue: Bunu sana söylemediğim için gelecekte beni suçlama. Şu andan itibaren Bay Yue’ye karşı kibar ol.

Qiao Si: Bay Yue senin gözetiminin altında değil miydi?

Tang Yue: Sanırım yakında görevlerimiz değişecek.

Qiao Si: Neden?

Tang Yue: Cinsiyet dezavantajı yüzünden.

Beta olan Qiao Si: Kaybol.

Ertesi gün, Qiao Si ve Tang Yue başkanın ofisine çağrıldılar.

Tang Yue’nin dediği gibi, daha önce Yue Fei ile ilgili tüm konulardan sorumlu olan kişi artık Qiao Si olmuştu.

“Önemli bir mesele değil, şu anda sizin için en önemli şey şirketin işlerini halletmek,” dedi Gu Wei.

Sadece Tang Yue, Gu Wei’nin masasının köşesinde, Yue Fei hakkında derlediği tüm bilgileri içeren bir dosya olduğunu fark etmişti. O bilgilerin içinde Yue Fei’nin eski erkek arkadaşının da bir alfa olduğu yazıyordu.

Qiao Si, Gu Wei’nin emirlerini dinlerken sadece başını sallamakla yetindi. Onun bakış açısına göre, şirketin işleri Yue Fei’den daha mühimdi.

Başkanın ofisinden ayrılan Tang Yue, Qiao Si’ye bakıp imalı bir şekilde gülümsedi, “Yoksa Bay Gu’nun talimatlarına uymama niyetinde misin?”

Qiao Si kaşlarını çattı, “Başka ne olacaktı? Maaşımızı bize Bay Gu ödüyor elbette onun talimatlarını yerine getirmek zorundayız. Bay Gu sadece mirası devralmak için onunla evlendi. Sözleşmeyi ihlal etmediği sürece önemsemeye gerek yok. Senin odak noktan yanlış yerde olduğu için Başkan Gu bu işi bana vermek zorunda kaldı. Bu aynı zamanda önceliklerini bilemediğin için sana bir uyarı.”

Tang Yue şaşırmıştı, “Ben mi? Önceliklerimi bilmiyor muyum? Tamam, gelecekte seni uyarmadığımı söyleyemezsin.”

İşleri devraldıktan sonra Tang Yue, Yue Fei’nin WeChat Kimliğini Qiao Si’ye gönderdi ve ardından Yue Fei’ye onu arkadaş listesinden silmesini isteyen bir mesaj gönderdi.

Yue Fei ona bir soru işaretiyle cevap verdi.

Tang Yue: Benim çalışma prensiplerim bu şekilde, her iki tarafın da çalışmasını etkilememek için böylesi daha makul. Gelecekte bir şey olursa Qiao Si ile iletişime geçebilirsiniz.

Yue Fei: Bu ani değişimin nedenini sorabilir miyim?

Tang Yue bir an düşündü ama daha fazla konuşmaya cesaret edemedi: Daha büyük bir projenin üstünde çalışacağımdan sık sık iş seyahatlerine çıkmak durumunda kalacağım, bu yüzden Qiao Si bu görev için daha uygun.

Yue Fei: Anlıyorum. Bu süre zarfında gösterdiğiniz özen için teşekkür ederim. 

Tang Yue: Hoşça kalın, Bay Yue 🤝

Yue Fei: 🤝

Böylece hafta sonu Nanwan Xiang bölgesine geri döndüler.

Yue Fei yemek sırasında tereddüt etti ve sonunda, “Neden Sekreter Tang’ın yerine başka birini görevlendirdin?” diye sordu.

Gu Wei yemek çubuklarını durdurdu, “Qiao Si’den memnun değil misin?”

Yue Fei: “O yüzden sormadım.”

Tang Yue’nin yerine geçtiğinden beri, Yue Fei ve Qiao Si, hiç konuşmamışlardı.

Gu Wei: “Tang Yue’nin başka işleri var.”

Yue Fei: “Ah, demek öyle.”

Bir duraksamadan sonra Yue Fei gözlerini indirdi ve, “Umarım en azından gelecekte benimle ilgili değişiklikleri önceden bana söylersin,” dedikten sonra yemek çubuklarını bırakıp, “Ben doydum,” diye ekledi ve kalkıp odasına döndü.


 

0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

You cannot copy content of this page

0
Would love your thoughts, please comment.x