Wu Chang Jie Giriş Bölümü

Jiuyou, yeraltı diyarında bir yer

Kan revan içinde olan yanmış ve heba olmuş toprakların üzerine, kırık uzuvlar, çürümüş cesetler saçılmıştı. Ceset yığınının ucu bucağı görünmüyordu. Kılıçlar kırılmış, insanlar ve hayaletler arasında bir sınır olan Luofeng Dağı, yoğun mücadeleler verilmiş bir savaş meydanına dönüşmüştü.

Bir ölüm sessizliği vardı.

Birden rüzgâr yükseldi, vahşi, perişan ve delici bir şekilde ortalığı kasıp kavurdu, sanki bir hayalet gecenin zifiri karanlığında çığlık atıyormuş gibiydi.

Ölü bedenlerin altında garip bir hareketlenme oldu.

Gökyüzünde birkaç kişi havada duruyor, sanki düşmanlarına bakıyorlarmış gibi aşağıya dik dik bakıyorlardı.

Liderin gözleri kasvetli, dudakları ise sessizdi.

Ceset yığını bir gürültüyle patladı, kara bir duman yaydan fırlayan bir ok gibi etrafa yayıldı, yerdeki beden birden sarsıldı, sanki bir yaylı tüfekle dürtülmüş gibiydi.

Bu kara duman bedeninin etrafını kuşattı, tüm vücudu kanlarla kaplıydı, yüzü net bir şekilde görülemiyordu, tabii şeytani ruhlara bakıyormuş gibi olan simsiyah gözlerinin dışında.

Kanlı elleriyle bir tılsımı kavradı, tılsım tıpkı yeşim taşı gibi yemyeşildi. Üzerindeki simgeler kanla yazılmıştı ve etrafa kırmızı bir parıltı yayıyordu.

“Zong Zi Xiao, sen Yin askerlerini çağırdın, yeraltı dünyasını işgal ettin, insan ve hayalet alemlerinin arasındaki dengeyi bozdun. Bu cennetin yasalarına aykırı, böyle bir günah asla affedilemez. Xuanyuan Gizli Kutsal Tılsımı’nı teslim et, yoksa tutuklanacaksın!”

“Eğer tılsımı verirsem, Dage’mı bana geri verecek misin?” diye sordu, sesinde soğuk ve öldürücü bir hava vardı.

“Zong Zi Heng’i hayata döndürürsem, tılsımı verecek misin?”

Zong Zi Xiao sinsice bir kahkaha attı, “Tam da Büyük İmparator Bei Yin’den beklenildiği gibi. Eğer gelmezsen, Jiuyou’yu dümdüz edeceğim. Dage’mı geri vermezsen de tılsımı geri vermeyeceğim. Bu yüzden, hodri meydan.”

“Vahşi velet!” diye kükredi Büyük İmparator Bei Yin, “İmparator’u intihar etmesi için zorladın ve şimdi de yeraltı diyarında yapayalnızsın. Adını Yaşam ve Ölüm Kitabı’ndan sildirmek mi istiyorsun? Yaşam ve Ölüm cennetin yoludur, bir ölümlü olarak böyle küstahlık yapma hakkına sahip değilsin!”

Zong Zi Xiao keskin beyaz dişlerini göstererek kahkaha attı, fakat gözlerinden iki sıra kanla karışık gözyaşı aktı ve yüksek sesle şöyle dedi, “Eğer cennet benim canımı yakarsa, cenneti kılıçtan geçiririm. Eğer yeryüzü beni reddederse, yeryüzünü katlederim-“

Xuanyuan Gizli Kutsal Tılsımı kanla kaplıydı.

Arkasındaki binlerce Yin askeri dirilip ayağa kalktı.

You cannot copy content of this page

Scroll to Top