İçeriğe geç
Home » Wu Chang Jie 280. Bölüm (FİNAL)

Wu Chang Jie 280. Bölüm (FİNAL)

Altı Ay Sonra

“Zheng Nan, koşma düşeceksin yoksa.”

Hala zıbın giyen bir çocuk tombul minik bacaklarıyla çiçeklerin arasında zıplayarak çiçeklerle ilgilenen kişinin üzerine atladı.

Xie Bi An, Zhong Zheng Nan’a sarıldı ve ikisi aynı anda kıkırdamaya başladı.

“Shizun,” dedi Zhong Zheng Nan yumuşak sesiyle, “Hava çok sıcak.”

“Etrafta böyle koşuşturup durursan terlersin tabii böyle,” dedi Xie Bi An, ardından onu iki koluyla kavradı ve kucağına almadan önce ellerindeki çamuru sildi. Arkasını döndü, evin içine girerek ona bir bardak su doldurdu.

Çocuk suyu alır almaz bardağı kafasına dikti.

“Yavaş ol, yoksa boğulacaksın. Neden her şeyi böyle aceleyle yapıyorsun? Sen……” dedi Xie Bi An ama konuşmaya devam etmek üzereyken gülmekten kendini alamadı. Bu çocuk Shizun’unun reenkarnasyonuydu, bu yüzden onun mizacına benzemesi hiç de şaşırtıcı değildi.

Çocuk ağzını sildi ve bardağını Xie Bi An’a, “Bir bardak daha.”

Xie Bi An onun naif görünümünü görünce yine gülmekten kendini alamadı. Shizun’un şarap istediği zamanlardaki haline ne kadar da benziyordu. Shizun çocukken de suyu şarap gibi içer miydi acaba?

Bu sırada avlu kapısı bir gıcırtıyla itilerek açıldı. Fan Wu She elinde bir parça domuz eti, iki kavanoz beyaz şarap ve bir sepet sebze ile içeri girdi, “Dage, ben geldim.”

“Senden istediğim her şeyi aldın mı?”

“Hepsini aldım.”

Xie Bi An sepeti aldı ve kontrol etti, “Fengdu’nun Xiaoyaoniang’ı Shizun’un en sevdiği içkiydi. Hadi Shizun’un sevdiği birkaç yemeği yapalım.”

Şu anda Fengdu’daki orkide bahçesindeydiler.

Gizli Kutsal Tılsım’ı mühürledikten sonra, Fengdu’nun içindeki ve dışındaki kötü ruhları kovmaya başlamışlardı. Birkaç ay içinde, evlerini terk eden birçok insanı geri getirmişlerdi. Bugünlerde, insanlar şehrin her yerinde evlerini yeniden inşa etmekle meşguldü.

Daha önce büyük ölçüde tahrip olmuş orkide bahçesi de yeniden çeşit çeşit orkidelerle dolmuştu. Önceki hayatında Wuji Sarayı’ndaki orkide bahçesi tahrip olduğu zamanları anımsamıştı. O dönem orkide bahçesine çiçekleri yeniden dikebilecek gücü vardı ve isteseydi eğer İmparator olarak Daming Şehri’nin dört bir yanını orkidelerle doldurabilirdi. Lakin bunu istememişti. Bu kez Fengdu’daki orkide bahçesini bizzat yeniden çiçeklerle donatmıştı. Bu yeni orkide bahçesi onun dileğinin yerine gelmesini sağlamakla kalmamış, uzun zamandır kabuk bağlamış olan yaralarının da iyileşmeye başladığını fark etmesini sağlamıştı.

Bugün Zhong Kui’nin ölüm yıldönümüydü. Zhong Kui’ye saygılarını sunduktan sonra Zhong Zheng Nan ile birlikte yola çıkmayı planlıyorlardı. Fengdu Şehri barış ve istikrara kavuşmuştu ve yeraltı diyarı da kontrol altındaydı. Kötü ruhları kovmak için dünyanın dört bucağını dolaşmaları gerekiyordu artık.

