İçeriğe geç
Home » I Got Bitten After Transmigrating into a Pseudo-Beta 4. Bölüm: Başarılı

I Got Bitten After Transmigrating into a Pseudo-Beta 4. Bölüm: Başarılı

Yue Fei eve döndüğünde, Anne Yue oturma odasında televizyon izliyordu. Anne Yue’nin gözleri telefonundaydı, birkaç kelime yazdıktan sonra başını Yue Fei’ye doğru çevirdi.

“Xiao Fei, gel de otur,” dedi Anne Yue gülümseyerek.

Ne bilmek istediğini bilen Yue Fei bunu ondan saklamadı, “Genç Efendi Gu benim hakkımda iyi bir izlenime sahip, bu yüzden gitmeden önce beni tekrar göreceğini söyledi.”

Doğruyu söylüyordu. Anlaşmayı imzalamak için Gu Wei’nin sekreteri ile görüştükten sonra, ikisi arasındaki evlilik resmiyet kazanacaktı.

Anne Yue hafifçe gözlerini açtı, “Sahiden mi? Başarılı mı oldun yani?”

Az önce aşağı inmiş olan Baba Yue bunu duydu ve hemen yüksek sesle sordu, “Başarılı mı oldun? Sen ve Genç Efendi Gu evliliğe mi karar verdiniz?”

Yue Fei elleriyle sakinleşmelerini işaret etti, “Birlikte biraz daha zaman geçirmemiz gerekiyor.”

Baba Yue sevinçten havalara uçuyordu, “Xiao Fei’mizin çok…çok iyi göründüğünü biliyordum, Gu Ailesinin oğlu kesinlikle ilk görüşte sana aşık olmuştur.”

Yue Fei: “?”

Bu özgüven biraz fazlaydı.

“Anne, baba, biraz yorgunum. Yukarı çıkıp dinleneceğim,” dedi Yue Fei.

Baba Yue: “Tabii, erkenden yat. Ayrıca bu günlerde iyi beslen ve güzelce dinlen. Böylece gün içinde de daha iyi bir ruh halinde olursun.”

Yue Fei: “…Anlaşıldı.”

Baba Yue’ye göre, Yue Fei bu hafta okula gitmek yerine Gu Wei’yle görüşmeli ve ilişkilerini geliştirmeliydi.

Yue Fei sorgusuz sualsiz kabul etti, çünkü tatil fırsatını kaçıramazdı.

Ertesi gün, telefonu yüksek sesle titrediğinde Yue Fei hala rüya görmekteydi.

Yue Fei görmezden gelmeye karar verdi.

Arayan kişi oldukça ısrarcı ve inatçıydı. Telefon titrerken kendiliğinden yere düştü.

Yorgandan bir el uzandı ve yerdeki telefonu aldı.

Yue Fei telefona cevap verirken gözleri hala kapalıydı, “Alo?”

“Alo, Bay Yue Fei ile mi görüşüyorum? Ben Bay Gu’nun sekreteriyim. Bay Gu ile olan evlilik sözleşmenizle ilgili olarak, yüz yüze görüşmek mi istersiniz yoksa sözleşmeyi size e-posta olarak mı göndereyim?”

Yue Fei şaşkın bir şekilde “Tamam,” diye yanıtladı.

Daha sonra telefonu kapattı.

Diğer taraftaki sekreter: “?”

Çok geçmeden Yue Fei’nin telefonu tekrar titremeye başladı.

Yue Fei kaşlarını çattı, “Alo?”

Sekreter: “Bay Yue, sözleşmeyi e-postanıza gönderdim. Okumayı bitirdikten sonra herhangi bir sorunuz olursa beni bu telefondan arayabilirsiniz.”

Yue Fei: “Hmmm…”

Bunca zaman boyunca gözlerini açmamış olan Yue Fei telefonu kapatarak tekrar uykuya daldı.

O anda sekreter, tüm süreci izleyen ve ona bakmak için başını çeviren Gu Wei’yi takip ediyordu.

Sekreter: “Bay Yue uyuyor gibi görünüyor, onunla daha sonra iletişime geçeceğim.”

Gu Wei olduğu yerde duraksadı.

Sekreter kalbinin çarptığını hissetti, “Onunla görüşmek için evine gideceğim.”

Gu Wei: “Gerek yok, sadece sana dönmesini bekle.”

Sekreter: “Tamam.”

Yue evindeki Yue Fei yatağından ayrılmak niyetinde değildi.

Önceki gece hep Gu Wei ile olan evliliğini düşünmüştü. Her zaman uyuduğu saati kaçırınca sabah da uyanmakta güçlük çekmişti.

