İçeriğe geç
Home » I Got Bitten After Transmigrating into a Pseudo-Beta 2. Ekstra

I Got Bitten After Transmigrating into a Pseudo-Beta 2. Ekstra

Uyarı: Bu bölüm diğer Yue Fei, gerçek beta Yue Fei hakkında. İsterseniz okuyun, istemezseniz de diğer ekstraya geçebilirsiniz hikâyeyi etkilemiyor.

Adı Yue Fei’ydi ve o bir betaydı.

Bu dünyada alfalar birinci sınıf vatandaş, omegalar ikinci sınıf vatandaş ve betalar da üçüncü sınıf vatandaştı.

Halkın düşüncesi buydu.

Ancak Yue Fei, hem omega hem de betaların mevcut toplumda en düşük statüye sahip olduğunu düşünüyordu.

İster yetenek ister çevre olsun, alfa olarak doğanlar, diğer iki cinsiyetten daha yüksek düzeyde ayrıcalıklı muameleden yararlanırlardı.

Yaratıcı o kadar adaletsizdi ki her şeyi alfaya vermiş ve diğerlerini de sonsuza dek alfaların liderliğine boyun eğmek zorunda bırakmıştı.

Çocukluğundan beri ne kadar uğraşırsa uğraşsın, hiçbir zaman alfaların önüne geçememişti.

Geçebileceği tek durum alfanın kendi kendine pes etmesi olabilirdi.

Aynı koşullar altında eşit çabayla, betalar alfalardan %20 daha az ödül alıyordu.

Bu, bilimsel deney istatistiklerinin sonucuydu. Bilim, betaya alfa ile aynı başlangıç ​​çizgisinde durmanın %500 daha çok çaba gerektirdiğini söylüyordu.

Yue Fei’nin bir çift küçük kardeşi vardı; sevgi dolu kardeşler gibi görünseler de sadece Yue Fei alfa kardeşine karşı hoşnutsuzluğunu saklamaya çalışıyordu.

Küçük erkek kardeşi belki de bunu fark etmişti. Yue Fei bilmiyordu ama alfa küçük erkek kardeşi hiçbir zaman kendi akranlarını geçememişti.

Ama küçük erkek kardeşi bu kadar kötü bir performans sergilese bile, ailesi yine de ailesi mirasın ona kalacağını söylüyordu. Küçük kız kardeşi bir omegaydı. Onun geleceği için endişelenmelerine gerek yoktu. Sadece bir beta olan Yue Fei, kendi geleceğini göremiyordu. Kardeşlerinin gelecekte kendisine yardım edeceklerini umut etmekten başka çaresi yoktu.

Bu nedenle Yue Fei ne kardeşlerine ne de ailesine yakın olmak istiyordu.

Belki yabancıların veya diğer aile üyelerinin gözünde uyumlu bir aileydiler. Ama Yue Fei aslında öyle olmadıklarını biliyordu.

Ailesi iki yüzlüydü.

Daha sonra Yue Fei bir alfaya âşık olmuştu. O alfa çok özeldi. Kadere inanmadığını ve alfa ile omega arasındaki bağa katılmadığını söylemişti. Âşık oldukları sürece alfa ve beta olarak sonsuza dek birlikte olabilirlerdi.

Yue Fei ona inanmıştı.

Ancak daha sonra Yue Fei bir yalana inandığını öğrenmişti. Ardından açıklanamaz bir kaza sonucu başka bir dünyaya gelmişti.

Bu dünyada alfa, beta veya omega kavramı yoktu.

İlk başta alışamamıştı ve zaman zaman Jian Yi’yi özlüyordu.

Tesadüfen bir kitap görmüştü.

Kitaptaki kişi ile aynı isme ve aynı deneyimlere sahipti. Yue Fei, bu kitaptaki kişinin kendisi olduğundan neredeyse emindi.

Ama ne yazık ki bu kitapta sadece bir yan karakterdi ve onun sayesinde iki ana kahraman birbirlerine âşık oluyorlardı.

Kitabı okuduktan sonra, Yue Fei kiralık evinde uzun süre yalnız kaldı. Sadece birkaç saat içinde, diğer dünyadaki hayatının sona erdiğini kabul etmiş gibiydi.

Artık anılarını unutmayı seçmişti.

Şimdi burası, onun var olmak için yeniden doğduğu bir dünyaydı.

Alfa, beta ve omega arasında fark yoktu. İkinci cinsiyetten dolayı doğuştan gelen bir adaletsizlik yoktu.

Bu yeni dünyada hayat Yue Fei için çok güzeldi. En zor şey bu dünyanın maddi harcamaları olabilirdi ama Yue Fei bundan korkmuyordu.

Şu anda üzerindeki tek baskı bedenin asıl sahibinin babasından kalan borçlardı.

Yue Fei, bu dünyanın kanunlarını inceleyerek alacaklılarından kurtulmayı başarmıştı.

Babasının tüm miras haklarından vazgeçmiş ve o yüksek borçları ödemek zorunda kalmamıştı.

Yue Fei çok garip hissediyordu. Bedenin asıl sahibi bu dünyada büyümüştü ve bu tür kuralları bilmemek imkansızdı, ancak o kişi o borçları üstlenerek neredeyse gençliğinden vazgeçmişti.

Anlayamıyordu ama çok da umursamıyordu.

Şimdi bu beden ona aitti, o bu dünyanın Yue Fei’siydi ve hakimiyet onun ellerindeydi.

Bunları hakkıyla halledecek ve yeni hayatının hiç kimsenin ve hiçbir şeyin mahvetmesine izin vermeyecekti.

