Yemek odasında ortam garip bir şekilde sessizdi.
Çorbayla mutfaktan çıkan Chen Teyze ne içeri girebilmiş ne de geri mutfağa dönebilmişti.
İki ısırık daha yedikten sonra Gu Wei hafifçe kaşlarını çattı ve kaseyi yere koydu, “Lütfen masayı toplayın.”
Bunu söyledikten sonra o da ikinci kata çıktı.
Chen Teyze bitmemiş yemekleri çabucak kaldırdı ve çorbayı mutfağa geri götürdü.
Mevzubahis varlıklı insanlar olunca bir yabancı olarak, onların düşünceleri hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Bu yüzden de onlara bir şey sormaya ya da söylemeye cesaret edemiyordu.
Öte yandan Yue Fei odasına dönmüştü ve açıklanamaz bir şekilde depresif hissediyordu. Bu duyguyu uzun zamandır hissetmemişti.
Gu Wei anlaşmalı evlilikleri ile ilgili olan her şeyi tıpkı şirketteki diğer işlerini hallettiği gibi soğukkanlı bir şekilde hallediyordu.
Odasının balkonunda duran Yue Fei, uzaklardaki ışıkları seyrediyordu.
Gecenin soğukluğu ve vücuduna doğru esen serin rüzgar Yue Fei’nin öfkesini yatıştırmasına yardımcı oluyordu.
Neden sinirlenmişti ki? Aralarındaki ilişki başlangıçta çalışan-patron gibi olsa da zamanla iki iş arkadaşına dönüşmüşlerdi; farklı bir sekreterin gelmesi aslında büyütülecek bir şey değildi. Gerçekten de Gu Wei’nin ona fikrini sormasına gerek yoktu.
Gu Wei yanlış bir şey yapmamıştı, yanlış olan kendi düşüncesiydi.
Aslında az önce Gu Wei’ye karşı gereksiz yere öfkelenmişti.
Ne yapıyorsun sen? Bu kadar uzun süre burada olunca, bazı insanlar tarafından iyi muamele görünce ve rahat bir hayat yaşayınca, kendini gerçek Yue Fei mi sandın?
Odaya geri dönen Yue Fei, Gu Wei’ye mesaj gönderdi.
Yue Fei: Kusura bakma bugün iyi hissetmiyordum.
Gu Wei muhtemelen meşguldü ve ona hemen cevap vermemişti.
İkisi aynı çatı altında yaşıyor olsa da Yue Fei, Gu Wei’yi görmek için yukarı çıkmak istemiyordu.
O anda Gu Wei ikinci kattaki çalışma odasındaydı ve Yue Fei tarafından gönderilen mesaja bakıyordu. Kaşlarını kaldırmıştı ve düşüncelere dalmıştı. Daha sonra sohbet gruplarına baktı ve ağabeyi Gu Weî* ile olan mesaj kutusuna tıkladı.
ÇN: İkisinin adının yazıldığı karakterler farklı olsa da okunuşları çok benzer olduğundan î harfi kullanarak ayırt etmeye çalıştım
Gu Weî, evli bir omegaydı ve uzun süredir alfasıyla beraber denizaşırı ülkelerden birinde yaşıyordu.
Gu Wei: Wesley diğer omegalar yüzünden sana karşı öfke duyarsa ne yaparsın?
Gu Weî: Wesley beni aldatıyor mu?
Gu Wei: Hayır.
Gu Weî: Ah, aldatmıyor demek. Peki neden aniden böyle bir şey sordun? Xiao Fei sana sinirlendi mi?
Gu Wei: Hayır, bir arkadaşımın başına gelmiş de.
Gu Weî: Bana neler olduğunu ayrıntılı olarak anlat.
Gu Wei: Arkadaşım eşine fikrini sormadan sekreterini değiştirmiş.
Gu Weî: Çok önemli gibi görünmese de buna ikisi birlikte karar vermeliydi. Ama yine de arkadaşının eşinin öfkelenmesi için bir sebep yok, tabii sekreterle arasında bir şey….
Gu Wei: …
Gu Weî: Belki de öfkelenme sebebi bu değildir. Günlük hayatlarında kurdukları ilişkide bir sorun da olabilir. Önemsiz bir konudan kaynaklanmamıştır muhtemelen. Günlük hayattaki çatışmalarının birikimi patlak vermiştir.
Gu Wei: Arkadaşım çok iyi biri. Eşinin onunla ilgili bir memnuniyetsizliği olamaz.
Gu Weî: Bu dediğin mükemmel arkadaşın sahiden de sen değil misin?
Gu Wei: Hayır, geç oldu, erkenden yatmalıyım.