Yeni güne sağlıklı rutinine uymayarak olarak başlamıştı.

Tam eli yatak odasının kapı koluna dokunmuştu ki, sabah erken saatte yaptığı telefon konuşmasını anımsadı.

Bir şeyi unutmuş gibiydi.

Cep telefonunu bulmak için yorganı kaldırdı; arama kaydına girdi, Yue Fei dağınık saçlarını ovuşturdu ve ekrandaki numarayı geri aradı.

Karşı taraf hemen cevap verdi.

“Bay Yue?”

“Ah, merhaba. Genç Efendi Gu’nun sekreterisiniz, değil mi?”

“Evet, benim adım Tang Yue.”

“Ah, Sekreter Tang, sabahları kan şekerim düşük oluyor. Kusura bakmayın sabah sizi pek anlayamadım.”

“Sorun değil, sözleşmeyle ilgili herhangi bir sorunuz var mı?”

“Sizi bir toplantıya davet ediyorum. Telefondan her şeyi konuşmak zor.”

“Elbette, sizin için ne zaman uygunsa haber vermeniz yeterli.”

“Bana bir zaman ve yer söylerseniz daha iyi olur. Benim…daha çok boş zamanım var.”

“?”

Tang Yue öğleden sonra buluşmaya karar verdi. Yue Fei ise yemek hazırlamak için aşağı inmeden önce banyo yaptı.

Ailenin diğer üyeleri çoktan işe ya da okula gitmişlerdi. Bir tek Anne Yue bahçede çiçekleri sulamaktaydı.

“Günaydın.”

Onun aşağı indiğini gören Anne Yue arka bahçeden oturma odasına döndü ve kahyadan ona yiyecek bir şeyler getirmesini istedi.

“Bir şeyler atıştır şimdilik, öğle yemeğini birazdan hazırlayacağız.”

Kahyanın verdiği tatlı yulaf lapasını yedikten sonra Yue Fei, “Ben dışarı çıkıyorum, öğle yemeğine kalamayacağım,” dedi.

Anne Yue: “Gu ailesinin oğluyla randevuya mı çıkıyorsun?”

Yue Fei: “Evet…Öyle de denebilir.”

“O zaman gidip farklı bir kıyafet giymelisin, bu sana yakışmıyor,” dedi Anne Yue heyecanla.

Yue Fei: “?”

Anne Yue’nin beklenti dolu bakışına karşılık olarak Yue Fei, “Şimdi üstümü değiştirirsem geç kalacağım,” dedi.

Dışarı terlikle çıkmasının bir sonucu olarak Yue Fei, Feng Mao Binası’nın kapısındaki güvenlik tarafından durduruldu.

“Kıyafetiniz uygun olmadığından içeri girmenize izin veremeyiz,” dedi güvenlik görevlisi ve acımasız gözlerle Yue Fei’ye baktı.

Yue Fei: “…İçeri girip giymek için takım elbise alamaz mıyım?”

Güvenlik: “İçeri giremezsiniz.”

Yue Fei: “…”

En azından şansını denemişti.

İçeri giren insanlara bir bakış attı. Herkes çok zarif ve şık kıyafetler giyiyordu. Kendi kıyafetleri ise oldukça uygunsuzdu.

Başka yolu yoktu, görünüşe göre toplantı yerini değiştirmek için Sekreter Tang’ı araması gerekiyordu.

Yue Fei arkasını döndü ve tam Feng Mao’dan ayrılmak üzereydi, bir grup insan kalabalığının hızlıca kapıya yöneldiğini gördü.

Bu insanların önünde yürüyen kişi, Yue Fei’nin önceki gece tanışmış olduğu Gu Wei’ydi.

“Üçüncü Genç Efendi Gu!”

Yue Fei merhaba demek için elini kaldırırken nasıl bir ortamda olduğunu unutmuş gibiydi.

Sesi duyunca Gu Wei, kayıtsız bir ifadeyle aniden duraksadı. Arkasındaki kalabalık da güvenliğin yanında olan ve öğrenciye benzeyen betaya doğru bakmıştı.

“Siz önden gidin,” dedikten sonra Gu Wei, Yue Fei’ye doğru yürüdü.

Diğerleri çok doğal bir şekilde onun emriyle ayrıldılar. Sadece elinde tablet tutan genç bir adam olduğu yerde kalmıştı ama oldukça endişeli görünüyordu.


ÇN: Bugün de başkasının yerine utandık çok şükür

0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

You cannot copy content of this page

0
Would love your thoughts, please comment.x