Parası yoksa, yarı zamanlı bir işte çalışarak para kazanabilirdi.

Neyse ki Yue Fei, lüks bir batı restoranına piyanist olarak başvurmuştu. Önceki dünyada ne kadar çok çalışırsa çalışsın, yalnızca B+ becerisini elde edebileceğini fark etmişti. Ama bu dünyada A+ beceriler elde edebiliyordu.

Çaldığı kısa parça, restorandaki seçkin konuklar tarafından övülmüş ve müdür onu hemen işe almıştı.

Bu şekilde Yue Fei, hayatındaki ilk işine sahip olmuştu.

Ondan sonra her şey sorunsuz gitmişti.

Fotoğrafçılığı çok seviyordu ve çektiği fotoğraflar internette birçok kişi tarafından beğeniliyordu.

Resim yapmayı çok seviyordu ama daha önce yaptığı resimler hocaları tarafından hep aşağılanmıştı. Bu dünyada şans eseri bir yetenek avcısıyla tanışmıştı.

…Diğer dünyadayken alfaların yetenekleriyle boy ölçüşemezdi ama bu dünyada gerçek yeteneklerini sergilemeyi başarmıştı.

Bir insanın bu dünyada iyi şekilde yaşayabileceğinden gayet emindi.

Bu dünyaya âşık olmuştu!

Ama tam da onun için her şey yolunda giderken; bir gün, aniden yeni dünyasından orijinal dünyaya geri döndü.

Ah, kader ona cilve yapmaktan hoşlanıyor gibi görünüyordu.

Tanımadığı bir alfa onun eşi olduğunu söylemişti.

Telefondaki bilgiler, kendisinin ve Jian Yi’nin ayrıldığını gösteriyordu.

Şimdi ne yapacaktı?

Bu alfadan boşanacak ve kendi hayatını yaşayacaktı.

Ancak çok geçmeden doktor ona katlanamayacağı bazı kötü haberler vermişti ― o aslında bir beta değil, bir omegaydı.

Omega mıydı?

Hiç bu kadar komik bir şaka duymamıştı.

Alfası olmadan hayatta kalamayan bir omega mıydı yani?

Bunu asla kabul edemezdi.

Kader neden ilk önce istediğini yapmasına izin vermiş, neden böyle bir dünyanın var olduğunu göstermiş ve ardından onu bu kötü dünyaya geri atmıştı? Bu dünyayı hiç özlememişti ve orada kalmak istemiyordu!

Böylece Yue Fei ayrılmaya karar vermişti.

Gözlerini tekrar açtığında kendi kiraladığı dairedeydi ve nihayet o kitabın içindeki dünyadan kaçabilmişti.

Tanrı nihayet ona bir kez lütufta bulunmuştu.

Bu dünyada rahat bir nefes alabiliyordu.

Ancak Yue Fei tekrar o cehenneme geri döneceğinden korkuyordu, bu yüzden her gününü son günüymüş gibi yaşıyordu.

Evi, arabası ya da sabit bir işi yoktu. Orada kaldığı süre boyunca dünyayı gezecekti.

Nereye giderse gitsin küçük bir ev kiralıyor, geçici bir iş buluyor, başkalarının hikâyelerini dinliyor ve kendi hikâyelerini de başkalarına anlatıyordu.

Yeterince hikâye duyup yeterince konuştuğunda, tekrar yola çıkıyor ve bir sonraki varış noktasına ilerliyordu.

İlk birkaç yıl yalnızdı.

Ama bir gün, aniden birisi onun hızına yetişti.

Ona gelecekte onunla yürüyebileceğini söyledi.

Gelecekte onunla mı yürüyecekti? Yue Fei, gelecekte nereye gideceğini bilmiyordu ki. Tek bildiği, yeniden ilerleyeceğiydi.

“Nereye gidersen git sana eşlik edeceğim,” dedi adam.

Yue Fei kabul etti.

Yürümekten yorulduğunda bu kişi konuşmaya gerek duymadan kendi kendine gidecektir, diye düşündü Yue Fei.

Ama günler ve yıllar birbirini kovalamaya devam ediyordu.

O kişi hâlâ Yue Fei ile birlikteydi; ona ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış turlarında eşlik ediyordu.

Bu iki kişi asla aşkı dile getirmiyordu, sonsuz aşktan falan bahsetmiyordu.

Ama hep birbirlerine eşlik ederek bunu gösteriyorlardı.

Yazarın söyleyeceği bir şey var: Bedenin asıl sahibinin hayattaki seçimleri hakkında herhangi bir şey söylemeyeceğim, ama onun böyle bir insan olduğunu, böyle büyüdüğünü ve böyle düşündüğünü herkesin bilmesini istiyorum.

* *

Eğer hayat seni aldatırsa,

Üzülme, kızma!

Keyifsiz gününe katlan,

Neşeli günler gelecek inan.

Şimdiki zaman keder dolu olduğundan,

Kalp gelecekte yaşıyor.

Her şey bir gelip geçici, hepsi geçecek.

Ve geçmişte kalanlar, sevdi dolu bir hatıra olacak.

—— Puşkin “Hayat Seni Aldatırsa”

* *


ÇN: Bu şiiri yazar koymuş kitaba evet… Türkçesi doğru mu değil mi bilmiyorum, Rusça bilmediğimden dolayı Çincesinden bakarak anlamlı bir hale getirmeye çalıştım umarım yanlış değildir 🙁

 

0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

You cannot copy content of this page

0
Would love your thoughts, please comment.x