―
Yue Fei uykuya dalmadan önce gece geç saatte Gu Wei onun mesajına yanıt verdi.
Gu Wei: Meşguldüm, karnın açsa mutfakta bir şeyler var.
Yemekten bahsedince Yue Fei midesinin guruldamaya başladığını hissetti.
Yataktan kalkıp kapıyı açtı ve usulca mutfağa gitti.
Akşam yemeğinden beri dokunulmamış olan çorbayı buzdolabından çıkarırken Yue Fei merdivenlerden gelen ayak seslerini duydu.
Çok geçmeden az önce kendisine mesaj gönderen kişi mutfak kapısında belirdi.
Yue Fei kapıya sırtını döndü ve yüksek sesle sessizliği bozdu, “Sen de mi acıktın?”
Gu Wei’nin sesi biraz alçaktı, “Ah, biraz kaldıysa ben de yiyeyim.”
Yue Fei çorbayı ısıtırken, “Çorbayı ısıtıyorum, sen de biraz iç,” dedi.
Arkasındaki kişiden uzun süre bir yanıt duymayınca Yue Fei arkasını döndü ve Gu Wei’nin altın çerçeveli gözlüklerini takmış halde dikkatle kendisine bakıyor olduğunu gördü.
Yue Fei’nin arkasını döndüğünü gören Gu Wei, “Hazır mı?” diye sordu.
Yue Fei duraksadıktan sonra geri önüne döndü, “Birazdan hazır olacak.”
Çorba hazır olunca ikili tekrar yemek masasına oturdu.
Yue Fei, Gu Wei’nin gözlüklerini çıkarışını izlerken çorbasından bir yudum aldı, “Miyop musun?”
Gu Wei: “Hayır.”
Alfa olduğundan miyop olma olasılığı imkansıza yakındı.
Yue Fei şaşırmıştı, “O zaman neden gözlük takıyorsun?”
Cevap seçenekleri şunlardı; bilgisayar ekranından gelen UV ışınlarından korunmak ya da sen beğendiğin için. Gu Wei elbette ilk seçeneği seçmişti.
Yue Fei’nin önünde gözlükleri ilk taktığında Yue Fei bariz bir şekilde ona bakakalmıştı. Gu Wei, onun ne düşündüğünü anlamamış gibi yapmaya çalışmıştı ama Yue Fei’nin o anki düşünceleri yüzünden okunuyordu.
Güzellik tarafından kandırıldığını bilmeyen Yue Fei, cevabı duyunca biraz şaşırmıştı, “Anlıyorum.”
Böylece akşamleyin yemek masasında yaşadıkları tatsızlık hemencecik uçup gitmişti.
Yue Fei ses tonunu düzelterek sorusunu tekrarladı, “Tang Yue’yi neden değiştirdiğini sorabilir miyim? Gerçek sebebini merak ediyorum.”
Gu Wei çorbayı içmeyi bıraktı ve Yue Fei’yle göz göze geldi.
Yue Fei gözlerini indirdi, “Tabii cevaplamak zorunda değilsin.”
“Alfa olduğu için,” dedi Gu Wei.
Yue Fei: “Hı?”
Gu Wei gerçeklerin bir kısmını söyledi, “Biz sadece anlaşmalı olarak evlenmiş olsak da alfaların en ufak provokasyonu kaldıramayacağını sen de iyi biliyorsun. O senin yanındayken feromonlarımın kontrolden çıkma olasılığı var. Güvenliği için onu başka işlere yönlendirdim.”
Bu evrenle alakalı Yue Fei aslında çok az şey biliyordu. Gu Wei’yi dinlerken, bunun alfaların kazanma içgüdülerinden kaynakladığını sandı ve anlayışla başını salladı, “Demek öyle, anladım.”
Gu Wei emin değildi, “Gerçekten anladın mı?”
Yue Fei: “Sorun feromonlar yani, anlıyorum tabii.” Endokrin sistemdeki hormonsal bozukluklar gibi bir şeydi muhtemelen.
Gu Wei onun anlamış olduğundan hala emin değildi ama başını salladı, “Anladıysan iyi o halde.”
Çorbayı bitirdikten sonra Yue Fei kaseleri ve yemek çubuklarını mutfağa geri götürmeye yeltendiği anda bir çift el uzanıp boş kaseyi aldı.
Yue Fei ayağa kalktı, “Sorun değil, ben hallederim.”
Gu Wei onu görmezden gelerek kaseyi ve yemek çubuklarını bulaşık makinesine koydu ve geri geldi.
Yue Fei biraz utanarak ensesine dokundu.