Fan Wu She, Zhong Zheng Nan’ın başını okşadı, “Ben etrafta yokken Shizun’unun sözünü dinledin değil mi?”

“Dinledim. Ah, Shishu bana şeker getirdi mi?”

ÇN: Shishu” (师叔) terimi bir öğrencinin kendi Shizun’unun erkek kardeşi veya aynı Shizun’dan eğitim almış olan diğer bir Shizun’u ifade eder. Burada Xie Bi An Shizun olduğu için Fan Wu She de Shishu oluyor. Zaten Zong Zi Xiao’ya da kılıç çalıştıran ve eğitim veren Dage’sıydı kitabın en başında.

“Her gün şeker yersen dişlerin çürür demedim mi sana?” dedi Fan Wu She ve ardından qiankun kesesinden küçük bir top çıkardı, “Gidip bununla oyna.”

Çocuk küçük topa sarıldı ve heyecanla sekerek dışarı çıktı.

Xie Bi An  hâlâ hangi yemekleri pişireceğini düşünüyordu ki birden beli sıkıca tutuldu. Fan Wu She ona arkadan sarılmıştı.

“Yaramazlık yapma,” dedi Xie Bi An endişeyle. Çocuğun bir şey göreceğinden korktuğu için Zhong Zheng Nan’ı bulmak üzere başını geriye çevirdi. Ancak Fan Wu She pervasız davranmaya ziyadesiyle alışkındı ve bu muhtemelen Zhong Zheng Nan’ın ilk kez gördüğü bir şey değildi.

“Dışarıda oynuyor işte aldırış etme,” dedi Fan Wu She ve sıcak dudaklarını Xie Bi An’ın boynuna bastırdı, “İki saattir Dage’mı görmedim ve çok özledim. Ne yapabilirim ki?”

“Yine saçmalıyorsun.”

“Saçmalamıyorum. Bize bir bak. Her gün, çocukla ilgileniyoruz, kötü ruhları kovuyoruz, çiçekler dikiyoruz. Baş başa kalabildiğimiz çok az zaman var,” dedi Fan Wu She memnuniyetsizlikle ardından alnını Xie Bi An’ın yanağına dayadı.

“Saçmalıyorsun işte, her gün birlikteyiz ya,” dedi Xie Bi An ve onun elini okşadı, “Tamam, tamam, bırak beni. Bu Dongpo domuzunun pişmesi uzun sürecek.”

ÇN: Dongpo şu oluyor:

Fan Wu She, Xie Bi An’ın yüzüne yaklaştı ve şımarık bir çocuk gibi davranarak, “Dage, hadi öp beni,” dedi.

Xie Bi An gizlice gülümsedi ve Fan Wu She’nin dudaklarına bir öpücük kondurdu.

“Dage hadi bana ben yokken bu iki saatte neler yaptığını anlat. Seninle ilgili hiçbir şeyi kaçırmak istemiyorum.”

“Birkaç çiçeğin yerini değiştirdim ve gübreledim. Birkaç gün sonra buradan ayrılırken orkide bahçesini Liu Teyze’ye teslim edeceğim ama ben hâlâ biraz endişeliyim.”

“Ara sıra buraya geri döneriz,” dedi Fan Wu She ve Xie Bi An’ın yüzünü samimiyetle öpmeye devam etti: “Dage çok güzel kokuyor, bu kokuya öylesine hasret kalmıştım ki… Aslında Dage hep çok güzel kokuyor ama orkide bahçesindeyken daha da güzel kokuyorsun.”

“Sen de benimle aynı şeyleri kullanıyorsun, aynı şeylerle banyo yapıyorsun, giysilerini ve yorganını tütsülüyorsun. Vücudundaki koku benimkine benzer olmalı.”

