Her şeyden önce, omega olduğunu çok fazla kişinin öğrenmemesi gerekiyordu.
Yue Fei’nin aklına gelen ilk şey buydu ve bu meseleyi gizlemek için Gu Wei’nin iş birliği gerekiyordu.
İkinci olarak da, doktorun da söylediği gibi cinsiyet farklılaşmasında alfa feromonlarına ihtiyacı vardı.
Bu konu da Gu Wei’nin iş birliğini gerektiriyordu.
Dahası, omega olması beklenmedik bir durum olsa da, bunun Gu Wei’nin planlarını etkileyip etkilemeyeceğini ve hatta aralarındaki anlaşmanın bozulup bozulmayacağını bilmiyordu.
Bunu Gu Wei’yle tartışması lazımdı.
İlaveten, önceki günkü öpüşmeleri…
Durumu sakin bir şekilde analiz eden Yue Fei, aniden yüzünü avuçlarıyla kapamak istedi.
İlk öpüşmelerini Gu Wei’nin kışkırtmasının bir sonucu, ikincisini de Gu Wei’nin ona yardım edişi olarak kabul edebilirdi.
Evet, bu gayet mantıklıydı.
Dürüst olmak gerekirse, Gu Wei ile nasıl yüzleşeceğini gerçekten de bilmiyordu.
Gu Wei bir keresinde ona omega feromonlarından hoşlanmadığını söylemişti ve şimdi Yue Fei bir betadan omegaya dönüşmüştü.
Bundan sonra Gu Wei’nin aralarındaki anlaşmayı feshedip etmeyeceğini bilmiyordu.
Omega olmak gerçekten de çok zordu. Bir de kızışma dönemi meselesi vardı tabii, şimdi ne yapacaktı?
Omega yerine bir alfaya dönüşseydi daha iyi olurdu… Yue Fei, hayal ettiği güzel geleceklerin artık yalnızca hayallerinde kalacağını hissediyordu.
Gu Wei ile evlilik sözleşmesi sona erdikten sonra seyahate çıkarsa ve kızışma dönemine girerse ne olacaktı?
Çok çalışırsa, kendine güvenirse ve kendi kendine yetmek için çabalarsa ama sadece bir kere yanında inhibitör taşımayı unutursa ve iş arkadaşlarından biri onu işaretlerse ne yapacaktı?
O anda, Yue Fei dünyanın gerçekten omegalara karşı kötülüklerle dolu olduğunu hissetti.
İlla işaretlenmesi gerekiyorsa, Gu Wei tarafından işaretlenmeyi tercih ederdi.
Birden Yue Fei’nin aklında bir fikir yeşerdi.
Eğer, işaretlendikten sonra ikisi birden diğer insanların feromonlarının kokusu almayacaksa o halde Gu Wei neden onu işaretlemiyordu ki?
Tıpkı Gu Wei’nin sözleşmeyle evlenecek birini bulması gibi, aralarında neden sözleşmeyle işaret olmasındı ki?
Gu Wei omegalardan hazzetmediği için onu işaretledikten sonra diğer omegaların onu baştan çıkarması konusunda endişelenmesine gerek kalmayacaktı. Yue Fei’nin ise aniden kızışma dönemine girerek başka alfalar tarafından işaretlenme riski ortadan kalkacaktı. Karşılıklı bir kazan-kazan durumu olacaktı böylece.
Fakat Gu Wei istemezse… sözleşmeli olarak onun alfası olmayı kabul edebilecek birini bulacaktı.
Tüm bunları düşündükten sonra Yue Fei rahatlamıştı.
İşaretleme sürecine gelince… Yue Fei aslında bunu pek iyi bilmiyordu. Zamanı geldiğinde kendisini akışa bırakacak ve sadece bir köpek tarafından ısırıldığını düşünecekti.
―
Yue Fei’nin sakinleşmesi için zamana ihtiyacı olduğunu bilen Gu Wei, düşünceli bir şekilde onu yalnız bıraktı. Odadan ayrıldıktan sonra doktorun yanına gitti ve ayrıntılı olarak Yue Fei’nin durumunda nelere dikkat etmesi gerektiğini sordu.
Tang Yue’nin tuttuğu ekip dünyanın en iyisiydi ve bu doktor geç farklılaşma vakalarını araştırıyordu.
“Ruhsal sağlığı en mühim olan ve dikkat edilmesi gereken şey,” dedi doktor, “Daha önceki hastamın bir omega partneri vardı, bu yüzden kendisinin de bir omegaya dönüşmesini kabullenemedi ve yanlış bir seçim yaptı.”
“Ne seçimi?”
“İntihara teşebbüs etti.”
Bunu duyan Gu Wei elini hafifçe sıktı, “Peki sonra ne oldu?”
“Omega erkek arkadaşı onunla kalmakta ısrar etti ve sevgisiyle onu kurtardı.”
“Hâlâ birlikteler mi? Mümkünse onları ziyaret etmek istiyorum.”
Doktor başını salladı, “Ne yazık ki sonunda ayrıldılar.”
Gu Wei sessizliğe gömüldü.