Gu Wei aniden, “Benimle ilgili başka bir memnuniyetsizliğin var mı?” diye sordu.
Yue Fei başını kaldırdı: “Ha?”
Gu Wei: “Bana söylemek istediğin bir şey var mı?” Eğer Yue Fei ona söylemezse, kendisi anlayamazdı.
Yue Fei afallamıştı ve neden böyle düşündüğünü merak ediyordu, “Hayır, yok.”
Gu Wei’nin dudaklarının köşeleri kıvrıldı, “Zaten ben de öyle düşünmüştüm.”
Yue Fei: “?”
―
Bir sonraki hafta sınav haftasıydı.
Yue Fei, beş gün boyunca farklı farklı dersleri çalıştırılarak işkence görmüştü.
Zaman kazanmak için Gu Wei’ye o hafta kampüs dışındaki eve geri dönmeyeceğini, bunun yerine yurtta kalacağını önceden haber vermişti.
Gu Wei ona bir 👍 emojisi gönderdi ve böylece ikisi beş gün boyunca birbirleriyle iletişim kurmadı.
Gu Wei için olsa bile Yue Fei’nin hiç zamanı yoktu.
Nanwan Xiang bölgesine dönüş yolundayken Yue Fei, Gu Wei’ye mesaj göndererek nihayet eve döneceğini söyledi.
Gu Wei büyük ihtimalle meşguldü ve ona cevap vermemişti.
Yue Fei bir süre düşündükten sonra Qiao Si’ye bir mesaj gönderdi.
Yue Fei: Sekreter Qiao, son zamanlarda meşgul müsünüz?
Nanwan Xiang bölgesine dönene kadar Qiao Si’den bir yanıt gelmedi.
Qiao Si: Başkan Gu ile görüşmeniz gereken acil bir durum mu var? Başkan Gu iki gece üç günlük bir gemi turuna davet edildi. Şu anda oldukça meşgul ve yarın öğleden sonraya kadar müsait olamayacak.
Yue Fei: Hayır, acil bir mesele değildi.
Qiao Si: 😊
Demek Gu Wei bir seyahate çıkmıştı. Yue Fei başını kaşıdı ve telefonunu kapattı.
Nanwan Xiang bölgesine döndükten sonra, Yue Fei film izlemek için yemekten sonra oturma odasındaki kanepeye uzandı.
Geceleyin koskoca evde yalnız olmak ona çok boş hissettiriyordu.
Aslında ilk başta zaten evde hep tek başına kalıyordu, çünkü Gu Wei sık sık geç gelirdi.
Son zamanlarda, evde hiç yemek yemeyen Gu Wei sabah akşam onunla beraber yemek yiyordu ve Yue Fei buna ne zaman alışmış olduğunu bilmiyordu. Gu Wei her gece geç saatlere kadar ikinci kattaki çalışma odasında meşgul olmasına rağmen Yue Fei bazen sandalyesinin hareket sesini duyardı. Evde başka birinin olduğunu bilmek, nedense ona anlaşılmaz bir huzur veriyordu.
Bu nedenle, Yue Fei bu gece biraz uyumakta zorluk çekiyordu.
Gu Wei’nin geri dönmeyeceğini bilseydi, bu hafta sonu yurtta kalırdı.
Yue Fei’nin rastgele seçtiği filmin adı Birlikte Yaşama ve Aşk’tı. Ana karakterin kira sözleşmesi bittikten sonra yeni bir ev aradığını gördüğünde, Yue Fei aniden kendisinin ve Gu Wei’nin evlilik cüzdanlarını aldıktan sonra iki aydır birlikte yaşadıklarını hatırladı. Başta anlaştıkları süre neredeyse dolmak üzereydi.
Gu Wei’nin bundan sonra ne yapmayı planladığı hakkında hiçbir fikri yoktu.
Bunu anımsayınca Yue Fei aniden bu filmi daha fazla izleyemeyeceğini düşündü.
Oda arkadaşıyla sınavlar hakkında konuşmak için telefonu açtı ama aniden ekranında sosyal medyaya yeni düşmüş olan bir magazin haberini gördü.
[Bugün, Bowan Shenyang Gemi Turu’nda, yıldız Chu Ran beklenmedik bir şekilde kızışma dönemine girdi ve Gu Grubu Başkanı tarafından işaretlendi.]
Başlangıçta, Yue Fei haberlerin kim hakkında olduğunu bilmiyordu, sadece rastgele haberlere tıklamıştı. Gu Wei’nin ön sayfanın yarısını kaplayan resmini görene kadar aldatılmış olabileceğini fark edememişti.