“Hayır farklı. Dage mis gibi kokuyor. Çocukluğumdan beri Dage’nın kokusunu hep çok sevdim,” dedi Fan Wu She kıkırdayarak, “Seni ısırdığım için hep beni azarlıyorsun ama Dage o kadar güzel kokuyor ki yiyip bitirmek istiyorum.”

“Tamam, böyle şeyler söyleme……” dedi Xie Bi An. Yanakları kızarmaya başlamıştı. Fan Wu She’nin bütün gün böyle müstehcen sözler söylemesine hala alışamamıştı ve fark edilirse daha da gülünç duruma düşecekti. Fan Wu She’nin elini çimdikledi, “Hadi, bırak beni. Yemek yapmam lazım.”

Fan Wu She ancak o zaman isteksizce onu serbest bıraktı, “Sana yardım edeceğim.”

“Güzel, etleri temizle.”

Geçmişte, Xie Bi An Wuji Sarayı’nda yemek pişirirken Xiao Jiu da ocağın etrafında dolaşmayı severdi. Hayır, aslında Dage’sının yanında olmayı severdi. Sık sık yardım etmek istediğini söylerdi ama sadece yemeklerden aşırmak isterdi. Artık Xiao Jiu büyümüştü. Fakat hâlâ yemek aşırıyordu. Yine de yardım da ediyordu.

Birlikte ellerini yıkadılar ve çorbayı hazırladılar. Tatlı ve güzel kokulu olan sadece yemek değil; aynı zamanda bu iki aşık arasında olan sevgi ve şefkatti de.

ÇN: Ocak şu şekilde:

Dumanı tüten sıcak yemek ve şarap getirdiler, Zhong Zheng Nan’ı kucaklarına aldılar ve Zhong Kui’ye saygılarını sunmaya gittiler.

Zhong Kui’nin mezarı her zaman temiz ve düzenliydi. Zhong Kui’nin lütfuna mazhar olan bir efsuncu, mezar bekçisi olmak için gönüllü olmuştu. On binlerce insan sabahtan akşama kadar Cennet Efendisi’nin birkaç kilometre ötedeki anıt tapınağına ibadet etmeye gidiyordu. Gömülü olduğu gerçek yer yabancılar tarafından bilinmiyordu.

Xie Bi An şarap ve yiyecekleri düzgün bir şekilde yerleştirdi, tütsüleri yaktı ve Fan Wu She’yle Zhong Zheng Nan ile birlikte diz çöktü.

“Zheng Nan, bu senin büyük Shizun’un. O Shizun’unun Shizun’u. Gelecekte her yıl, Shizun seni Büyük Shizun’a saygı sunmaya getirecek. Eğer bir gün Shizun’un yürüyemeyecek kadar yaşlanırsa, sen Shizun’unun yerine gelmelisin, anladın mı?”

Zhong Zheng Nan hala mezar taşının üzerindeki kelimeleri okuyamıyordu ve orada kimin yattığını bile anlamamıştı. Sadece itaatkâr bir şekilde başını salladı, “Bu öğrenci anladı.”

Xie Bi An, “Shizun, öğrencim seni görmeye geldi,” diyerek derin bir saygıyla eğildi.

Fan Wu She de eğildi, “Bir günlük öğretmen, bir ömür öğretmendir. Shizun, bu öğrenci ömrünün sonuna dek günahlarını telafi etmeye çalışacak. Lütfen cennetten beni izle.”

Xie Bi An üç bardak şarap doldurdu, Zhong Kui ile birlikte içti* ve ona geçmişte olan her şeyi tek tek anlattı. Üzücü kısımlara geldiğinde gözyaşlarını tutamadı. Shizun’unu gerçekten çok özlemişti.  İki hayatı boyunca, sadece Zhong Kui ona baştan sona samimi ve koşulsuz bir şekilde iyilik etmişti. Zhong Kui onun için hem bir öğretmen hem de bir baba olmuştu, önceki hayatında eksik olanı doldurmuş ve bu hayatta devam etmesi için ona gereken her şeyi öğretmişti.