“Siz ve eşiniz çok şanslısınız. Alfaya değil omegaya dönüşüyor. Durum diğerleri kadar kötü görünmese de eşinizin ruhsal sağlığını gözetmelisiniz. Hayatını kökten değiştiren bir mesele bu,” diyerek açıkladı doktor.
Gu Wei: “Anlıyorum, teşekkür ederim.”
―
Qiao Si tarafından getirilen yemeği aldıktan sonra, Gu Wei odanın kapısını açtı ve içeri girdi. Hastane yatağında yatan Yue Fei ona baktı ve hiçbir şey söylemedi.
Onun epey sakin olduğunu düşünen Gu Wei yaklaştı ve yemek kutusunu masaya koydu, “Bir şeyler yemelisin. Serumun bitince eve gideceğiz.”
Yue Fei mırıldanarak onayladığını belirtti.
Hastane yatağındaki küçük masayı açtıktan sonra Gu Wei yatağın kenarına oturdu ve Yue Fei ile beraber yemek yedi.
Yue Fei yemeğini yerken gizlice Gu Wei’ye bakıyordu.
Gu Wei fark etse de hiçbir şey söylemedi.
İkisi sessizce yemeklerini bitirdikten sonra, Qiao Si yemek kutularını aldı ve Gu Wei de küçük masayı tekrar katladı.
Gu Wei dinlenmek için yanındaki küçük kanepeye oturduktan sonra, Yue Fei’nin bakışlarının yine kendi üstünde olduğunu fark etti.
Gu Wei: “Ne söylemek istiyorsun?”
O konuşur konuşmaz Yue Fei hemen başını çevirdi ve bakışlarını geri çekti, “Hiçbir şey.”
Yue Fei söyleyemezdi. Sonuçta ondan kendisini işaretlemesini istemesi oldukça utanç vericiydi.
Onun bu tavırlarını görmezden gelemeyen Gu Wei kanepeden kalktı ve tekrar yatağa oturdu, “Ne söylemek istiyorsun?”
Yue Fei bir an sessiz kalsa da Gu Wei’nin hala sessizce oturduğunu görünce yanıt verdi, “İnsanların omega olduğumu öğrenmelerini istemiyorum.”
Gu Wei: “Biliyorum, ben ve doktor dışında kimse bilmiyor.”
“Doktor farklılaşma dönemimin bir ay süreceğini söyledi,” dedi Yue Fei. Konuşmaya başladığında devamını getirebileceğini düşünüyordu. Fakat Gu Wei’nin gözlerine bakmaya cesaret edemeyerek başını eğdi.
“Önümüzdeki ay şirkette işleri tamamen babama bırakacağım. Balayına gideceğiz. Nereye gideceğimize çoktan karar verdim. Kimse bizi rahatsız edemeyecek,” dedi Gu Wei ve bir süre duraksadıktan sonra ekledi, “Sana yardım edeceğim.”
Yue Fei: “Omega olmam, planlarını etkileyecek mi? Aramızdaki anlaşma….”
Gu Wei: “Etkilemeyecek. Ancak anlaşmamızın üzerinde bazı değişiklikler yapmamız gerekecek.”
Örneğin, fiziksel temasın olmaması maddesi artık geçerli değildi.
Gu Wei, Yue Fei’nin tüm endişelerini biliyordu. Bu yüzden onu sakinleştirmek için anlaşmalarında değişiklik yapmak istiyordu.
Sözleşmeden bahis açar açma Yue Fei’nin bakışlarını kaçırdığını fark eden Gu Wei, “Anlaşmamız için aklında ne gibi bir fikir var?” diye sordu.
Yue Fei, Gu Wei’ye baktı, “Sadece ufak değişiklikler.”
Gu Wei de ona bakıyordu ve konuşmasını sürdürmesini bekliyordu.
Yue Fei sessizce yorganın altındaki elini sıktı, “Daha önce omegalardan hoşlanmadığını söylemiştin. O zaman bir omegayı işaretlemek istemediğini varsayıyorum?”
Gu Wei afallayıp kaldı. Daha önce öyle söylemişti ama… şimdi bundan tam olarak emin değildi.
Ona cevap şansı tanımadan Yue Fei devam etti, “Bir omegayı işaretlemeyi düşünmüyorsun çünkü duygularının feromonlar tarafından kontrol edilmesini istemiyorsun. Ama duygularının olmadığı birini işaretlemek ister misin? Tıpkı sözleşmeli evlilik gibi.”
Gu Wei bir an için Yue Fei’nin ne demek istediğini anlamadı ve hafifçe kaşlarını çattı, “Sözleşmeli işaret mi?”
“Duyguların olmadığı bir işaret. Yapmak istemediğin bir şeyi yaptırmak için asla feromonları kullanmayacağım. Beni işaretledikten sonra diğer omegaların feromonlarından etkilenmeyeceksin. Ben de kızışma dönemlerim için endişelenmek zorunda kalmayacağım. Karşılıklı çıkar sağlayacağız yani. Ne düşünüyorsun?”