ÇN: Burada onunla içmiyor elbette şarabı yere döküyor bir ritüel olarak dkajsf

Bunu gören Zhong Zheng Nan, Xie Bi An’ın gözyaşlarını silmek için minik elini uzattı ve yumuşak bir sesle, “Shizun, lütfen ağlama,” dedi.

Xie Bi An çok duygulanmıştı. Çocuğu kucakladı ve yumuşak bir sesle, “Shizun, umarım bu öğrencin seni hayal kırıklığına uğratmamıştır,” diye fısıldadı.

Fan Wu She nazikçe araya girdi, “Dage dünyadaki en iyi öğrencidir. Shizun seninle gurur duyuyor olmalı.”

Önünde sessizce duran mezar taşına ve adeta yuvasıymış gibi kollarına sokulan çocuğa bakarken Xie Bi An kalbinde giderek artan bir sıcaklık hissediyordu. Usulca gülümsedi, “Shizun, bu öğrencin ömrünü kötü ruhları kovmaya, halkı korumaya ve ölümlü ile hayalet diyarlardaki barışı korumaya adayacak, tıpkı senin yaptığın gibi.” Ardından Fan Wu She’ye baktı, “Shidi de bana yardım edecek.”

Fan Wu She onun elini tuttu, “Mn.”

Xie Bi An ciddiyetle devam etti, “Zheng Nan büyüdüğünde, bu görevi nesilden nesile aktaracak. Binlerce yıl sonra bile dünya hala Cennet Efendisi Zhong Kui’ye saygı gösterecek ve onu anacak.”

Şu andan itibaren, artık İmparator veya Yüce İblis olmayacaktı. O korkunç karanlık ya da güzel efsanevi hikâyeler zaman içinde yavaş yavaş kaybolacaktı. Sadece biri siyah diğeri beyaz iki Wu Chang tüm yıl boyunca Jiuzhou’da dolaşacak, kötü ruhları kovacak, vahşi hayaletleri ve kinci ruhları acı çekmekten kurtaracaktı; böylece yaşam ve ölüm arasında net bir ayrım yapılacak ve herkes birbirini rahatsız etmeden birbirine saygı duyacaktı. Ayrıca herkesin karmaya saygı göstermesi için iyilerin ödüllendirilmesi ve kötülerin cezalandırılması da sağlanacaktı.

Her hikayenin bir sonu olsa da, hayat birçok hikayeye gebe olacak kadar uzundu en nihayetinde.

Hikayenin Sonu

 


ÇN: Bu kitapla vedalaşmaya hiç hazır değildim… Yazarı ve kalemini ne kadar sevdiğimi her fırsatta dile getirmemden anlamışsınızdır zaten. Tgcf ve mdzs sonrası okuduğum ilk kitap buydu, gerçi çevirirken araya pek çok kitap girdi ama hiçbiri aynı tadı vermedi. Bir tek Alpha Predator beni bu kadar sürüklemişti ancak yine de bununla kıyaslayamam… Kitabı başından sonuna dek benimle beraber sabırla okuyan herkese çok teşekkür ederim. Pek çok kez wattpad hesabım kapandığı ve araya bir de ameliyat sürecim girdiği için bir müddet sekteye uğrasa da bir kitabı daha tamamlamış olmaktan çok mutluyum. Kitabın ekstraları ile ilgili birtakım sıkıntılar var. Yazar ne yazık ki silmiş çoğu yerden. İngilizcesini değil Çincesini dahi bulamıyorum. Ama bulur bulmaz çevireceğimden emin olabilirsiniz. Bir başka kitapta görüşmek dileğiyle 🩷


 

 

5 3 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

2 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Abruss
Abruss
2 ay önce

Mariiii, çiçeğimmmm sabahın 6 sında okuyup oylayan o manyak benim çok ayrı düştük gör beniii (:

Last edited 2 ay önce by Abruss

You cannot copy content of this page

2
0
Would love your thoughts, please comment.x