Gu Wei bu kez anlamıştı ama yine de Yue Fei’nin ne düşündüğünü anlayabilmek için beynini açıp içine bakmak istiyordu.
“Benimle böyle bir sözleşme imzalamak mı istiyorsun?”
Yue Fei evet anlamında başını salladı.
Gu Wei o kadar öfkeliydi ki, sinirinden gülmek üzereydi. İkisi arasında kimin duygularının olmadığını sormak istiyordu ama Yue Fei cevabı zaten vermişti.
Ona yük olacağını hisseden Yue Fei aceleyle, “Eğer istemiyorsan, sorun değil. Mevcut sözleşmemiz sona erdiğinde, sözleşmeli işaret için başka bir alfa bulacağım,” dedi.
Bu sözler ağzından çıkar çıkmaz odadaki hava bir anlığına durgunlaştı.
Gu Wei öfkeyle güldü. Yue Fei’nin ona karşı hiçbir şey hissetmediğini ve onu sözleşmeli bir eşten daha ileri görmediğini nihayet anlamıştı.
Yani önceden olan her şeyi yanlış mı anlamıştı?
Birbirlerine aşık olduklarını sanmıştı. Ne kadar da gülünçtü!
Yue Fei’ye öfkeli gözlerle baktı. Kandırılmış gibi hissediyordu. İlişkilerini yanlış anladığı için hayal kırıklığına uğramıştı ve gururu ayaklar altına alınmıştı. Çok sayıda duygu birbirine karışmıştı. Böylece aniden ayağa kalktı ve odadan çıktı.
Eğer odadan çıkmazsa, öfkeyle bir şey yapacağından korkuyordu.
Yue Fei onun buz gibi bir ifadeyle çekip gittiğini görünce biraz hayal kırıklığına uğramıştı. Ama bunu zaten bekliyordu. Gu Wei bir omega istese, elini sallasa ellisiydi. Nasıl böyle bir şeyi kabul edebilirdi ki? Sonuçta onu işaretledikten sonra işaretin kalkması gibi bir durum olmayacaktı.
Yani artık başka birini bulması mı gerekiyordu? Ama Gu Wei’den başka biri tarafından işaretlenme fikrine bile dayanamıyordu.
Gu Wei kabul etmediği için kızışma dönemiyle başa çıkmasının bir yolunu düşünmesi lazımdı.
Doktor Yue Fei’nin kolundaki iğneyi çıkarmaya geldikten sonra bile Gu Wei geri dönmemişti.
Qiao Si’ye Yue Fei’yi eve götürmesini söylemişti. Yue Fei, Qiao Si’ye Gu Wei’nin nereye gittiğini sorduğunda, şirkette bir şeyler olduğunu ve Gu Wei’nin aceleyle gittiğini söyledi.
Farklılaşma dönemi nedeniyle, Yue Fei birkaç gün okula gitmedi. Bu esnada Gu Wei de eve hiç gelmemişti.
Onun sözleşmeli işaret teklifinden rahatsız olduğunu düşünen Yue Fei bir müddet düşündükten sonra Gu Wei’ye bir özür mesajı gönderdi.
Yue Fei: Bay Gu, bir anda omegaya dönüşerek sorun yarattığımın farkındayım. Özür dilerim. Daha önce Nanwan Xiang bölgesinde iki ay kaldıktan sonra taşınabileceğim konusunda anlaşmıştık. Aslında zaman dolmuş ama fark etmemişim. Yarın sabah taşınacağım. Sözleşmeyi feshetmek istiyorsanız, Qiao Si’ye veya Tang Yue’ye benimle iletişime geçmesini söylemeniz yeterli. Gizlilik maddesine kesinlikle uyacağım. Sizinle iş birliği yapmak benim için bir zevkti. Her şey için çok teşekkür ederim.
Bu mesajın ardından Yue Fei bir mesaj daha göndererek Gu Wei’ye o akşam gelip gelmeyeceğini sormuştu ve fazladan bir kase erişte pişirmişti.
Gu Wei yanıt vermedi.
Bir müddet sonra Yue Fei telefonunu masaya koydu ve pişirdiği iki kase erişteye şaşkınlıkla baktı.
Öyle görünüyordu ki, Gu Wei sahiden de omegalardan nefret ediyordu.
En azından biraz da olsa Gu Wei’nin ondan hoşlandığını sanmıştı…
Hatta Gu Wei’nin onu işaretlemekten tiksinmeyeceğini düşünmüştü…
Her şeyi gözünde fazla abartmıştı. İki kere öpüşmüş olmaları Gu Wei için hiçbir anlam ifade etmiyordu.
Yue Fei dudaklarını büzdü ve kalbindeki acıyı bastırmaya çalıştı. Erişte yemek için iştahı olmadığı için ayağa kalktı ve kendine bir bardak su koyarak doktorun yazdığı ilacı içti.
Neyse ki hastaneden ayrılmadan önce Gu Wei ortalarda yokken doktordan kendisine farklılaşma döneminde acılarını azaltacak bir hap yazmasını rica etmişti. Yoksa bir ay boyunca nasıl hayatta kalacaktı ki?